S3B4| Şarkının Nakaratı

339 43 98
                                    

Selam, n'aber?

Çok uzun bir ara oldu, bekleyen herkesten özür dileyerek başlamak istiyorum. Ama maalesef 2 hafta süren vizelerimde gözlerim akana kadar ders çalışmak zorundaydım dsgfdsjg

Bu bölümü eğlenerek, severek yazdım. Sizin de severek okuyacağınızı düşünüyorum.

Aslında bu sezon için amacım rom-com tarzı, kısa sürecek bir kurguydu başta ama tabi ki rahat durmadım hdsgfdshjg biraz karıştıracağım ortalığı 😈

İçinizi de yeterince kararttıysam sizi bölümle baş başa bırakıyorum hfgfdhfkdgj

İyi okumalar.

💜🧚🏻‍♀️

Asiye ve Doruk geldikleri hastanede sıra beklerken, heyecanla elini tutup üstüne bir öpücük bırakan Doruk'a güldü ve "Aşkım biraz sakin ol." dedi Asiye. "Asiye, ben çok heyecanlıyım ya." "E fark ettim onu."

"Ya ne bileyim, Umut'a hamileliğin hep hastanede geçti ya zaten, ben unutmuşum bu hisleri. Şimdi sanki nakaratına âşık olduğum şarkıya radyoda denk gelmiş gibiyim."

"Ha, yani Umut'u sevmiyorsun?"

Doruk'un yüzündeki ifade donarken, "Yok artık," dedi. "Asiye o nereden çıktı?" "Yok, ben anladım anlayacağımı."

"Tamam, ne anladın, bana da anlat." dedikten sonra histerik bir şekilde güldü Doruk ve "Ben hiçbir şey anlamadım çünkü." diye devam etti.

Asiye, ona omuz silkerek cevap verince içindeki nefesi serbest bıraktı Doruk ve "Asiye'm, Umut bizim oğlumuz," dedi. "Bizim, Rüya'nın umudu, kahramanımız o bizim. Sence benim oğlumuzu sevmeme gibi bir ihtimalim olabilir mi?"

"Niye öyle dedin o zaman?" "Ne dedim?" "Umut'un hamileliği hastanede geçti, dedin, ben bu hisleri unutmuşum, dedin. Demek ki Umut'un hamileliğinde bizim bebeğimiz olacakmış gibi hissetmedin sen."

"Sen unuttun herhalde benim Umut'u ne kadar beklediğimi," derken oturduğu sandalyede ona doğru kaydı Doruk. "Onca şeyin içinde sadece ondan bahsederken yüzümüzün güldüğünü, küvözden çıkana kadar neredeyse hiç uyumadan başında beklediğimi, kusmuğunu temizlediğim günleri... Yani online toplantıma 5 dakika kala üstüme işedi, kızmadım bile, daha ne yapayım sevgimi göstermek için?"

Asiye, ona gülerken "Ha şöyle ya," dedi. "Umut benim canımdan bir parça Asiye, nasıl sevmeyeyim? Baba, diye kaşlarını çatarak bağırışını bile dünyalara değişmem."

Onun Umut'u taklit ederek söylediği şeye karşılık gülerken gözünden akan yaşları sildi Asiye. "E ama neden ağlıyorsun şimdi?"

Asiye "Ben zaten hep böyleydim." derken omuz silkti. "Lisede de, evliyken de, boşanırken de... Şimdi kaç yaşına geldik, hâlâ böyleyim, sürekli haksızlık ediyorum sana. Sen benim gördüğüm en iyi babasın ama bir de benim sana söylediğim şeye bak."

Doruk, onu kendine çekip sarıldıktan sonra bir öpücük bıraktı saçlarına ve "Yani tabi üçüncü çocuk olduğu için alışkınım artık," dedi sırtını arkasındaki duvara dayayıp onu da göğsüne çekerken. "Rüya'da sinir, Umut'ta duygusallık... Şimdi de alınganlıkla uğraşacağız belli ki."

Asiye bir şey demek için dudaklarını aralamıştı ki diyeceği şeyi tahmin ederek "Şaka yaptım," dedi güldükten sonra. "Siz iyi olun da nazını, tribini çekeceğiz artık, ne yapalım?"

"Ya Doruuk!" "Aşkım şaka yapıyorum ya, valla, gül diye." "Gülmüyorum ama." "Tamam, sustum." dedikten sonra tekrar saçlarına bir öpücük bıraktı Doruk.

Leukemia ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin