Özel Bölüm (2)

1.5K 96 250
                                    

Selam, n'aber?

Ben çok özlüyorum Leukemia yazmayı, o yüzden bol bol özel bölüm yazıyorum. :D

Bu bölüm benim için çok özel, eminim sizin için de öyle olacaktır çünkü uzun zamandır beklediğinizi biliyorum.

İyi okumalar.

💜🧚🏼‍♀️

"Asiye'm, emin misin güzelim?" derken kardeşinin yüzünü avuçları arasına aldı Ömer. "Bak aynı hata 2.kez yapılmaz, iyice düşündün mü?" Asiye gülerek "Ömer!" deyince "Ben senin için diyorum bir tanem." dedi Ömer. "Yani yoksa benim Doruk ile bir problemim yok, biliyorsun. Ben kıskanç bir abi değilim."

"Sen benim abim değilsin Ömer." diyen Asiye'ye "Konumuz bu mu?" dedi Ömer. "Şaka yollu da söylesen beni düşündüğünü biliyorum ve demek istediğini anlıyorum." demesiyle bakışlarını kaçıran Ömer'e "Ama ben Doruk'u çok seviyorum Ömer, sen de bunu biliyorsun." dedi. "Onun beni ne kadar sevdiğini de biliyorsun. Bizim aşkımız bu şansı hak ediyor. Çok mutlu olacağız bu sefer, ben inanıyorum. Ben güveniyorum Doruk'a, sen de güven."

"Ben Doruk'u sevmesem, güvenmesem siz ayrıldıktan sonra bile onu ailemizin içinde tutar mıydım Asiye?" dedi Ömer. "Birbirinizi ne kadar çok sevdiğinizi en iyi ben biliyorum ama sen de beni anla. İkizimsin sen benim, canımın içisin. Seni tekrar üzme ihtimali bile deli ediyor beni."

"Bu sefer her şey çok güzel olacak Ömer, söz verdi bana. Biz çocuklarımızla birlikte çok mutlu olacağız." "En çok sen hak ediyorsun mutluluğu benim güzel kardeşim." dedi Ömer. "Sen Emel'e, bana, abime annelik yaptın. 17 yaşından beri her şeyle sen mücadele ettin Asiye. Şu an sahip olduğun ne varsa kendi emeğinle, gözyaşınla kazandın. Şimdi tüm gözyaşların yerine daha çok gülsün yüzün."

Asiye dolu gözleriyle Ömer'e sarılınca kollarını ona sarıp saçlarına bir öpücük bıraktı Ömer. Geri çekilip Asiye'nin yüzünü avuçları arasına alırken "Ağlama bak, bu ülke bir tane daha düğün günü terk edilen Ela görmeye hazır değil." deyince dolu gözlerine rağmen gülen Asiye karşısında boğazını temizleyerek "Ben bu aşka olan inancımı kaybettim Ela." dedi gülerek.

Asiye ağlamaklı sesiyle "Ömer..." deyince "Asiye bak ağlarsan makyajın akar ve pandaya benzersin. Ben de karnım ağrıyana kadar gülerim." dedi hızla. "Tamam tamam, ağlamayacağım."

Çalan kapıyla Ömer, Asiye'den uzaklaşırken "Geldi seninki." deyince gülerek kafa salladı Asiye ve ellerini, gözlerine bastırarak gözyaşlarını kuruladı. Ömer, Asiye'nin yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra "Seni çok seviyorum." deyince "Ben de seni çok seviyorum." dedi Asiye.

Kapı tekrar çalınca Ömer "Açacağız be, patlama." dedi ve Asiye'den uzaklaşarak kapıyı açtı. Doruk, Asiye'yi karşısında görünce "Melek gibi olmuşsun." deyince "Sen de Şam şeytanına benzemişsin." dedi Ömer.

Asiye "Ömer!" derken "Ömercik bugün o kadar mutluyum ki senle kavga ederek bozamam bunu." dedi Doruk. Ömer "Aman çok üzüldüm." dedikten sonra Asiye'ye döndü tekrar ve yanağından bir makas aldıktan sonra "Dediklerimi unutma güzelim, tamam mı?" dedi ve çıktı odadan.

Doruk, onun arkasından baktıktan sonra "Asiye kesin saçma sapan konuşmuştur yine Ömercik, sen boş ver onun dediklerini." deyince "Boş ver şimdi Ömer'i." dedi Asiye ve Doruk'a doğru adımlayarak kapattı aralarındaki mesafeyi. Kollarını, Doruk'un boynuna dolayınca onun beline sardı Doruk da kollarını.

Aşk dolu gözlerle birbirlerine bakarken "Birazdan yeniden evlenmiş olacağız." dedikten sonra Asiye'nin yüzündeki gülümsemeyi severek "Heyecanlı mısın?" dedi. Asiye, sorusuna kafasını iki yana sallayarak cevap verince kaşlarının çatılmasına engel olamadı Doruk. "Benim kalbim duracak gibi, sen neden heyecanlı değilsin ya?" deyince güldü Asiye ve "Çünkü ben, seninle zaten evliydim Doruk. Seninle evli olmam için soyadını taşıyor olmam gerekmiyor bence, kalbim zaten evliydi seninle. Şimdi sadece yasalara göre de evli olacağız o kadar." diye cevap verdi ona.

Doruk'un yüzündeki ifadenin yerine yerleşen gülümsemeye kaydı bakışları ve parmak uçlarında yükselerek birleştirdi dudaklarını. Doruk, avuç içini yanağına dayayarak öpüşünü derinleştirmek isteyince geri çekildi Asiye ama uzaklaşmadı ondan. "Birazdan nikahımız var Doruk." dedi gülerek. "Akşamı bekle."

İsyanla "Bekle, demesi kolay tabi." demesine karşılık "Bana da kolay değil sevgilim ama beklemek zorundayız." dedi. Doruk "Ne yapalım, bekleyeceğiz mecbur." dedikten sonra eğilip yanağına küçük bir öpücük bırakırken gülümseyerek gözlerini kapattı Asiye.

Doruk, geri çekildikten sonra Asiye'yi boydan boya süzdü. Kendi aralarında küçük bir kutlama yapacakları için gelinlik istememiş, beyaz bir elbise giymişti. Abartı bir detayı olmadan, sade ve şık bir elbiseydi üstündeki ama Asiye'nin üzerindeki duruşu Doruk'un nefesini kesmeye yetmişti.

"Çok güzelsin." dediğinde gülümseyerek karşılık verdi Asiye. "Seven insan güzelleşir, derler." diye karşılık verdi sonra ona. Cevabı Doruk'un hoşuna giderken küçük bir gülüş firar etti dudaklarının arasından.

Odaya geliş amacını hatırlayarak "Çiçeğini getireceklerdi, ben onu söylemeye gelmiştim aslında ama unuttum." dedi. Asiye, ona kafa sallayarak cevap verirken çalan kapıyla "Sanırım geldi." dedi. Doruk kapıyı açtığında karşısında elindeki papatya buketiyle duran Aybike'yi görünce gülümseyerek aldı elinden çiçekleri. Teşekkür ettikten sonra kapattı kapıyı ve tekrar Asiye'nin yanına geldi.

Buketini uzattığında alırken düşen yüzünü görünce "Ne oldu güzelim?" diye sordu. Asiye "Keşke cansız çiçeklerden yaptırsaydık buketi." deyince yüzüne küçük bir tebessüm yayıldı. "Yani keşke son vermeseydik bu çiçeklerin hayatına, hiçbir papatyanın ölümünden sorumlu olmasaydık keşke."

"Asiye biz bu çiçeklerin ölümüne sebep olmadık." dedi Doruk onu rahatlatmak ister gibi. "Bu çiçekler, bizim aşkımıza şahitlik edecekler birazdan. Hiçbiri kaybolmayacak, bizim aşkımızla birlikte günden güne yeniden yeşerecekler."

Asiye, ona gülümseyerek bakıp kafa salladıktan sonra el ele çıktılar içinde oldukları küçük odadan. Diğerlerinin olduğu küçük bahçeye yaklaştıkça duydukları seslerin artmasıyla içinde büyüyen heyecana engel olamadı Asiye ve daha sıkı tuttu Doruk'un elini.

Onlar için ayrılan masaya oturduktan kısa süre sonra gelen nikah memuru "Siz sayın Asiye Eren" deyince bir nefes verirken rahatlamak için yanında oturan Doruk'a döndü Asiye. Onun gülümseyerek kendisine baktığını görünce aynı şekilde karşılık verdi ve "İyi günde kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta Doruk Atakul'u eş olarak kabul ediyor musunuz?" diyen nikah memuruna döndü.

Cevap vermek için dudaklarını aralamışken "Araya 'çok çalışmak zorunda olduğu zamanlarda' diye de ekleyemiyor muyuz?" diyen Doruk'a döndü gülerek. Önündeki mikrofona uzanarak "EVET!" dedi coşkuyla. "Çok çalışmak zorunda kalsa da, bazen sinirden kıpkırmızı olmama sebep olsa da, çocuk gibi davranıp bazen küserek trip atsa da evet, ediyorum." dedi sonra Doruk'a dönerek.

Doruk'un yüzüne yayılan gülümsemeyi izlerken sorulan aynı soruya gür sesle "EVET!" diye cevap vermesi ile yerini kocaman bir gülümsemeye bıraktı yüzündeki tebessüm. Şahitlere de sorulan sorunun ardından imzalar atıldı ve aile cüzdanını Asiye'ye uzattı nikah memuru.

Asiye, Doruk'a döndüğünde tereddüt etmeden dudaklarını birleştirmesi karşısında kollarını boynuna sararak karşılık verdi ona. Ömer'in "Hep kötü örnek bu adam yeğenlerime." diyen sesini duyarlarken alınlarını birbirine yasladı Doruk.

Avuç içini Asiye'nin yanağına koyduktan sonra nazikçe severken "Bana verdiğin bu güzel aile için teşekkür ederim." demesine "Bana verdiğin sözleri tuttuğun için teşekkür ederim." diye cevap verdi Asiye. "Daha yeni başlıyoruz güzeller güzelim. Bak gör, öyle mutlu olacağız ki birlikte aşkımız dilden dile anlatılan bir masal olacak."

💜🧚🏼‍♀️

Nasıl buldunuz bölümü?

Ben çok severek yazdım, umarım siz de beğenmişsinizdir.

Evlendi çocuklarım, duygusal bir anneyim şu an.

Ömer'e ne diyorsunuz? :D

Papatyaları sevin. 🥺

Son olarak da sizi çok seviyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim. ❤️

Leukemia ✓Where stories live. Discover now