28| "Sevgilim"

2.6K 107 321
                                    

Selam, n'aber?

Hızlandırılmış bölümlere kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Medyadaki şarkıyı çok seviyorum ve her dinlediğimde bana AsDor'u hatırlatıyor. 35.bölümde dizide kullanılan şarkıyla da çok benziyor. :D

Bölümü severek, dahası eğlenerek yazdım. Umarım siz de beğenirsiniz.

İyi okumalar.

💜🧚🏼‍♀️

Göğsünde uyuyan Asiye'yi izlerken bir nefes doldurdu ciğerlerine Doruk. Gözlerini gölgeleyen kirpikleri, kalemle çizilmiş gibi dudakları, yüzüne düşen kıvırcık saçları ile eşsiz bir manzara sunuyordu kendisine.

Bakışları pencereyi bulduğunda aydınlanmaya başlayan hava ile tekrar Asiye'ye döndü yüzünü. Ne olurdu ki bugün sabah olmasa, Asiye böyle yakınında olsa hep? "Ömür, dedikleri sığarmış bir ana. Göğsümde uyudun ya; dur zaman, uyu dünyam."

Kendi kendine mırıldanmaya başladığı şarkı ile yüzüne de bir gülümseme yayıldı eş zamanlı olarak. Böyleydi işte, Asiye yanında olunca kendiliğinden düzeliyordu her şey. Her şeyin güzel olacağına dair umut yeşertiyordu içinde, Asiye'nin kendisine aşkla bakan kahveleri.

Çalan telefona bir küfür mırıldandı kendi kendine. Ne diye sessize almamıştı ki, telefon sesi uyandıracaktı Asiye'yi.

Nitekim beklediği gibi Asiye uyandığında "Doruk?" demesi üzerine gülümseyerek "Efendim güzelim?" dedi. "Telefon çalıyor?" "Hı, yapıyor arada öyle şeyler. Neden, bilmem." Asiye dirseğinin üstünde doğrulurken "Şaka mı yapıyorsun?" deyince kaşlarını çatarak "Yo, ne alakası var?" diye sordu.

"E açsana o zaman telefonu." "Ya telefonu boş ver şimdi, çalar çalar susar." "Doruk!" dediğinde "Tamam, açtım. Kızma." dedi hızlıca. Yerdeki pantolonuna uzanıp cebinden çıkardığı telefonun ekranına baktığında kaşları çatılırken "Berk aramış." dedi susan telefondaki bildirim karşısında.

"Doruk, Rüya? Rüya'ya bir şey oldu. Ondan aradı Berk." "Asiye bir sakin ol. Öğreneceğiz şimdi." dedikten sonra Berk'in numarasına tıkladı ve telefonun açılmasını beklerken sırtı yatak başlığına dayalı Asiye'nin elini tuttu tek eliyle.

"Berk?" dediğinde ikisinin de oturuşları dikleşirken "Rüya iyi, değil mi? Kötü bir şey olmadı?" diye peşi sıra sıraladı sorularını. Karşıdan duyduğu "Baba." diyen ses karşısında rahatlamış bir nefes verirken "Efendim babacığım?" dedi. Asiye, yüzünü ona dönerken aramayı hoparlöre alarak kızlarının sesini duyma fırsatını verdi ona da.

"Ben sizi çok özledim." diyen kızlarına "Biz de seni çok özledik bir tanem." diye cevap verdi Asiye. Rüya'nın sevinçle "Anne!" demesi üzerine "Annem." dedi gülerek. "Aybike Teyzem, sizi kahvaltıya çağırıyor." diye devam ettiğinde birbirlerine baktıktan sonra "Olur bebeğim, geliriz." dedi Doruk. "Sizi kocaman öpüyorum." diyen Rüya'ya güldükten sonra "Biz de seni öpüyoruz." diye cevap verip kapattılar telefonu.

Asiye, Doruk'a dönüp "O zaman bir duş alıp çıkarız, değil mi?" deyince "Beraber mi?" diye sorması üzerine gülerek "Ayrı ayrı gidecek değiliz ya Doruk." dedi Asiye. Doruk muzip bir ifadeyle Asiye'nin saçlarını geriye alırken "Ondan bahsetmiyorum güzelim." demesi ile Asiye'nin kaşları çatılırken demek istediğini anlayınca "Pislik. Anca onu düşünüyorsun, değil mi?" dedi omzuna vurarak.

Göz kırparak "Ben hep seni düşünüyorum yavrum." demesi üzerine yüzüne bir gülümseme yayılırken "Kalk hadi, kalk." dedi Asiye. "Bizi bekliyorlar kahvaltıya." "Beklemesinler. Biz demedik ki 'Bekleyin.' diye." Asiye gülerek "Doruk hadi sevgilim, kalk." deyince "Bir daha söylesene." dedi Doruk. Asiye anlamadan bakarken "Adımı, senden böyle duymayalı çok uzun zaman oldu Asiye, ömre bedeldi. Şimdi tekrar söylese." dedi.

Leukemia ✓Where stories live. Discover now