71. Bölüm "Yıkım"

9.8K 786 79
                                    

Araf beni böyle durdurabileceğini mi sanıyordu? Ben ne zaman uysal bir kadın olmuştum ki. Beni nasıl eve kilitlerdi! Bizi böyle mi korumayı düşünüyordu? Böyle mi stresten uzak tutmaya çalışıyordu yani! Asıl ben böyle daha da çok strese girerdim. Beni düşünmeden hareket etmesi öyle kötüydü ki.

Sinirle Aslıya döndüğümde çatık kaşlarıyla bana baktığını gördüm. "Senin için bu kapıyı bir çekilde açacağım Dila hiç merak etme. Bizi eve kilitlemek ne demek, bu nasıl bir saçmalık böyle!"

İşte istediğim tepki buydu. Araf bunun hesabını bana verecekti. Aslı portmantonun alt dolabından orta boylarda bir balta çıkardığında şaşkınlıkla kaşlarım havalandı. Balta mı? Baltanın bu evde daha doğrusu portmantoda ne işi vardı?

Aslı ona şaşkınca baktığımı gördüğünde elindeki baltaya bakarak omuz silkti.
"Ne var kızım? Hırsız girerse kafasına geçiririm diye burada tutuyorum." Benim arkadaşımında normal olması beklenilmez bir şeydi zaten. Sırıtarak elinden baltayı aldım. İşte benim arkadaşım.

Sen şimdi görürsün Araf. Bu evden bir çıkayım bak sana neler yapacağım. Hırsla elimdeki baltayı tahta kapının kilidine vurduğumda kapının anında açılmasıyla şaşkınlıkla ağzım açıldı.

Daha zorlamamıştım bile!

"Lan hemen açıldı bu! Özgüre diyeyimde düzgün bir kapı alalım bu eve."

Zaman kaybetmemem lazımdı, hızla elimdeki baltayı aslının eline vererek yanağına bir öpücük kondurdum.
"Teşekkür ederim Aslı merak etme geleceğim. Şey açık bakkal bulursan üç dört kavanoz çikolata alır mısın bebeklerim çikolataya bayılıyorda."
Bir şey demesine müsade etmeden koşar adımlarla oradan uzaklaşırken Aslının arkamdan şaşkınlıkla bağırdığını duymuştum.

"Bebekler mi? Bebekler mi dedin sen!"

~~~~~~~

Koşar adımlarla kuyu'ya geldiğimde kapıda beni pijamalarımla gören korumalar şaşkınlıkla bana baktığında kaşlarımı çatarak başımı ne var dercesine sallayarak onlara baktım.
"Ne bakıyorsun Utku aç kapıyı!"

"Pardon yenge, buyur geç."

Ters bakışlarımla ona bakarak içeriye geçtiğimde gözlerim etrafta gelişi güzel dolaştı. Araf burada olmadığına göre ya depodaydı ya da odamızda. İlk önce odaya bakmak adına merdivenleri çıkarak hiç beklemeden odadan içeriye girdiğimde onları burada görememle vakit kaybetmeden aşağı inerek deponun kapısını açarak içeriye girdim.

Kulağıma gelen bağırışmalarla birlikte öfkeyle merdivenleri indiğimde Araf'ın evimize kurşun yağdıran şerefsizleri karşısına dizmiş işkence yapmak için hazırlandığını görmemle öfkeyle bağırdım.

"Araf kozcu!"

Benim bağırışımla birlikte hepsi birden bana dönerken bir an olsun gözlerimi ondan ayırmadım. Beni görmesiyle şaşırmadan kaşlarını çatarak bana bakarken öfkeyle yanına doğru ilerleyerek omuzlarından ittirdiğimde beklemediği hamleyle geriye doğru bir kaç adım attı.

"Arif götürün şunları mahzene atın! Çabuk!"
Benim emrimle birlikte hiç durmayarak Özgürle birlikte adamları taşırkarken öfkeyle Araf'a döndüm.
"Nasıl beni eve kilitlersin sen? Bana bunu nasıl yaparsın! Sana inanamıyorum!"

"Sizi korumak için yaptım."

Dediği benim daha da sinirlenmeme sebep olmuştu.
Ne demek sizi korumak için yaptım! Kimse karısı korumak için üstüne kapı kilitlememeliydi. Hele de karısı bir deliyse bunu hiç denememeliydi. Araf karşıma geçmiş kendini gayet haklı bulduğu tavrıyla bana bakıyordu. Oysa gayet suçlu olan taraf kendisiydi.

DelikanlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin