» rise

4.1K 367 287
                                    

02.05.2001
Londra, Sihir Bakanlığı


       TARİHLER iki mayısı gösterirken Harry, Seherbazlık Bürosu'ndaki çalışma odasında oturmuş şekerli kahvesini içiyor ve camdan dışarıyı izliyordu sakin gözlerle.

Muggleların içeceği olan kahve muggle doğumlular sayesinde büyücülük dünyasında yeni yeni popülerleşmeye ve içlerine girmeye başlamıştı. Harry, Dursleyler ile büyüdüğü için kahvenin ne olduğunu elbette biliyordu ancak daha önce çok içme fırsatı olmadığından tadına o da tıpkı büyücüler gibi yabancıydı.

Fakat büroda çalıştığı uzun saatler neticesinde kahveye alışmaya başlamış, sabah ve akşama doğru olmak üzere iki bardak tüketme alışkanlığına sahip olmuştu bile.

Hava parçalı bulutluydu, bulutlar dağıldıkça güneş sokakta kendini gösteriyor ve etrafı aydınlatıyordu ancak bu şov yalnızca iki dakika sürüyor, bulutlar nadide bir parçayı koruyormuşçasına güneşi tekrardan sarıp sarmalıyordu.

Yolda yürüyen insanları izliyordu Harry kahveden bir yudum daha alırken. Dün gece uyuyamadığı için kendisini yorgun hissediyor olsa da bu yorgunluğun vücudunu tamamen ele geçirmesine izin vermeyecekti.

Belki de vermeliydi. Tarihin iki mayıs olduğunu hatırlayınca "Nasıl olsa bugün hiç iş olmaz." diye mırıldandı kendi kendine. 

Yediden yetmişe büyücülük dünyasındaki herkes ya Hogwarts'a ya da anıt mezarlıklara  gidecekti bugün, hep böyle olurdu. İki mayıslar Bakanlık için oldukça dingin günler olmuştu daima.

Hatta o kadar dingin bir gündü ki Seherbazlık Bürosu'nda bir tek kendisi ve birazdan geleceğini bildiği Ron vardı, tüm Seherbazlar resmi izinli olduklarından kayıplarını anmak için Bakanlık'ta değillerdi.

Harry ise Kingsley "İstediğin an izin alabilirsin, sorun yok." demesine rağmen ne mezarlığa ne de Hogwarts'a gitme taraftarıydı. İki yerde de unutmaya çalıştığı anılar onu çevrelediği için Harry uzak duruyordu.

Kapının açılma sesini duyduğunda gelenin Ron olduğunu bildiğinden omzunun gerisinden kapıya doğru baktı ve kızıl saçları darmadağınık, gömleğinin etekleri pantolonunun dışında, cübbesi koluna asılı içeri giren arkadaşını gördü.

Kesinlikle uyandığı gibi buraya geldiği belli oluyordu.

Sırıtarak "Günaydın Ron." dediğinde Ron esneyerek "Günaydın abi." dedi.

"Ne bu yorgunluk, gece uyumadın mı?"

Ron surat asarak "Hermione'nin verdiği şu bağımsız tefelondan saat üçe kadar konuştuk, uykum var." dedi. 

"Kablosuz telefon." diyerek onu düzeltti Harry, düzelttiği gibi de kendini Hermione'ye benzetip ürpermişti. 

Ron, Hermione ile sevgili olduğundan beri muggle eşyalarına daha çok ilgi duyar olmuştu. Hermione'nin yaşadığı dünyaya dair her şeyi bilmek istediğinden bunlara da merak salmış ve öğrenmeye çalışır olmuştu.

Neyi öğrettiği önemsiz olarak bir şeyler öğretmekten inanılmaz zevk alan Hermione ise sevgilisine muggle aletlerini büyük bir zevkle gösteriyordu.

"Neyse işte." dedi Ron bir kez daha esnerken. "Sabah da annem Charlie'ye bağırıyordu neden bilmiyorum. Sanırım Victorie'nin doğum günü için."

Victorie, Bill ve Fleur'un kızıydı. Bugün bir yaşına girecekti ve tüm Weasleyler bu özel gün için Kovuk'un arka bahçesinde toplanacaklardı. Ailenin ilk torununun ilk yaş günü Molly için oldukça önem taşıyordu.

𝐌𝐎𝐑𝐒 𝐕𝐈𝐍𝐂𝐈𝐓「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Donde viven las historias. Descúbrelo ahora