S2B22| Mercimek

1.2K 89 338
                                    

Selam, n'aber?

Bu bölüm bebek için hastanedeyiz. Biraz teorik bilgi, biraz da şapşal Doruk göreceğiz bu bölüm. Tekrar okumadım, nasıl olduğunu bilmiyorum ama yazarken çok hoşuma gitti.

Bölüme geçmeden önce, düşen oy ve yorum sayıları canımı sıkıyor, üzülüyorum. BEN ÜZÜLÜRSEM BU HİKAYEDEKİ HERKES ÜZÜLÜR, ALOOO!

İyi okumalar.

💜🧚🏼‍♀️

Hemşire, kan vermek için koltuğa oturan Asiye'den kan almak için iğneyi koluna batırdığında yüzünü buruşturdu Doruk. Asiye, ona gülümserken "Geçmiş olsun." diyen hemşireye bir bakış attıktan sonra tekrar Doruk'a döndü ve "Canım yanmadı, merak etme." dedi.

Doruk, yandaki sandalyeye oturduktan sonra Asiye'nin elini kendi elleri arasına aldı ve bir öpücük bıraktı avuç içine. Asiye sevgi dolu gözlerle onu izlerken Doruk elindeki meyve suyu kutusunu ona uzatarak "Sana vişne suyu aldım." dedi.

Asiye gülümseyerek "Teşekkür ederim." derken pipetini taktığı meyve suyunu ona uzattı Doruk. "Kan falan verdin ya yürüyebilecek misin?" deyince "Yok Doruk, yürüyemem. En iyisi kucağına al sen beni." dedi Asiye şakayla.

Aniden havalandığında kollarını refleksle Doruk'un boynuna sararken "Ne yapıyorsun Doruk, şaka yaptım sadece." deyince "Olsun, yine de yürüme." dedi Doruk. Asiye koridordaki insanlara bir bakış attıktan sonra "Doruk, herkes bize bakıyor bak, bırak." dediğinde "Baksınlar ya, ben sana bakıyorum." dedi gülerek. "Doruk, düşeceğim." "Ya ben seni düşürür müyüm hiç?"

Adımları doktorun odasının önünde durduğunda yavaşça Asiye'yi yere bıraktı Doruk ve koluna girerek "Yavaş güzelim, dikkatli ol." dedi. "Doruk, ben hamileyim, ameliyatlı değilim." "Olsun, yine de dikkat edelim biz. Hem bak sen Umut'a hamileyken de ben demiştim sana 'Kendini yorma.' diye, sen beni dinlememiştin, az kalsın kaybediyorduk bebeğimizi."

Asiye'nin yüz ifadesi donarken, dediği şeyi fark ederek "Asiye, ben öyle demek istemedim." dedi Doruk. Onun dolan gözlerine bakıp "Güzelim, gerçekten öyle demek istemedim." dedi. Asiye "Yok, ben sadece bir an bebeğimizi kaybettiğimizi düşündüm." dedikten sonra yutkundu. "Doruk düşünsene hem Umut'u hem Rüya'yı kaybetmiş olacaktık benim sorumsuzluğum yüzünden."

Doruk bir nefes verdikten sonra küçük bir adımla aralarındaki mesafeyi kapattı ve Asiye'nin yüzünü avuçları arasına aldı. Dolu gözlerine gülümseyerek bakarken "Ama bak, çocuklarımız bizimle. Rüya iyileşti, Umut birkaç gün sonra 1 yaşına girecek. Biz birlikte çok mutluyuz, değil mi?" deyince kafa sallayarak cevap verdi ona, Asiye. Doruk, elini Asiye'nin karnına koyduktan sonra "Hem mercimeğimiz de var." dediğinde güldü Asiye ve "Bir mercimek olmadığı kalmıştı çocuğumun." dedi.

Doruk da güldükten sonra "Ayrıca hiçbir şeyin senin yüzünden olduğu yoktu, ben bir an düşünmeden konuştum sadece." deyince gülümsemekle yetindi Asiye. "Kantine inelim mi, bir şeyler yemek ister misin?" diyen Doruk'a "Yok, aç değilim." dediğinde "Ama belki bebeğimiz acıkmıştır, en iyisi bir şeyler ye sen." dedi.

"Yandık ya, 100 kilo olacağım yine doğuma kadar." "E Asiye büyümesin mi çocuk?" "O büyüsün, büyüsün de mümkünse ben büyümeyeyim." "Neden ya, başka bir güzelliğin oluyor öyle." "Tabi tabi, her yere yuvarlanarak gidiyorum ama olsun." "Ya can taşıyorsun sen, içinde insan büyüyor. Yiyeceksin de kilo da alacaksın." "Sen böyle deyince yemek yiyesim geliyor." "Hadi gel, kafeteryaya inelim o zaman."

Asiye gülerek "Yine kucağına alacak mısın?" deyince "Alayım mı?" dedi Doruk ciddiyetle. "Yok aşkım," dedikten sonra ellerini birleştirdi ve "Ben ellerini tutarak yürümeyi daha çok seviyorum. Güçlü hissettiriyor, düşmeme izin vermeyeceğini biliyorum." diye devam etti. Doruk, onu kendine çektikten sonra saçlarına bir öpücük bıraktı ve el ele yürümeye başladılar.

Leukemia ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin