S2B25| Şaka

1.3K 93 318
                                    

SELAM, NASILSINIZ?

Bu bölümü çok severek yazdım, çok eğlendim yazarken. Umarım siz de beğenirsiniz.

İyi okumalar.

💜🧚🏼‍♀️

Asiye, Doruk'un göğsüne yaslandıktan sonra Doruk "Vay be, demek Ömer gitti sonunda." deyince gülerek "Evet, e rahatlamışsındır sen de." dedi Asiye. "Yok ya, öyle demeyelim de baş başa kaldığımız için mutluyum tabi."

Doruk'un cümlesi bittiğinde uyanan Umut'un seslerinin telsizden duyulması ile "Al işte, Ömer dayısı kılıklı." dedi Doruk. "İki dakika baş başa kaldık ya, hemen uyandı." "Doruk, çocuk ne zamandır uyuyor zaten, acıktı." "Aman bir şey dedirtme oğluna." "Dedirtmem tabi, benim bir tanem o." "Oğlun bir tanen, ben de dış kapının mandalı, değil mi?" Asiye, ona güldükten sonra yanağına bir öpücük bıraktı ve "Her şeyimsin sen benim." dedi. "Ama şimdi oğlumla ilgilenmem lazım."

O, oturduğu yerden kalktıktan sonra Umut'un odasına doğru yürümeye başladı. Kapı çaldığında "Ben bakarım." diye seslendi içerideki Asiye'ye ve kapıyı açmaya gitti. Kapı açıldığında karşısında ağlayan Aybike, stres olmuş Berk ve bocalamış suratıyla Rüya'yı görünce "Ne oldu?" dedi telaşla.

Aybike, ona cevap vermeden içeri girerken, Berk ofladı sadece ve "Doğursa da hepimiz bir rahatlasak." diye söylenerek içeri girdi. Doruk kendisine bakan kızının önüne diz çöktükten sonra "Hoş geldin prensesim." dedi. Rüya gülümseyerek karşılık verdikten sonra "Baba, amcamla teyzem beni aldıklarından beri kavga ediyorlar." deyince kaşlarını çattı Doruk ve "Sen geç bakalım içeri, anlarız birazdan amcanla teyzenin derdini." dedikten sonra salona geldiler birlikte.

Doruk, Asiye'yi kucağındaki Umutla görünce "Ver sen oğlumu bana." diyerek kendi kucağına aldı Umut'u. O "Anlatın bakalım ne olduğunu." derken, Asiye ağlamaya devam eden Aybike'nin yanına oturdu ve "İyi misin Aybike, ne oldu?" dedi. Aybike burnunu çektikten sonra ona döndü ve "Ben iyiyim ama Berkay... Oğlum iyi değil, Asiye." dedi.

Panikle "Ne oldu bebeğe?" diyen Doruk'a baktıktan sonra "Ne olacak babası olacak geri zekalı yere düşürdü çocuğumu, kafası patladı oğlumun." diye cevap verdi Aybike. Asiye anlamayarak "Ne?" derken, Doruk "İyi de sizin oğlunuz daha doğmadı ki, nasıl düşürdü Berk, çocuğu?" diye sordu.

Berk sıkıntıyla ofladıktan sonra yüzünü sıvazladı ve "Ya tutturdu hamile yogası mıymış, doğuma hazırlık kursu muymuş neymiş ona gidelim diye. Tamam, dedim ben de, gittik işte. Ben oyuncak bebeğin altını değiştirirken bebek elimden kaydı, yere düştü. O zamandan beri ağlıyor, ben hiç iyi bir baba olamayacakmışım, daha çocuğu tutmayı bile beceremiyormuşum, ilk günden hastanelik edermişim ben çocuğu." diye anlattı.

Aybike hızla kafasını kaldırdıktan sonra "Ya eksik anlatmasana," dedi kızaran gözleri ve ağlamaklı sesiyle. "Devamını da anlatsana. Desene ben çocuğun altını değiştirirken düşürdüm, üstünü giydirmeye çalışırken kolunu çıkardım diye. En geç de sen doğurdun zaten, içinde kaldı çocuğum." "Ya Aybike, benim oğlumun kemikleri iriyse bu benim suçum mu? Hem gerçekten ben doğurmayacağım sonuçta." "Hala ne diyor ya? Al işte, aynı senin gibi ayı olacak o da."

"Bir dakika, bir dakika, ben anlamadım. Şimdi siz doğum kursundaki maket bebeğin başına gelenler yüzünden mi kavga ettiniz?" "Ya Doruk anlamıyorsun hiçbir şeyi, bizim oğlumuzdu o." "Tamam Aybike, özür dilerim, ben anlamadım." "Berk de anlamıyor zaten beni, kimse beni anlamıyor."

Doruk ne yapacağını bilemeyerek Asiye'ye bakarken "Ben anlıyorum seni." dedi Asiye, ona göz kırptıktan sonra. "Ama sen de Berk'i anla, sonuçta ilk defa baba olacak ve her şey çok yeni." "Hem annelik, babalık öyle kursla öğrenilmez ki, bebeğinizle birlikte tecrübe edeceksiniz her şeyi." "Mesela Rüya ilk doğduğu zaman Doruk kucağına almaya bile korkmuştu, bırak altını değiştirmeyi. Ben her seferinde canını yakarım korkusuyla yapmıştım her hareketimi, biz onunla birlikte büyüdük. Sen de Berk'e zaman ver biraz."

Leukemia ✓Where stories live. Discover now