» purpose of life

1.6K 218 155
                                    

22 Haziran 2001
İrlanda

       ERTESİ sabah gözlerini açan ilk kişi Eris oldu. Yabancı bir yerde uyuduğu için rahatsız olmuş ve bu rahatsızlık gözünü erkenden açmasına sebep olmuştu.

Yanındaki Harry ağzı açık bir şekilde hala uyuyordu. Eris'in zehir yeşili gözleri onun üzerinde durdu.

Uyurken alnına dağılan siyah saçları yapışmıştı, gözlerini çevreleyen uzun ve kalın siyah kirpikleri arada titreşiyordu, dudakları aralıktı ve kuruduğu için çatlamıştı, düz bir şekilde yatıyordu ki Eris asla böyle düz yatamazdı.

Uyurken bile çok yakışıklı gözükmesi bir yana üzerine yayılmış olan sakinliğin yumuşak örtüsü Harry'yi sarmalamıştı. Eris hep hareketli, oradan oraya koşan, tez canlı gördüğü Harry'ye sakinliği de çok yakıştırmıştı.

Yatakta dirseği üzerinde doğrulup yana döndü ve Harry'ye tepeden baktı bir süre. Bir eli uzanıp onun siyah saçlarını alnından geriye nazikçe çekerken Harry'nin kirpikleri kırpıştı ve gözlerini sımsıkı yumduktan hemen sonra açtı.

Eris onu uyandırdığı için kendine kızarken Harry etrafına bakındı bir anlığına, daha sonra gözleri Eris'in üzerinde durdu ve onu görünce gülümsedi.

Berrak yeşil gözleri kendisine gülümserken Eris kendini tutamayıp gülümsedi. "Günaydın." dedi. "Uykun ne kadar hafifmiş."

"Eski alışkanlık, savaştan kalma." dedi Harry, bu esnada da gözünü ovuşturarak ayılmaya çalışıyordu. "Ne zamandır uyanıksın sen?"

"Beş dakika olmuştur."

Harry onu onaylarcasına mırıldanırken yanına dönüp komodine uzandı ve üzerindeki gözlüğü alıp gözüne taktı, şimdi her şeyi oldukça net görüyordu.

Eris yataktan kalkarken üzerinden kaymış üstünü düzeltti ve şortunun katlanmış paçalarını eski boyutuna indirdi.

"Gece rahatsız ettim mi?" diye sordu Harry yerinden kalkıp gerinirken.

Eris ona döndü. Gece Harry ile uyumak hem çok yabancı gelmişti hem de hoşuna gitmişti.

Onun koynuna sokulmak ve kokusuyla uyumak güzeldi ancak yanında bir kişiyle uyumaya alışık olmadığından elini kolunu tutmaya çalışmak onu yormuştu.

"Yok. Ben ettim mi peki?"

"Bir kere tekme atmış olabilirsin." dedi Harry muzip bir şekilde gülümseyerek.

"Hiç de bile." dedi Eris anında. "Mümkün değil."

Omuz silkti Harry. "Ben sadece hissettiğimi söylüyorum."

Sırayla banyoya girip gündelik işlerini hallettiler. Eris kızıl saçlarını tarayıp üzerine beyaz şort tulum geçirdikten sonra boynuna bebek mavisi pelerinini bağladı.

Beyaz spor ayakkabılarını giyip asasını aldıktan sonra kot ve beyaz tişörtüyle çoktan hazır olan Harry'ye döndü. "Hazır mısın?" diye sordu.

"Yani, sanırım evet. Her şey yeterince tuhaf zaten." dedi Harry.

Beklediği şey kesinlikle bununla alakalı olmadığı için haklıydı. Daha farklı hayal etmişti olayların gidişatını.

"Gidelim hadi."

Eris'le birlikte odalarından çıktılar. Aşağıya indiklerinde siyah oldukça kısa saçlı bir kadını gördüler. Onları görünce durmuştu kadın.

"Günaydın Bay Potter, Bayan Mornshine. Kahvaltı etmek ister misiniz?" diye sordu.

"Evet, iyi olur." dedi Harry. Karnı epey açtı.

𝐌𝐎𝐑𝐒 𝐕𝐈𝐍𝐂𝐈𝐓「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Où les histoires vivent. Découvrez maintenant