» like a twin

2K 247 200
                                    

9 Mayıs 2001
Godric's Hollow, Harry'nin evi

       HARRY merakla Sirius'a bakarken Sirius arkasını dönüp salona ilerledi, Harry'nin de peşinden gelmesini bekliyordu.

Yeşil gözlerini kıstı Harry. Sirius'un tavrı çok şüpheli gelmişti. Bir anda karşısına çıkıp "Konuşmamız lazım." demesi yeteri kadar gericiyken bir şey söylemeden arkasını dönüp gitmesi daha çok germişti onu.

Salonun bir köşesinde ileri geri yürüyen Sirius'a bakarak "Bir şey mi oldu?" diye sordu.

Bir anda bilmediği ne olmuş olabilirdi anlamıyordu.

Sirius eliyle çenesini sıvazlayarak yürümeye devam ederken Harry az olan sabrıyla vaftiz babasının konuşmaya başlamasını bekledi.

Bu bekleyişi fazla sürmedi, Sirius olduğu yerde durup ona döndüğünde gri gözleri kararlılıkla parlıyordu.

"Harry, sakince beni dinlemeni istiyorum."

"Ne oluyor Sirius?" diye sordu Harry vücudu gerginlikle kasılırken. Asasını mutfakta unuttuğu aklına gelince daha da endişelendi.

Sirius'un tavırları kanındaki alkolü silip atmıştı adeta, Harry kendini oldukça ayık hissediyordu.

"Eris." dedi Sirius ve Harry'nin kaşları kalktı merakla. "Hakkında ne biliyorsun? Ne kadar bilgin var?"

"Bu ne demek?" diye sordu Harry sert bir sesle. Eris'i niye sorguluyordu vaftiz babası? Neler düşünüyordu? "Açık konuş Sirius."

"Onu ilk gördüğümde masanın yanında duruyordu, ona seslendiğimde bana döndü ve... Tanrım- Harry yemin ederim kafayı yediğimi bile düşündüm ama-"

"Sirius!" Harry içinde yükselen panikle Sirius'un gergin yüzüne baktı. Vaftiz babasının sonuca ulaşmayan bir şekilde konuşması onu endişelendirmekten başka bir işe yaramıyordu. Üstelik Sirius çok gergin ve kafası karışıktı.

"Lily." dedi Sirius nefes vererek. Harry kaşlarını çattı annesinin adını duyunca. "Aynı Lily'ye benziyor."

"Yani..." Harry durakladı, buna ne diyeceğini bilememişti ve şaşırmıştı. "Olabilir, ikisi de kızıl."

Sirius aceleyle başını iki yana salladı. "Hayır, hayır. Bunun saç ve göz rengiyle alakası yok. Yemin ederim Eris aynı Lily, Harry." dedi. "Eris'e ilk baktığımda Lily'yi gördüm, Lily'nin tıpkısıydı Harry."

Harry'nin midesi bulanmaya başlamıştı. Korkunç bir bulantı midesinden yükselerek yemek borusuna tırmanırken kusacak gibi oldu ancak kusmadı.

Sirius'un söyledikleri üzerine Harry için parçalar oturmaya başlamıştı. Eris'e bakarken hissettiği o bu kızda bir şeyler var hissine Sirius'un dedikleri sayesinde isim koyabiliyordu.

Fotoğraflarda ve Snape'in bir anısına gençliğini gördüğü annesi gözünün önünde belirdiğinde Eris'in ona olan benzerliğini o da fark etti nihayet.

Aralarındaki tek fark saçlarıydı. Annesinin saçları daha koyu ve sakin bir kızılken Eris'in saçları alev kırmızısıydı, ışıl ışıl parlıyordu.

Yüzleri birbirine benziyordu, göz renkleri, göz yapıları...

Harry midesindeki bulantının tekrar yükseldiğini hissedince yutkundu.

"Bu ne demek oluyor?" dedi endişeyle Harry. "Yani... Belki abartıyoruzdur?"

Sirius'un gri gözleri dalgalandı ve başını iki yana salladı. "Bilmiyorum Harry. Abarttığımı sanmıyorum." dedi.

𝐌𝐎𝐑𝐒 𝐕𝐈𝐍𝐂𝐈𝐓「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Where stories live. Discover now