29| Abla

2.3K 120 199
                                    

Evet, yine ben! N'aber?

Bölümden çok emin değilim açıkçası ama sonunda beklenilen haberin geldiği bölüm, başlıktan da anladığınız gibi.

İtalik olanlar hot yine 😈🔥

İyi okumalar.

💜🧚🏼‍♀️

Banyodan düşük omuzlarıyla çıkan Asiye'ye bakarken içindeki nefesi sıkıntıyla bıraktı Doruk. Asiye yatakta yanına çöktükten sonra avuçlarıyla yüzünü örtünce "Asiye yapma böyle güzelim. Olacak, biraz daha sabır sadece." diyen Doruk'a çevirdi ıslak gözlerini. "Bir buçuk ay oldu Doruk. Kızımızın ömrümden bir buçuk ay eksildi. Olmuyor işte, hamile kalamıyorum ben. Yapamayacağız, kurtaramayacağız Rüya'yı."

Doruk, oturduğu yerde Asiye'ye döndükten sonra yüzünü avuçları arasına aldı ve "Olmayacak, diye bir şey yok. Olacak, olmak zorunda. Sadece biraz daha zamana ihtiyacı var demek ki." dedi. "Doruk, bizim zamanımız yok." diye cevap verdi Asiye ona gözünden akan yaşlarla. "Geçen her gün Rüya'nın şansı biraz daha azalıyor, biliyorsun."

"Bir tanem, sen kendini böyle üzersen, strese sokarsan zaten olmaz ki. Söz verdim ben sana, unuttun mu? Her şey çok güzel olacak. Biz denemeye devam edeceğiz, umudumuzu kaybetmeyeceğiz. O da illaki gelecek bize, güzel olan her şeyin er ya da geç bizi bulduğu gibi o da bulacak." Doruk'un gözyaşlarını silerken söylediği şeyler karşısında tebessüm ederek kafa salladı Asiye.

Yüzü, Doruk'un avuçları arasındayken onun yüzünü de kendi elleri arasına aldı ve yüzleri arasındaki mesafeyi kapatarak birleştirdi dudaklarını. Yüzündeki eller, belini sarınca kendi ellerini de Doruk'un göğsüne dayadı ve onu hafifçe iterek sırtını yatakla buluşturdu.

Kasıkları üzerindeki yerini bekletmeden alırken sıklaşan nefesleri ile devam etti sevdiği adamı öpmeye. Dudaklarını dudaklarından ayırıp boynunda gezdirmeye başladığında Doruk'un kasıldığını hissedince ona biraz daha yaklaşarak devam etti dudaklarını sıcak teninde gezdirmeye.

Önce kendi üzerindeki siyah penye tişörtü çıkartıp karşısında sutyeniyle kaldıktan sonra Doruk'un lacivert tişörtünü eteklerinden tutup çıkarmak isteyince belindeki tutuşunu sıkılaştırıp yatakta oturur pozisyona geldi Doruk. Asiye kucağında oturmaya devam ederken dudaklarını birleştirerek zorlaştırdı tişörtünün vücudunu terk edişini.

Birkaç saniye de olsa ondan ayrılıp tişörtünü çıkarmasına izin verirken teninin sıcaklığını hissedememenin tenindeki azabını duydu Doruk. Asiye elindeki tişörtü yere atıp tekrar kendisine döndükten sonra yüzyıllardır hasretmiş gibi birleştirdi dudaklarını. Onu içine çekmek, kendine saklamak ister gibiydi öpüşleri.

Asiye'yi ani bir hareketle altına aldığında inip kalkan göğüslerine ve yüzüne dağılan saçlarına baktı hayranlık dolu gözleriyle. Saçlarını kibar hareketlerle yüzünden çektikten sonra eğilip bir öpücük bıraktı kendine has kokusunu saklayan gerdanına.

Elini, onun eline kenetledikten sonra başının yanına çıkardı ellerini ve sutyeninden taşan göğüslerinin üstüne bir öpücük bıraktı. Üzerinde yükseldikten sonra kafasını boyun girintisine yerleştirdi ve içine doldurduğu nefesle kokusunu hediye etti kendine.

Öpücüklerinin arasına küçük ısırıkları ve dil darbeleri karışırken dudakları arasından bir inleme kaçıran Asiye ile üstünde yükseldi. Gözleri buluşurken "Şş, sessiz ol güzelim." dedi. "Yan tarafta Rüya uyuyor. Sesimize uyanmasını istemeyiz, değil mi?"

Asiye ona gözlerini büyüterek bakarken güldü tepkisine. Bakışları tekrar buluştuğunda vücudunu terk eden tutku yine yüklenince sutyeninin askılarını indirdi hızla. Asiye yatakta belini hafifçe doğrultunca kopçasını da çözdü ve çıkartıp attı üzerinden.

Leukemia ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin