S2B20| Kahvaltı

1.1K 83 301
                                    

Uzun sayılabilecek bir aradan sonra herkese selam. Düştük, kalktık, ayıldık, bayıldık ama buradayız. Sizden n'aber?

Bu bölümü pek sevmedim açıkçası ama geçiş bölümü olarak kabul edin lütfen. Çünkü direkt bir olaya geçiş yapmak istemedim, birkaç bölüm güzel şeyler okuyalım istiyorum.

Şarkının bölümle hiçbir alakası yok, öylesine koydum.

İyi okumalar.

💜🧚🏼‍♀️

Asiye yüzünü buruşturarak gözlerini sıktıktan sonra gözlerini yavaşça açtığında kendisini izleyen Doruk'u görünce bir gülümseme yayıldı yüzüne. Doruk da gülümserken elini, Asiye'nin saçlarına attı ve yavaşça okşarken "Güne açan çiçekler gibisin." dedi.

Asiye, ona gülümseyerek karşılık verdikten sonra "Günaydın sevgilim." dedi. Doruk da "Günaydın güzelim." diye karşılık verirken odalarının kapısı çalınca irkilerek oraya döndü Asiye. Ömer'in "Bu saate kadar uyunmaz, kalkın hadi." diyen sesini duyunca "Kalktık Ömer, kalktık." dedi Doruk bıkkın bir şekilde. "Ha iyi, tamam. Hadi gelin de kahvaltı edelim, acıktım ben."

Adım sesleri uzaklaşırken, Asiye "Ne olur bunları barıştıralım." dediğinde güldü Doruk ve "Hadi kalkalım, yoksa Ömer odaya dalacak birazdan." dedi. Asiye oflayarak "Ya cumartesi bugün," dedi. "Ben öğlene kadar yatakta kalmayacaksam neden böyle bir gün var?"

Doruk, onun yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra "Biraz daha kalsın, sıkılıp kendisi gider zaten." deyince "Umarım." dedi Asiye. Doruk'a baktığında bakışlarını kaçırdığını görünce kaşlarını çatarak "Ne oldu?" diye sordu.

Doruk, yüzünü ona döndükten sonra uzatmadan "Ya aslında ben 'Emel'i yanımıza mı alsak?' diyecektim sana ama Ömer'den sonra ister misin, emin olamadım." deyince "Emel'i mi?" dedi Asiye. "Evet." dedikten sonra "Yani Kadir ve Melisayla birlikte İzmir'de yaşıyorlardı diye söylememiştim ama artık İstanbul'dalar. Eğer sen de istersen bence Emel artık bizle yaşasın." diyerek açıkladı.

Asiye'nin yüzüne bir gülümseme yerleşirken "Ben ne diyeceğimi bilmiyorum Doruk." dedi. "Sadece bana değil, aileme de bu kadar değer vermen çok güzel hissettiriyor. Teşekkür ederim." "Asıl ben teşekkür ederim, bana gerçekten sevgi üzerine kurulu bir aile verdiğiniz için."

Ömer'in "Ya 'Acıktım.' dedim ya, gelsenize artık." diyen sesi aniden duyulunca sıçradı Asiye ve "Bugün biraz daha korkarsam çocuğumu düşüreceğim." dedi kendi kendine. Doruk "Ne, nasıl yani?" deyince ona döndü Asiye ve yüzündeki tebessümle "Yok öyle bir şey, sadece bir an ağzımdan öyle çıktı." dedi. Yüz ifadesinden rahatladığı belli olsa da "Sen yine de deme öyle şeyler." diyen Doruk'a kafa sallayarak cevap verdi.

Üzerlerini değiştirdikten sonra odadan çıktıklarında kapı sesini duyan Ömer "Hele şükür." deyince "Uyku düzenimizi sana sormadığımız için kusura bakma Ömer." dedi Doruk. "Belki gece uyumadık, ondan sabah uyanamıyoruz, sana ne."

Doruk "Neden uyumadınız?" diyen Ömer'e ofladıktan sonra "Bu seni neden ilgilendiriyor?" deyince, Ömer "Ya hani benim kardeşim ya bu kız, uyku düzeni bozulmasın diye dedim." dedi. "Ben karımı düşünürüm, merak etme sen." İkisinin de bakışları "Bölmek istemezdim ama ben de buradayım." diyen Asiye'yi buldu.

Asiye "Siz salona geçin, ben çocuklarıma bakıp geleyim." deyince "Ben de geleyim." dedi Doruk. Ömer "Acıktım, demem sizin için bir şey ifade ediyor mu?" dediğinde "Ömer 3 gündür aç yatırıyormuşuz gibi davranma." dedi Asiye. "Ayrıca benim bir bebeğim var ya hani, daha yaşını doldurmadı falan. Önce onu doyurmam gerekiyor. Ha eğer 'Ben, Umut'tan daha küçüğüm.' dersen ilk senin kahvaltını hazırlayayım." "Tamam ya, demedim bir şey."

Asiye önce Rüya'nın odasına girdiğinde uyumaya devam ettiğini görünce bir gülümseme yerleşti yüzüne. Doruk da yanına geldiğinde "Meleğime bak." dedi kısık sesle. Doruk da gülümserken "Geçen gün bana 'Baba anlattığın masallar gerçek oldu, değil mi?' dedi, biliyor musun?" dediğinde gülümsemesini silmeden ona döndü Asiye ve "O çok küçüktü biz boşandığımızda, bizi mutluyken görmedi hiç. En büyük hayaliydi bizim de bir aile olmamız. Şimdi hayallerini yaşıyor." dedi.

"O 4 yılda senden ayrı kalmaktan daha çok yıprandığım tek şey, Rüya'nın bu duruma bu kadar üzülüyor oluşuydu. Her seferinde hevesle gelip birlikte bir şeyler yapmak istemesi ama yapmamamız, sürekli ona ayrı olduğumuzu hatırlatmak zorunda olmak, gözlerindeki üzüntüyü görmek... 'Yaşadığım en kötü şeyler' listesinde ilk 5'ten biri kesinlikle bu."

"Diğerleri ne?" "Ya kötü konuları açıp keyfimizi kaçırmasak olmaz mı?" "Olur, tamam." diyen Asiye'nin saçlarına bir öpücük bıraktı Doruk. Lavaboya gitmek için yanlarından geçen Ömer "Sırnaşma kardeşime." deyince "Seni mi öpeyim Ömer?" dedi gülerek. "Aman yok, benden uzak Allah'a yakın ol." dedikten sonra yanlarından giden Ömer'in arkasından bakarken "Bugün Eflayla konuşalım en iyisi." dedi Doruk.

Asiye, onu kafa sallayarak onayladıktan sonra "Ben, oğluma bakayım. Uyandıysa karnı acıkmıştır." deyince, Doruk "Artık emzirmen zararlı değil mi?" diye sordu. "Küçük daha birden de bırakamaz ki." dedi Asiye. "Ya Doruk, benim oğlum daha çok küçük. Nasıl ikisine birden yetişeceğiz?" "Güzelim, ben yanındayım, her zaman da öyle olacağım." "Biliyorum ama sen de yetemiyorsun ki. Mesela şimdi Umut'un emip karnını doyurması gerekiyor ama hamileyim ben."

"Ne?" diyen sese döndüklerinde Ömer'i görünce ofladı Asiye. Ömer "Asiye sen hamile misin?" diye sorunca "Yok Ömer, ben hamileyim." dedi Doruk. "Ya duydun işte, daha neyini soruyorsun?" (Doruk, Mükremin olmuş. 🤠)

"Ömer, biz de daha yeni öğrendik, hatta doktora bile gitmedik daha, şimdilik aramızda kalsa olur mu?" diyen Asiye'ye gülümseyerek "Olur, olur tabi bir tanem." dedi Ömer. "Neyse ben, Umut'a bakayım." dedikten sonra oğlunun odasına girdi Asiye ve uykulu gözleriyle kendisine baktığını gördü.

"Anne." dediğinde "Annem." diyerek kucağına aldı oğlunu ve bir öpücük bıraktı yanağına. Odanın kapısını kapattı, arkadaki kanepeye oturup Umut'u kucağında yatar pozisyona getirdikten sonra emzirmek için üstünü sıyırıyordu ki göğüslerindeki sızı duraklamasına sebep oldu.

Biraz sonra Asiye, oğlunu emzirmeye başladığında yüzüne bir gülümseme yerleşirken "Benim güzel oğlum abi mi olacak şimdi?" dedi. "Babana kalsa her sene bir tane kardeşin olacak zaten anneciğim." dedikten sonra güldü ve "Ama yeter bu kadar." diye devam etti. "Bak, daha şimdiden şişti her yerim. Tabi Doruk Bey işin sadece yatak kısmında olduğu için. Ne diyorum ben ya? Sen kapat anneciğim kulaklarını, duyma beni. Akıllı oğlum benim."

Bir süre sonra kucağında Umutla odadan çıkıp salona geldiğinde "Güzelim sen neden aldın Umut'u kucağına?" dedi Doruk, oturduğu yerden kalkarken. Doruk, "Ya bir şey olmaz, korkma bu kadar." diyen Asiye'ye "Babayım ben, saksı değilim. Korkacağım tabi." diyerek cevap verdi ve Asiye'nin kucağından aldı Umut'u.

Doruk "Rüya uyandı, elini yüzünü yıkamaya gitti. Ömer'e de telefon geldi, çıkması gerekti." dediğinde "Hadi ya," dedi Asiye. "Karnım aç, dedi o kadar. Keşke bir kahvaltı edebilseydik." "Sevgilim, kazık kadar adam sonuçta, aç kalacak değil ya. Alır bir şeyler, yer. Sen merak etme."

Asiye tebessüm ederken "Hadi sen otur, ayaklarını uzat ve rahatına bak. Kahvaltıyı ben hazırlarım bugün." diyen Doruk'a "Yok ya." dediğinde "Ya batırmayacağım hiçbir yeri." dedi Doruk. Duyduğu adım sesleriyle salonun kapısına döndüğünde Rüya'yı görünce yüzüne bir gülümseme yerleşti ve "Hem bak, mutfağımızın şefi de geldi. Sen otur, rahatına bak. Kahvaltı işi bizde." dedi ve Umut'u oyun minderine bıraktıktan sonra salondan çıktı.

Aradan geçen yarım saatin ardından mutfaktan gelen seslere karşılık yüzünü buruştururken "Alt tarafı bir kahvaltı hazırlayacaksınız, sanki savaş çıktı evde." diye söylenen Asiye'yi çalan kapı susturdu.

💜🧚🏼‍♀️

Nasıl buldunuz bölümü?

Kim geldi sizce?

ÖMER.BİZİ.SAL!!!

RüyaKuşum çok mutlu, o mutlu olduğu için ben de çok mutluyum. Ayrıca bu hikayede Doruk kadar sevdiğim tek erkek karakter Umut, aşığım kendisine.

Okuduğunuz için teşekkür ederim. ❤️

Leukemia ✓Where stories live. Discover now