» last goodbye to ex-lover

1.6K 211 178
                                    

7 Temmuz 2001
Londra

Senden büyük bir iyilik isteyebilir miyim, demişti Sirius. Yüzünde sıkkın ve endişeli bir ifade vardı.

Eris onun bu haline anlam verememiş bir şekilde Elbette isteyebilirsin, demişti. Lafı bile olmazdı onun için.

Ve işte bu kabulleniş yüzünden kendini burada bulmuştu, Tonks'un ve Remus'un salonundaki koltukta otururken.

Teddy halıya uzanmış boyama yaparken Eris onu izliyordu, küçük çocuk eline aldığı her kalemde saç rengini değiştirirken onu takip etmek kendisi için imkansız olmuştu.

Bir yandan da Lily ve Remus'un konuşmalarını dinliyordu. Onlar eski anılardan bahsedip kıkırdayarak gülerken yanında oturan Sirius'un gerginliği kendi vücudunu bile germişti.

Çaktırmadan derin bir nefes verdi Eris. Sirius, Lily'nin Remus'un evine gitmek istediğini ve kendisini de götürmek istediğini söylemişti.

Eski aşıkların aşkını alevlendiremezdi elbette ancak dostluklarını kurtarmak istiyordu.

James olsa böyle yapardı ve onun yerine kendisi bunu yapmakla yükümlüydü.

Sirius en başında karşı çıkmış, reddetmişti bu teklifi ancak Lily'nin gerçekten etkili ikna yöntemleri vardı.

Saçlarını kesmekle tehdit etmek gibi ikna yöntemleri.

Remus'u görmektense saçının kesilmesine razı gelmeliydi belki de, onun neşeyle gülümseyen yüzünü izlerken kasılan kalbi kendini hissettirirken bunu düşünmüştü.

Eris'e haber yollamış ve kendisini yalnız bırakmamasını istemişti. Olayların her detayını bilen Eris ise neyse ki onu yalnız bırakmamıştı.

Eh, onun için de nişan attığı sevgilisinin annesiyle karşılıklı oturup soğuk çay içmek gericiydi fakat bunu düşünmemeye çalışıyordu.

Üstelik birbirlerine tıpatıp benzemelerini de görmezden gelmesi gerekiyordu, bunu da düşünmemeye çalışıyordu tabii.

"James tüm gün nasıl surat asmıştı ama!" dedi Lily gülüşlerinin arasından. "Sirius bile mutlu edememişti onu, değil mi Sirius?"

Kendisine laf atılmasıyla omuz silkti Sirius. "Aslında merdivende takılıp düştüğümde ve üç basamak yuvarlandığımda güldüğünü hatırlıyorum."

"Evet, o üç basamakta bileğini kırmayı başarmıştın." dedi Remus sırıtarak. "Hastane Kanadı'na seni ben taşımıştım."

Sirius gözlerini kaçırdı. Geçmişi ve gerçekten mutlu olduğu günleri hatırlamaktan nefret ediyordu.

O günlerin bir daha gelmeyeceğini, Remus'un onu öpmeyeceğini, James'le gece yarılarına kadar sohbet etmeyeceklerini bilmekten nefret ediyordu.

Sirius'un sıkıntısının arttığını fark eden Eris kolunu onun koluna yaslayıp temasla yanında olduğunu gösterdi.

Sirius gülümsemişti onun temasıyla. Kızıl kıza dönerek "Harry ne yapıyor? Üç gün önce eve sırıta sırıta döndü ama bir şey söylemedi bize!"

Eris üç gün önce çıktıkları akşam yemeğini ve yaptıkları konuşmayı hatırlarken gülümsedi.

Harry mucizevi bir şekilde Ginny Weasley ile arasına mesafe koymayı kabul etmişti, bu Eris için paha biçilemez bir fedakarlıktı.

Bakanlık yemeğine onunla gitmemişti tabii ki ancak o akşam Kovuk'ta olacak yemeğe Harry ile birlikte gidecekti.

Bunun için heyecanlıydı, Weasleyler ile iyi anlaşmak istiyordu. Onlar Harry'nin ailesiydi neticede.

𝐌𝐎𝐑𝐒 𝐕𝐈𝐍𝐂𝐈𝐓「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Donde viven las historias. Descúbrelo ahora