S3B8| Ailecek

392 35 63
                                    

Selam, n'aber?

Medyadaki şarkının bölümle alakası yok, Madrigal'imin yeni şarkısı diye ekledim sadece.

Bu bölümü geçiş bölümü olarak kabul edelim, devamında gelişecek olaylar için.

Umarım seversiniz.

İyi okumalar.

💜🧚🏻‍♀️

Asiye çalan kapıyla oturuşunu toparladıktan sonra içeri giren kadına gülümsedi ve "Hoş geldiniz." dedi kibar bir şekilde tokalaşırken. "Hoş bulduk Asiye Hanım, Sema ben."

Kısa bir tanışmanın ardından "Ben eşimden boşanmak istiyorum," diyerek konuya girdi genç kadın. "Tabii, anlaşmalı bir boşanma mı olacak?" "Hayır, eşim kabul etmiyor." "Öncelikle uzlaşma yoluna gitmeyi deneyebiliriz, böylece tek celsede bitmiş olur."

"Asiye Hanım, Tahir, eşim yani, alkolik. Öyle konuşmayla uzlaşılabilecek biri de değil, beni geçtim, ailesi bile katlanamıyor artık." "Şiddet var mı peki?" diyen Asiye'ye çekingen bir şekilde kafa sallayarak cevap verdi Sema.

Asiye belli etmemeye çalışarak oflarken, Sema dolu gözleriyle ona döndü ve "Ben sadece çocuğumu istiyorum Asiye Hanım," dedi. "Ona ait tek bir şey istemiyorum, ne para ne başka bir şey ama çocuğumun velayetini istiyorum." "Tamam," dedi Asiye hafifçe kafa salladıktan sonra. "Ben vekaletnameyi hazırlatıyorum. Beklerken bir kahve içer misiniz?" "Olur."

💜🧚🏻‍♀️

Asiye sırtını yatak başlığına dayadıktan sonra iyice büyüyen karnına sardı kollarını ve "Güzel kızım," dedi. "Kocaman oldun ya, sığmıyoruz artık bu pijamaların içine de, yarın babanla alışverişe gidelim, bayılır mutluluktan."

"Neye bayılırmışım ben?" diyen sesle kapıya döndüğünde kapıdan içeri giren Doruk'u görünce gülümsedi Asiye. Yatağa oturan Doruk, yanağına bir öpücük bırakınca gülümseyerek gözlerini kapattı. Kollarını ona sararken "Diyorum ki, yarın birlikte alışverişe mi gitsek?" "Alışverişe mi?" "Evet," dedikten sonra doğruldu Asiye ve karnını tutarak "Baksana şuna," dedi. "Kocaman oldu, sığmıyorum artık hiçbir şeyin içine."

Doruk, ona güldükten sonra bir öpücük bıraktı karnına ve "Sen gidelim diyorsan gideriz karıcığım," dedi. "Hem kızımıza da bir şeyler alırız." "Olur babası, alırız."

Gülümseyerek birbirlerine bakarken, aniden doğrulan Asiye'ye döndü Doruk telaşla ve "Ne oldu," dedi. "Sancı mı girdi?" "Yok da, bir şey mi kokuyor?" "Yoo." "Nasıl ya, sen de almıyor musun kokuyu?" "Ne kokusu?" "Kayısı."

Doruk'un yüzüne bir gülüş otururken "Aha," dedi. "Aşerdin mi sonunda?" "Ya Doruk, bırak şimdi şakaya vurmayı, ne olur kayısı bul bana." "Aşkım tamam, çıkar ararım şimdi, sakin."

"Olamam sakin falan, bak, milkanın mor ineği gibi lekeli doğururum çocuğu." "Bu nasıl tehdit ya?" derken gülen Doruk'u yataktan itti Asiye ve "Hadi," dedi. "Güzelim tamam, evden atacaksın neredeyse. Üstümü değiştirmeme izin var mı?" "Çabuk ol." Doruk gülerek "Tamam." dedikten sonra bir öpücük bıraktı Asiye'nin yanağına.

💜🧚🏻‍♀️

Asiye çalan kapıyı duyunca karnını tutarak kalktı yataktan ve kapıya doğru yürümeye başladı hızla. Kapıyı açtığında karşısında iki poşet kayısıyla duran Doruk'u görünce "Aşkım," dedi uykulu ama heyecanlı sesiyle. "Seni çok seviyorum, gerçekten." "Ben de seni çok seviyorum da içeri girsek mi artık, üşüdüm."

Doruk'un elindeki poşetleri aldıktan sonra mutfağa geçti Asiye ve yıkadığı kayısıdan bir ısırık aldı. Gülümseyerek gözlerini kapatırken "Çok güzel," dedi. Arkasından gelen Doruk'a döndü sonra ve "Bu mevsimde nereden buldun bu kadar lezzetlisini?" diye devam etti.

Leukemia ✓Where stories live. Discover now