» after the kiss

2.1K 251 192
                                    

13 Mayıs 2001
Godric's Hollow

       ÜÇ kişi bir sokağın ortasında duruyorlardı. Birinin elindeki asasından ışık sızıyor ve ışık karşılarındaki adamı aydınlatıyordu.

Kızıl saçları at kuyruğuyla toplanmış kız afallamış bir şekilde adama bakarken artık verecek bir tepki bulamıyordu, bir nevi alışkanlık mı geliştirmişti bu anormalliğe?

Suratına ışık doğrultulmuş adam onlardan farklı bir halde değildi, yüzünde büyük bir şok vardı.

"Harry?" dedi Remus nihayet onu tanıyınca. Kafası karışıktı, anlayamıyordu. "Ne işimiz var burada? Savaşın ortasındayız."

Harry gözlerini kırpıştırarak hissettiği dejavuyla Remus'u süzdü. Saçları karışıktı ve arasındaki beyazlar gözüküyordu. Yüzünde yorgun bir ifade vardı.

"Lupin ben-" Harry durakladı, ne diyeceğini de bilemiyordu ki.

"Profesör Lupin, lütfen derin bir nefes alın." diyerek olaya el koydu Eris. Remus'un gözleri Eris'e dönmüştü. "Lily?" dedi tekrardan.

Kızıl kız kaşlarını çattı ve başını iki yana salladı. "Benim adım Eris Mornshine, Lily kim bilmiyorum ama karıştırıyor olmalısınız." dedi. Bu, kendisine ikinci kez Lily diye seslenişiydi. "Zihniniz bulanık olmalı, çok düşünmeyin."

Zihni gerçekten bulanıktı Remus'un. Neler olduğuna anlam veremiyordu. En son hatırladığı Hogwarts'ta savaşta olduklarıydı. Dolohov ile düello ediyordu ve-

Devamı yoktu.

"Eve gidelim, hadi." dedi Harry dahil olarak. "Yorgun musun Remus? Uyumak iyi gelir."

Remus kendini yorgun hissediyordu. Başını sallayıp Harry'nin peşinden ilerlerken "Ne oluyor?" diye sordu bir kez daha. "Neredeyiz biz?"

"Godric's Hollow'dayız." dedi Eris.

Remus kaşlarını hafifçe çattı. "Ne? Ama savaş-"

"Savaş bitti profesör." dedi kızıl kız. "Çok şey oldu, hepsini anlatacağız. Lütfen düşünmeyin şu an."

Aklı daha da karışan Remus bir kıza baktı bir de önden hızlı adımlarla ilerleyen Harry'ye. Sonra başını sallayıp sustu. Eve kadar beklemek en mantıklısı olacaktı anlaşılan.

Harry evini gördüğünde anahtarı çıkarıp kapıyı açtı, alt katın ışıkları tamamen sönük olsa da üst kattaki Sirius'un odasından ışık geliyordu, hala uyanık olmalıydı.

"Bu ev kimin?" diye sordu Remus merakla.

"Benim." dedi Harry sadece ve Eris'e döndü. "Ben yukarı çıkıp geliyorum hemen, siz salona geçin."

Eris başını sallayıp Remus'la salona geçerken Harry de Sirius'u getirmek için üst kata çıkmıştı.

Belki de Sirius'u getirmek kötü fikirdi, sonuçta Remus onu öldü biliyordu ve kafası hala yerinde değilken ona büyük bir şok daha yaşatmanın ne kadar sağlıklı olduğundan emin değildi Harry.

Yine de Sirius'un hazırlıksız yakalanmasını istememişti bu duruma.

Remus üçlü koltuğa kendini bıraktığında düşünceli bir şekilde oturdu. Eris ikili koltuklardan birine oturarak ona bakmıştı yalnızca.

"Dora." diye mırıldandı Remus ve başını kaldırıp Eris'e baktı, yüzünde panik dolu bir ifade belirmişti. "Dora nerede?"

Eris iç çekerek "Evinde profesör. Sakin olun." dedi.

𝐌𝐎𝐑𝐒 𝐕𝐈𝐍𝐂𝐈𝐓「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Where stories live. Discover now