19|Söz

1.6K 117 237
                                    

Selam, nasılsınız?

Kötü bir hafta geçiriyorum o yüzden bölüm gününü beklemeden atmak istedim bunu. Ben çok severek yazdım, umarım siz de beğenirsiniz. İyi okumalar.

💜🧚🏼‍♀️

Arabadan indikten sonra arka tarafa geçip Rüya'yı indirdi Doruk. Ayaklarını yere basan Rüya, iki yanından kendisine uzanan ellere birer bakış attıktan sonra yüzünde bir gülümseme ile tuttu anne ve babasının ellerini. Lunaparkın büyük kapısından içeri girerken "Lunaparka mı geldik beraber? Sürpriz bu muydu?" dedi neşeli bir sesle.

"Evet bir tanem," diye cevap verdi Asiye. "Beğendin mi?" "Anne, çok beğendim." derken olduğu yerde hafifçe zıpladı Rüya. Aklına gelen soruyla durulup annesine döndükten sonra "Ama babam da kalacak, değil mi? Bizi bırakıp gitmeyecek, beraber oynayacağız?" diyerek sordu aklındakini.

Küçük kızının önüne diz çöktükten sonra yüzündeki gülümseme ile "Gitmeyeceğim babacığım, beraber oynayacağız." diye cevap verdi ona Doruk. Yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra kollarını boynuna saran kızını kucağına aldı ve "İlk neye binmek istersiniz küçük prenses?" dedi.

Rüya bakışlarını gökyüzüne çevirip düşündükten sonra "Dönme dolap!" dedi sevinçle kollarını havaya kaldırıp. Asiye ve Doruk, onun cevabına gülerken akıllarına birlikte ilk lunaparka gittikleri gün gelince yavaşça soldu ikisinin de gülüşü. Birbirlerine kaçamak bakışlar atarken aralarındaki sessizliği "Şey," diyen Asiye bozdu. "Eğer yükseklik korkun yüzünden kendini rahat hissetmeyeceksen binmesek de olur."

Kucağındaki Rüya'ya dönerken yüzüne bir gülümseme yayıldı Doruk'un. "Yok, yendim ya ben yükseklik korkumu." diye cevap verdiğinde "Doruk, Melisa söyledi uçağa falan binemediğini." dedi Asiye. "Kardeş misin, kalleş misin belli değil Melisa." diye söylendikten sonra "Siz, benim hakkımda mı konuşuyorsunuz?" dedi Asiye'ye dönerken.

"Hayır canım, ne alakası var? Öyle laf arasında söyledi, benim de aklıma geldi öyle." Doruk, kucağındaki Rüya'yı yere indirdikten sonra Asiye'ye döndü ve "Ben tüm korkularımı seninle yendim Asiye." dedi. "Sen yükseklik korkumu gördün, bildin ama içimdeki her korku senin uzattığın ele tutunarak cesur hissetti kendini. Seninle birlikte cesaretim de terk etti beni."

Asiye, bakışlarını onun üzerinden çekerken "Kaçırma gözlerini," diye devam etti. "Üzülmen için söylemedim. Sadece... Öyle işte. Her neyse, gidelim mi artık?" "Korkmayacaksın yani?" "E sen yanımdasın, her şey tam olması gereken yerde." Asiye'nin tebessümü yüzünde donuk bir hal alırken "Yani işte cesaretim falan. Korkmam yani." diye devam etti Doruk.

Asiye'nin yere eğilen yüzüne aheste bir şekilde yayılan gülümsemeyi izledi üstten bakarak. Çok seviyordu hala. 4 senedir ne kadar uğraşsa da çıkaramamıştı onu içinden, kalbi onun için atıyor gibiydi. İçten içe Asiye'nin de aynı şeyleri hissettiğini biliyordu; hala göz göze geldiklerinde titrek bir nefes dolduruyordu ciğerlerine mesela ya da her gülümsediğinde Asiye'nin de yüzüne yansıyordu aynı gülümseme.

Ayağını yere vuran Rüya, kollarını göğsünde bağlarken "Buraya böyle beklemeye mi geldik?" deyince güldü ikisi de. "Haklısın anneciğim. Hadi gidelim." deyip elini uzatan Asiye'nin elini tuttuktan sonra Doruk'un da elini tuttu Rüya ve onları çekiştirmeye başladı.

Dönme dolaba binmek için önüne geldiklerinde aklında canlanan anılar ile dudakları yukarı kıvrıldı Doruk'un. "Birde ben varken denesek? Yani mesela korktuğun an bana sarılabilirsin."

Yanındaki kadına baktı gülümsemesi solarken. 12 yıl önce bir lunaparkta gülerek el ele tutuştuğu, aşkla bakıştığı sevgilisi şimdi yanında kızının annesi olarak duruyordu, eski karısı olarak... O zamanki Doruk'un en büyük hayaliydi Asiye'si ile bir gelecek kurabilmek. Ama şimdi elini bile tutamıyordu. Birbirlerinin her şeyleri oldukları gibi hiçbir şeyleriydiler de.

Leukemia ✓Where stories live. Discover now