» candle

1.5K 217 167
                                    

22 Haziran 2001
İrlanda

       HARRY kadına boş boş bakarak "İyi de bunun seçimi kolay, mumu koruyun yeter." dedi. "Söndürmeyiz."

Mumu söndürmek için hiçbir neden göremiyordu, ayrıca sönmesi demek Sirius'un, annesinin, Remus'un ve daha nicesinin tekrar ölmesi demekti. 

Bir kere daha onları kaybetmeyi kaldıramayacağını düşünüyordu Harry.

Fakat yanındaki Eris'in ona bakışlarını görmüyordu. Harry görmüyor olsa bile karşılarındaki kadın bu bakışları gördüğünden "Nişanlınızla bu konuyu konuşun bence Bay Potter." dedi.

Harry kaşlarını hafifçe çatarak Eris'e döndüğünde onun zehir yeşili gözlerindeki kararsız ışıltılarla karşılaştı. Bir ikilemin içinde gibiydi.

"Eris?" dedi sorarcasına Harry. Bakışlarındaki anlamı çözememişti.

Kadın sessizce sandalyesinden kalkıp yanlarından uzaklaştı, ikilinin baş başa konuşmaları gerektiğini düşünüyordu. 

Masada yalnız kalan çift birkaç saniyeliğine birbirine baktı ve Harry "Mumu söndürmüyoruz değil mi?" diyerek ondan onay bekledi.

Eris gözlerini kaçırmıştı. Harry onun gözlerini kaçırmasına şüpheyle bakarak tekrardan "Değil mi?" diye sordu.

"Ben..." Eris duraklayıp bakışlarını sevgilisine döndürdükten sonra derin bir nefes aldı. "Pek emin değilim Harry. İyice düşünelim bence."

Harry ondan böyle bir cevap beklemiyordu kesinlikle. "Neyi düşüneceğiz? Sevdiklerimiz hayata döndü ve böyle kalması için çaba harcamalıyız, totem kalmaya devam edecek."

Eris ise o kadar emin değildi, kararını bu kadar hızlı verememişti ve kendince haklı sebepleri vardı. Bu sebepleri Harry ile paylaşmazsa da içi rahat etmezdi.

"Evet ama bunlar sana mantıklı geliyor mu?" diye sordu. "Yani, bir insanın, bizim gibi insanların, başka insanların yaşaması ve ölmesi hakkında bu kadar söz sahibi olması sence doğru mu?"

Harry kafası karışmış bir şekilde ona bakarken Eris dudaklarını ıslattı. "Çok tehlikeliler. Ölüm ve yaşam gibi büyük şeylere karar verip ölümü geriye çevirebiliyorlar. Bana hiç güven vermediler Harry." 

"Evet ama dirilttikleri kişilere bir bak!" dedi Harry. "Baban, annem, Sirius, Remus ve diğerleri! Hepsi iyi insanlardı."

Eris bunu elbette göz ardı edemezdi. "Ya bu bir göz boyama, bizi rahatlatmak için yapılan bir numaraysa? Ya sonradan başkasını, çok tehlikeli bir başkasını, diriltirlerse?"

"Diriltmezler." 

"Nereden biliyorsun?" diyerek ısrarcı oldu Eris. "Onları tanımıyoruz. Bize anlattıkları şeyler ne kadar doğru, ne kadar iyiler veya ne kadar kötüler bilmiyoruz! Hemen bir karar vermeyelim."

Harry dilini dişlerinin üzerinde gezdirdi. Sahipler'e güven duymuştu, bir sorun görmemişti onlarla konuşurken veya kendini tehlikede hissetmemişti. Eris'in neden böyle düşündüğünü ve hissettiğini bundan ötürü anlamamıştı.

"Ama baban da onların sırrını sakladı. Onlara güvendi, Bakanlık'a hiçbir şey söylemedi." dedi Harry.

"Yanılmış olabilir." dedi Eris. "Babam da bir insan ve her insan yanılabilir. En yanılmaz dediklerimiz bile."

Harry arkasına yaslanıp iç çekti. "Ya Dumbledore?" diye sordu bu sefer. "Çok zeki bir büyücüydü, anlamaz mıydı yanlış veya kötü bir şeylerin döndüğünü?"

𝐌𝐎𝐑𝐒 𝐕𝐈𝐍𝐂𝐈𝐓「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Where stories live. Discover now