16| Birlikte

1.8K 118 224
                                    

Selam, nasılsınız?

Öncelikle kestane balının diyarı Zonguldak/Gökçebey/Pazarlıoğlu köyünden tüm dünyaya mutlu yıllar jdsfhsdgsd

Bölüm günü değil ama bu hafta sınavlarım başlıyor. O yüzden daha tam olarak çalışmaya başlamadan önce bölümü atmak istedim.

İyi okumalar.

💜🧚🏼‍♀️

"NE?" diyerek ona dönen kocası, hızla kapıdan içeri giren ikizi ve ikizinin nişanlısına bakmadan -bakışları bacaklarını ısıtan sıvıdayken- "Bu, o su mu?" diye sordu titremesine engel olamadığı sesiyle.

Efla'nın "Asiye, sakin ol." diyen telaşlı sesini duydu. Elini duvara dayayıp kapattığı gözleriyle nefes alıp verirken Ömer'in "Ne yapacağız? Ambulans falan mı çağırsak?" diyen sesine karşılık "Ömer, biz sana sorarız diye düşünüyorduk aslında, doktorsun ya hani." diye söylenen Doruk'u duydu.

"Ya çok pardon bölüyorum ama" dedi Asiye kesik nefesleri ile. "Doğuruyorum ya hani ben, orada durmak yerine bir şeyler mi yapsanız?"

Doruk, onu kucağına aldıktan sonra dışarı çıktı. Arabanın önünde beklerken apartman kapısından koşarak çıkan Ömer ve Efla, Ömer'in Efla'nın açılan bağcığına basması sonucu düşme tehlikesi geçirmesiyle ofladı Doruk ve "Gelip şu arabayı açsanıza artık." dedi yüksek sesle.

Asiye, göğsüne sinerken saçlarına bir öpücük kondurduktan sonra "Korkma bir tanem. Sen de kızımız da iyi olacaksınız. Sakın korkma, tamam mı?" dedi. Ömer ve Efla, yanlarında durduklarında birbirlerine bakarak beklemeye başlayınca Doruk "Biz çıkalım isterseniz." dedi sinirle.

"Açsana arabayı Ömer." "Hayatım anahtar sende." "Ya hayır, ben sana verdim, sende." "Sende anahtar." "CEPLERİNİZE BAKSANIZA KONUŞACAĞINIZA."

Bakışları bağıran Doruk'u bulurken ellerini ceplerine daldırdı ikisi de. Ömer, kendi cebinden çıkan anahtarla kapıyı açtıktan sonra arabayı çalıştırma konusunda savaş verirken sinirle güldü Doruk. "Her hafta kaç tane ameliyata giriyorsun, gören de ilk defa hasta görüyorsun sanacak Ömer."

"Hastalar kendisi geliyor, Doruk. Ben evden almıyorum hiçbirini." derken sonunda arabayı çalıştırınca aynaları kontrol ederken "Ayrıca hiçbiri babamın kızı değil." diye devam etti Ömer ve hastaneye doğru sürmeye başladı.

Gözünden akan yaşlarla Doruk'a dönerken "Böyle gülerek hatırlayacağımız çok anımız olacak kızımızla, değil mi?" diye sordu. "Olacak, iyileşecek o." dedikten sonra bir nefes verdi Doruk. "Ben hep sana benzettim Rüya'yı. Dik başlı, asi tavrı, hazır cevaplılığı, olgunluğu hep seni hatırlattı bana. Ve sen benim tanıdığım en güçlü kadınsın Asiye. Rüya da senin gibi, çok güçlü. Atlatacak bunu."

Asiye, yüzünü tamamen ona döndüğünde geldiğini gördüğü Rüya ile hızlıca gözyaşlarını silerken "Geliyorlar." dedi. Doruk da kendini toparlarken Ömer'in elinden tutan Rüya, önlerinde durduğunda "Bakın, dayım bana pamuk şeker aldı." dedi.

Asiye'nin gözleri dolarken "Afiyet olsun bir tanem." dedi Doruk gülümsemeye çalışarak. Ömer, bakışlarını onlarda gezdirdikten sonra koridorun başında kendilerine doğru gelen eşini görünce "Dayıcığım, sen Efla'nın yanına git, beni bekle, tamam mı?" dedi. Rüya onu kafa sallayarak onayladıktan sonra gidişini izledi üçü de.

Asiye ve Doruk'a döndükten sonra "Yok öyle bir şey, değil mi?" dedi Ömer. "Rüya lösemi, Ömer." diye cevap verdi Asiye ona tek nefeste. Ömer, sıkıntıyla ellerini saçları arasına daldırırken dolu gözlerinden birkaç damla yaş aktı. Sonra kendini toparlayarak "Lösemi tedavisi olan bir hastalık. Sakın umudunuzu kaybetmeyin, tamam mı?" dedi.

Leukemia ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin