𝐌𝐎𝐑𝐒 𝐕𝐈𝐍𝐂𝐈𝐓「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」

» so close

uyarı, +18 ögeler barındırır. Orucunuzu açtıktan sonra okumanız şiddetle tavsiye olunur. Bozulan oruçlardan müessesemiz sorumlu değildir.

16 Haziran 2001
Godric's Hollow, Harry'nin evi

       HARRY işten eve döndüğünde keyfi yerindeydi.

Öğlene doğru eve haber yollamış, onlara bir haberi olduğunu ve akşam yemek yerken söyleyeceğini söylemişti. 

Bu haber elbette dün Eris'e ettiği evlenme teklifiyle ve nişanlarıyla alakalıydı.

Onlarla mutluluğunu ve heyecanını paylaşmak için can atıyordu. Aklında bir sürü plan vardı, onların da görüşünü almak istiyordu. 

Eris de isterse eğer en kısa zamanda evlenmek istiyordu Harry. Küçük ve sade bir düğünle, olabilecek en hızlı şekilde onunla hayatını birleştirmek niyetindeydi. Uzatmak istemiyordu.

"Ben geldim!" diye bağırarak içeri girdiğinde evi çevreleyen yemek kokusunu içine çekti, karnı acıkmıştı. 

Mutfağa doğru başını uzattığında annesiyle Sirius'u sofraya tabak ve çatalları taşırken gördü. Gördüğü bu görüntü onda aile hissini ve sıcaklığını yarattığı için gülümsemeden edemedi Harry. 

"Hoş geldin." dedi Lily son tabağı masaya bırakırken. "Üzerini değiştirip yemeğe gel hadi. Acıkmışsındır."

Harry başını sallayarak "Beş dakikaya geliyorum." dedi ve hızlı adımlarla odasına çıktı. İş kıyafetlerini çıkarıp hızlıca siyah bir eşofman altı ve beyaz tişört giydikten sonra aşağı annesiyle Sirius'un yanına indi.

Lily, çorba yapmıştı. Çorbadan sonra da et yemeğiyle patates püresi verecekti. Harry ne sever pek bilmediğinden Sirius'un sevdiğini bildiği bir şey yapmıştı.

Harry çorbayı içerken tuzu eksik olmasına rağmen oldukça lezzetli olduğunu hissetti. Domates çorbasını çok severdi zaten.

"Çok lezzetli olmuş, eline sağlık anne." 

Lily afiyet olsun diye mırıldanırken Harry az önce fark ettiği gerçekle durakladı. Bir annesi vardı, annesi ona yemek yapmıştı, birlikte yemek yiyorlardı.

Normal bir aile gibi.

Normal, sakin bir aileye sahip olmak Harry'nin en büyük isteği olmuştu hep. Ve şimdi neredeyse sahipti.

"Eee?" dedi Sirius kendini tutamayarak. "Anlat hadi! Çatladım tüm gün meraktan."

Harry ona döndüğünde gerçekten heyecanlı olduğunu gördü. Lily de meraklıydı ancak Harry'nin anlatmasını beklemişti sabırla, Sirius gibi sabırsız davranmamaya çalışmıştı.

"Eris'e evlenme teklif ettim." dedi Harry daha fazla beklemeden.

Tepkilerini ölçmek için ikisine bakarken Sirius'un kocaman olmuş gözlerini gördü Harry. Annesi de afallamış bir şekilde bakıyordu. İkisi de aynı anda "Ne?!" dediklerinde Harry sırıtıp başını salladı. "Evet, teklif ettim. O da evet dedi!"

"Aman Tanrım!" Sirius arkasına yaslanıp gözlerini kırpıştırdı. Kendini inandırmaya çalışıyordu.  "Evleniyorsunuz yani. Ne çabuk!" 

Lily de Sirius'a hak veriyordu. "Gerçekten, ne çabuk." dedi Harry'ye. "Emin misiniz?"

"Ben eminim." dedi Harry. "Böyle... Çok doğru olduğunu hissediyorum. Hayal edebiliyorum onunla sonuna kadar birlikte olduğumuzu."

"Birbirinizi ne kadar tanıyorsunuz ki?" diye sordu Lily. "Sakın yanlış anlama Harry, Eris çok tatlı bir kız ve seni çok sevdiği belli ama... Evlilik büyük bir olay, çok hızlı karar veriyorsunuz gibi."