» candle in the vault

1.5K 206 158
                                    

22 Haziran 2001, 19.00
İngiltere, Diagon Yolu

        HAYATINDA herkes hata yapardı. Bir şeyleri mahveder, istemeden paramparça ederdi. Sonra istemeden yaptığı şeyleri toparlamaya çalışırdı. Kimi zaman başarılı olurdu, kimi zaman ise başarısız. 

Dümdüz bir yoldan ibaret değildi hayat. Arada tümsekleri, çukurları ve durma noktaları da vardı. Hatalar işte o noktalardaydı. Hayatın içinde olan, insanı insan yapan yegane şeylerdi hatalar.

Ne kadar büyük veya ne kadar küçük olduklarının hiçbir önemi yoktu, tümsekler büyük veya küçük diye yolla kavga etmenin bir anlamı var mıydı?

Harry de hatalar yapmıştı elbette, kusursuz olduğunu iddia edemezdi.

Voldemort'a kanmasaydı Sirius belki o gün ölmezdi, bu, aklına gelen ilk ve en çok pişmanlık duyduğu hatasıydı. Voldemort'un oyununa düşmüş olmak.

Diğer bir hatası da Dobby'yi ölümden kurtaramamaktı kendisine göre. Bellatrix'i etkisiz hale getirseydi, daha hızlı cisimlenselerdi, belki Dobby'nin önünde kendisi olsaydı o küçük ev cini ölmezdi.

Şimdi bir eşikte daha bulunuyordu. Hata yapıp tümseğe takılma olasılığı çok yüksekti. Ve yalpaladığı anda çok büyük bir şeyi kaybedeceğini biliyordu.

Mumun akıbeti onun eşiğiydi. Sönmesine izni vermek kendisi için büyük bir hata olurdu, hayat ona inanılmaz güzellikler vermişken bunları elinin tersiyle itemezdi, mumu söndürmesi korkunç bir hata olurdu gerçekten.

Fakat mumu söndürmemek de bir hataya yol açmıştı. Eris gitmişti, onunla kavga etmişti ve onu üzmüştü. Bu bir hataydı Harry için ve bu hatayı düzeltmeyi gerçekten çok istiyordu.

Fakat ondan önce yapması gereken bir şey vardı.

İrlanda'dan cisimlendikten hemen sonra Diagon Yolu'na gitmişti, mumu oldukça güvenli bir yere koymak istiyordu. Ev pek mantıklı değildi çünkü Sirius ve annesi evdeydi, Bakanlık'ta da saklayamazdı. Geriye Hagrid'in bir zamanlar Hogwarts dışındaki en güvenli yer dediği Gringotts kalmıştı.

Haksız da sayılmazdı, gerçekten çok güvenliydi. Kendisi dışında henüz girebilen olmamıştı.

İçeriye girdiğinde onu hürmetle karşıladılar. Hiçbir büyücüden hoşlanmayan cinler bile ona saygı duyuyordu artık.

"Bay Potter, buyurun." dedi kürsüde oturan cin. Yaşlıydı ve yüzünde hayatından sıkılmış bir ifade vardı.

"Kasama gitmek istiyorum." Harry elindeki mumu düşürmemeye çalışarak pantolonunun arka cebindeki asasını aldı ve cine uzattı.

Cin onun gerçekten kendisi olduğunu teyit ettikten sonra "Kasanıza kadar size eşlik etsinler." diyerek asasını geri uzatmıştı.

Harry'nin kasası hala ağzına kadar Galleon doluydu. Ailesinin ona bıraktıkları bir yana, kendisinin kazandığı, bir savaş kahramanı olduğu için ona verilen Galleonlar da kasaya eklenmişti.

Cüce cin onu kasasında yalnız bırakınca Harry boş bulduğu bir yere mumu dikkatlice bıraktı. Kasanın en köşesine, ücra bir yere koymuştu. 

Bu işi tamamlamanın, mumun güvende olduğunu bilmenin rahatlığıyla Godric's Hollow'a cisimlendi. Eve gidip bir süre uyumak istiyordu. Yorgundu ve uykusuzdu, uyumak ona iyi gelecekti.

Evin bahçesine girdiğinde masada kahvaltı eden annesini ve Sirius'u gördü. Onlar da kendisini görmüştü elbette.

"Harry!" dedi Sirius şaşkınca. "Ne çabuk döndün!"

𝐌𝐎𝐑𝐒 𝐕𝐈𝐍𝐂𝐈𝐓「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin