S2B27| Kalp Atışı

1.1K 85 295
                                    

Selam, n'aber?

Bu beni aşırı heyecanlandıran, kurgusuna çok özen gösterdiğim bir bölüm. Bu bölüm bir gerçekle yüzleşeceğiz hep birlikte. Bölüm fikri şeyden beri aklımda, Asiye'nin ilk hastanelik olduğu bölüm. Hani Doruk kucağında falan taşımıştı ya, taaa o zaman düştü bu fikir aklıma.

Bölümü bana çok destek olan çiçeğime ithaf ediyorum. 🌺

Ben çok severek yazdım. Umarım siz de seversiniz.

İyi okumalar.

💜🧚🏼‍♀️

1 Ay Sonra

Asiye gözlerini hissettiği ağrıyla açarken elini karnına koydu acıyla. Avuç içindeki sıcaklık dikkatini çekince kendinden uzaklaştırdığı eline baktı, kanaması vardı. "Doruk..." derken hissettiği karnına saplanan şiddetli sancı, bıçak gibi kesti sözlerini. Konuşacak gücü kendinde bulamazken temiz olan eliyle kolundan sarstı Doruk'u.

Birkaç saniye sonra gözlerini aralayan Doruk, ağlayan Asiye'yi görünce hızla doğruldu yatakta ve "Asiye'm iyi misin, bir şey mi oldu?" dedi. Asiye, ona cevap olarak kan bulaşan avuç içini açınca oraya kaydı Doruk'un bakışları. "Asiye?" deyince "Doruk, bebeğime bir şey oldu." dedi Asiye ağlamasının arasından.

Doruk telaşla "Olmayacak bir şey, tamam mı? Sen sakın korkma." dedikten sonra dikkatlice kucağına aldı Asiye'yi. Saçlarına bir öpücük bıraktıktan sonra odadan çıkarlarken "Çocuklar yalnız kalamaz." dedi Asiye, ağlamaklı sesiyle. Doruk birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra "Tamam, arayacağım ben Ömer'i, sen düşünme şimdi bunları." dedi. Arabasının anahtarını aldıktan sonra kapıyı açtı yavaşça ve çıktılar evden.

Asiye, göğsüne sinip gözlerini kapatırken onu arabaya oturttu Doruk ve hızlıca kendi yerine geçti. Arabayı çalıştırdıktan sonra araç telefonundan Ömer'i aradı. Ömer telefonu "Ne oldu alışamadın mı yokluğuma?" diyerek neşeyle açınca "Ömer, biz hastaneye gidiyoruz, siz çocukların yanında kalsanız olur mu?" dedi.

Ömer "Ne hastanesi? Ne oldu?" deyince ona "Asiye'nin kanaması var." diye cevap verirken canının yandığını hissetti Doruk. Bakışları, aynadan ona kaydığında kafasını arkaya yaslamış, kapalı gözleri ve kasılı çenesiyle durduğunu gördü. Canının yandığını saklamaya çalışıyor gibiydi.

Telefondan "Neden, bir şey mi oldu?" diyen Ömer'i duyunca "Bilmiyorum, Allah kahretsin, hiçbir şey bilmiyorum." dedi. Tekrar Asiye'ye bir bakış attığında gözlerinden akan yaşları görünce "Ömer, ben kapatıyorum." dedi. Ömer "Tamam, biz de gidiyoruz şimdi çocukların yanına, 10 dakikaya orada oluruz." deyince kapattı telefonu.

"Asiye," dediğinde kapalı gözlerini sıkan Asiye'yi görünce "Asiye'm..." dedi. "Canın yanıyor, biliyorum. Lanet olsun ki elimden de bir şey gelmiyor. Ama sakın korkma, tamam mı? Hiçbir şey olmayacak bebeğimize. Hem büyüdü artık, belki görebiliriz de bu sefer, kalp atışlarını da dinleriz."

Asiye'nin "Dinleyebilir miyiz?" diyen ağlamaklı sesini duyunca "Dinleriz, dinleriz tabi." dedi kendini gülümsemeye zorlayarak. Asiye daha fazla ağlamasını tutmayarak "Doruk, ona bir şey olmaz, değil mi?" deyince yutkundu Doruk ve "Olmaz tabi," dedi. "Biz neleri atlattık, bunu da atlatacağız. Sen sakın korkma."

"Çok korkuyorum, canım çok yanıyor." Duyduğu şeyden sonra elini hırsla direksiyona vurdu Doruk ve hızını arttırdı.

💜🧚🏼‍♀️

Asiye sedyeye uzandıktan karnını açarken onun yanına çöktü Doruk ve bir öpücük bıraktı elinin üstüne. Islak gözleriyle kendisine dönen Asiye'ye "Güzel olacak her şey." dedi kendini gülümsemeye zorlayarak.

Leukemia ✓Où les histoires vivent. Découvrez maintenant