» godfather

2.6K 290 361
                                    

3 Mayıs 2001
Godric's Hollow 

       HARRY hala şaşkınlıkla Sirius'a bakıyor ve durumun gerçekliğine inandırmaya çalışıyordu kendini. Görüyordu evet ama gördüğü şeye inanmak farklı bir şeydi, Harry de bunu başarmaya çalışıyordu işte.

"Sirius." dedi tekrardan ve karşısındaki adam "Harry." diyerek ona yanıt verdi.

Sirius'un sesiydi bu. Harry içine yayılmaya başlayan mutlulukla ona bakarken mantığı EVET AMA O ÖLDÜ! diye bağırarak Harry'yi mutluluğunun içinde kaybolmaktan alıkoymuştu.

Yeşil gözlerini kırpıştırdı Harry ve tedirgince etrafına bakındı. Karşı kaldırımda yürüyen mugglelara göz attıktan sonra iki büyük adımda Sirius'a yaklaştı ve "Benimle gel." dedi. Evinin bahçe kapısını açıp içeri girerken arkasından Sirius'un geldiğini duyabiliyordu.

Vücudundaki bütün hisler büyük bir mutluluk, gerginlik ve panikle harmanlanırken kırmızı dış kapıyı açtı Harry, sonra da Sirius'u içeri buyur ederek kapıyı arkasından kapatıp kilitledi.

Sirius olduğu yerde durmuş şaşkınca etrafına bakarken Harry onu kolundan tuttu ve hafifçe çekiştirerek salona soktu. Şimdi ikisi de salonun girişinde durmuş, birbirlerine bakıyorlardı.

"Bu kimin evi?" diye sordu Sirius etrafa bakınırken. Daha önce böyle bir evi görmediğine emindi, on beş yaşındaki Harry'nin bu evi nereden bulduğunu merak etmişti.

"Benim evim." dedi Harry sadece. "Sirius, nerede olduğunu biliyor musun?" 

Sirius uzun ve karışmış saçlarından elini geçirerek "Bilmiyorum." dedi. "Yani... Kafamın içi o kadar buğulu ki hiçbir şey bilmiyorum."

"Hangi yılda olduğumuzu biliyorsun değil mi?"

Vaftiz oğluna tuhafça baktı Sirius. "Elbette biliyorum Harry." dedi. "1996'dayız."

Harry'nin dudakları aralandı ancak karşısında kafası karışık bir şekilde duran adama ne cevap vereceğini kestiremediğinden bir şey söylemeden dudaklarını tekrar birbirine bastırdı.

"2001'deyiz Sirius." dedi gergince.

Duyduklarıyla Sirius'un gri gözleri büyüdü ve Harry'ye şaşkınca baktı. Onu süzdüğünde Harry'deki farklılıklar dikkatini daha çok çekmişti. Boyu biraz daha uzundu, yeni çıkmaya başlayan sakalları vardı ve daha olgun duruyordu, yüzündeki çocuksuluk kaybolmuştu neredeyse.

"Ama- Ama- Nasıl?"

Sirius'un şaşkın sesine karşılık Harry dudaklarını ısırdı. "Son hatırladığın şey ne?" diye sordu.

Sirius hafızasını zorlamaya çalışarak düşünürken Harry onun cevabını bekliyordu. "Bakanlık." dedi Sirius aklına gelen yerle. Bakanlık koridorlarında koştuğunu hatırlıyordu, acelesi vardı bir şey için. "Ölüm Yiyenler ile düello ettiğimizi hatırlıyorum."

Uçuşan renkli büyüleri de hatırlamıştı Sirius şimdi. Görüntüler hafızasında silik silik olduğu için parçaları birleştirip bir sonuca varamıyordu.

Ölmeden önce son yaşadıklarını hatırlıyordu Sirius. Harry bunu fark edince gözlerini kaçırdı.

Aklı almıyordu. Sirius'un öldüğünden kesinlikle emindi, onu görmüştü! Ölürken gözlerinin içine bakmıştı. Bu yüzden anlayamıyordu.

Anlayamadığında ise her zaman yaptığı şeyi yaptı ve Hermione ile Ron'a haber verip acil durum olduğunu söyleyerek onları evine çağırdı. Birlikte düşünerek bir açıklama bulabilirlerdi muhakkak.

𝐌𝐎𝐑𝐒 𝐕𝐈𝐍𝐂𝐈𝐓「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang