» empty hopes

1.8K 251 320
                                    

3 Haziran 2001
Londra, Sihir Bakanlığı

       İLK kez Ron'un ve Harry'nin birlikte paylaştığı ofis büyük sessizlik içindeydi ve bu sessizlik ikisi de odadayken yaşanıyordu.

Çünkü ikisi de maç gecesi ettikleri kavganın etkilerini hala üzerlerinde taşıyorlardı.

Ron ona arada kaçamak bakışlar atıyor ve yüksek sesle oflamak harici bir şey yapmıyordu.

Onun bu tavrını gören Harry de onunla konuşmamanın daha iyi bir fikir olduğuna karar verip sessizleşmişti.

Hazır Bakanlık'tayken yontunun anlamını araştırmak için güzel bir fırsat elde etmişti Harry. O yüzden ayağa kalkıp "Benim işim var biraz." dedi.

Ron ona sorgularcasına baksa da ona tavırlı olduğu için omuz silkmekten başka bir şey yapmadı. Harry de ofisten çıkmıştı.

Harry Bakanlık'ın geniş arşivine indiğinde sonunu göremediği bir kitaplık vardı boydan boya. Karşıdaki duvar da aynı şekilde uzuyordu.

Harry yüzünü asıp aradığı kitapları nasıl bulacağını sorgularken ilk önce Yahudilikten ilerlemeye karar verdi. Öncelik olarak ona yönelmesi en mantıklısıydı.

Dinler bölümüne gelince kitapları incelemeye başlamıştı. İşine yarayacağını düşündüğü birkaç kitabı aldıktan sonra masalardan birine oturup Davut yıldızıyla alakalı bir şeyler aradı.

Nihayet bir resme denk geldiğinde durakladı. Yıldızın altı köşesinde altı isim yazıyordu. İbrahim, İshak, Yakup, Musa, Harun ve Davut. Harry gözlerini kırpıştırıp bu isimlere bakarken önünde açık olan diğer kitaba döndü. İsimler tanıdık gelmişti çünkü.

Sonunda aradığı isimleri bulduğunda bunların peygamberler olduğunu gördü. Kafasını kaşıyıp "Bu değil." diye mırıldandı, alakası olduğunu sanmıyordu. O yüzden sayfaları çevirmeye devam etti.

Bir sayfadaki kalın kelimeleri görünce duraklayıp okudu Harry. "Davut Kalkanı (Magen David) olarak ifade edilir. Magen kelimesi İbranice'de koruyucu, savunucu ve kalkan anlamındadır."

Yüksek sesle okuduklarından sonra dudaklarını ısırarak düşünmeye başladı. Dirilenleri aklından geçirirken "Hepsi bir şeyi korurken öldü." diye mırıldandı. "Acaba bir şeyi korurken öldükleri için mükafatlandırılıyorlar mı?"

Saçmaydı aslında. Harry düşünürse bir şeyi korurken ölen kişiler yalnızca Sirius, Remus veya Tonks değildi. Hogwarts Savaşı'nda ölen nerdeyse herkes okulu ve büyücülük dünyasını korurken ölmüştü. Hepsinin dirilmesi gerekirdi o zaman.

Arkasına yaslanıp ofladı. Kafası karışmıştı. Birkaç sayfa geriye gidip Davut yıldızının çizimine baktı bir kez daha. Acaba olaya yanlış yerden bakıyor olabilirler miydi?

Davut yıldızına bakarken şekli anlamaya çalıştı. Gördüğü şey bir yıldızdı yalnızca, içindeki çizgileri silince de yıldız görüyordu.

Biraz daha odaklandı. Yıldızı çizmeyi denedi hayalinde ancak nasıl çizeceğini bilemiyordu. Eris ona çizerken nasıl çizmişti? Düşünürken aklına iki üçgeni birleştirerek çizdiği geldi.

İki üçgen. Acaba üçgenin özel bir anlamı olabilir miydi?

Başını iki yana salladı, geometrik bir şekildi alt tarafı ve Eris muhtemelen daha kolay çizmek için öyle bir yöntem bulmuştu kendine.

Hiçbir şey bulamadıkça daha çok sinirleniyordu Harry. Olayı ne kadar sorgularsa sorgulasın hiçbir yere ulaşamıyor olmaktan ötürü aklını kaçıracaktı. Bu çıkmaz sokaklar bitmek bilmiyordu.

𝐌𝐎𝐑𝐒 𝐕𝐈𝐍𝐂𝐈𝐓「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Where stories live. Discover now