Özel Bölüm (3)

1.8K 104 379
                                    

Selam, n'aber?

Ben küçük bebeğimi çok özlüyorum. 🥺

Elimden geldiğince fazla özel bölüm yazıyorum ve aynı sıklıkla atmaya devam edeceğim. Eğer sizin de okumak istediğiniz özel bölümler varsa buradan ya da özelden yazabilirsiniz.

İyi okumalar.

💜🧚🏼‍♀️

"Ee Asiye," diyen Aybike'ye çevirdi Asiye bakışlarını. "Sen ne zaman döneceksin işe?" "Ya uzun zaman oldu, hemen dönmek istiyorum aslında ama daha Umut'a bakacak birini bulamadık. O yüzden mecbur bir süre daha evdeyim."

Elindeki kahveyi içen Sinem'e döndü sonra ve "Sen çalışırken kim bakıyor Sinan'a?" diye sordu. "Ben, anneme bırakıyorum." cevabını alınca ise yüzü düştü.

Yalandan bir gülümseme ile "Tabi bizimkilerin anneannesi de babaannesi de olmadığı için bakamıyorlar da doğal olarak." deyince "Asiye, ben özür dilerim ya. Düşünemedim bir an." diyen Sinem'e "Sen bir şey yapmadın ki gerçek bu." dedi. "Benim çocuklarımın anneannesi de babaannesi de yok."

Aybike, neşeli tutmaya çalıştığı sesiyle "Yengem ne güzel bakardı Rüya ve Umut'a." deyince "Evet ya, Hatice teyzem onlara öyle güzel bakardı ki eve dönmek istemezdi çocuklar." dedi Melisa.

Asiye'nin yüzüne yerleşen gülümsemeyi görünce diğerleri de rahatlarken "Annem gözünden sakınırdı onları." demesiyle "Annem de daha Avrupai bakardı herhalde." dedi Melisa gülerek. "Yani çocukların mutlaka günde bir saat piyano çalması gerekirdi ona göre ya da dil dersleri almalarını isterdi."

Bakışları buluştuğunda "İkisi bir araya gelince atışmalarını izlemek çok keyifli olurdu." dedi Aybike. "Biri çocuklarla evcilik oynarken diğeri puzzle yaptırmaya falan çalışırdı herhalde."

"Keşke böyle olmasaydı." derken bakışlarını yere eğdi Asiye. "Keşke annem de anneniz de yanımızda olabilseydi."

Ortamı yumuşatmak isteyen Sinem, gülümseyerek "Ben ikisini de tanımıyorum ama çok renkli karakterlermiş anladığım kadarıyla." dediğinde "Hıı," dedi Aybike yalancı bir gülümseme ile. "Özellikle Nebahat Hanım çok renkliydi, böyle kan kırmızısı."

"Aybike!" diyen Asiye'ye döndüğünde "Ne Asiye? Yalan mı? Her şeyi bildiği halde susmadı mı Nebahat Hanım? O yüzden değil mi Doruk ve Melisa'nın ona küslüğü? Şimdi ben söyleyince mi kötü oldu?" dedi.

"Aybike yeri de zamanı da değil, lütfen." diyen Melisa'ya bir bakış attıktan sonra "Haklısınız, özür dilerim." dedi Aybike. "Ama bir an tutamadım işte kendimi."

Duyulan zil sesiyle Aybike oturduğu koltuktan kalkarken Umut'un ağlaması duyulunca "O kadar da mesaj attım Doruk 'Çocuk uyuyor, zili çalmayın.' diye." deyip söylenerek yerinden kalktı Asiye ve oğlunun yattığı küçük odaya girdi.

Kucağına alıp omzuna yatırdıktan sonra sırtını sıvazlarken ağlaması durunca kendinden uzaklaştırdı ve bir öpücük bıraktı boynuna. Gülümseyerek "Mis kokulum." dedikten sonra dikkatlice kalktı oturduğu yerden ve kucağındaki oğlu ile salona geldi.

Az önce kalktığı koltukta oturan Doruk'u görünce "Yani Doruk, haber vermesem anlayacağım da 'Umut uyuyor.' diye mesaj attım o kadar. Al işte, uyandırdın çocuğumu." dedi hafif bir sitemle yanına otururken.

Doruk, Asiye'nin kucağında duran oğlunu kendi kucağına aldıktan sonra "Özür dilerim babacığım, seni uyandırmak istemezdim ama ablanın çişi yüzünden kapıyı çalmak zorunda kaldık." dedi.

Dediği şeye güldükten sonra "Anneciğim, alt tarafı parka gittiniz. Nasıl kirlettin üstünü bu kadar?" diyen Melisa'ya bir bakış attıktan sonra Doruk'a döndüğünde yaramazlık yaparken yakalanmış çocuklar gibi baktığını görünce gülerek "Ne oldu?" der gibi salladı kafasını.

Leukemia ✓Where stories live. Discover now