» owners

1.5K 230 63
                                    

21 Haziran 2001
Godric's Hollow, Harry'nin evi

     ERİS, Harry'yi izlemeye bayılıyordu.

Her ayrıntısını uzun uzun incelemekten hoşlanıyor ve incelediği her ayrıntıya bir kez daha hayran kalıyordu.

Parlak yeşil gözlerini çevreleyen gür siyah kirpikleri, düzgün ve biraz bile olsa geniş olan burnu, orantılı olan alt ve üst dudakları, karmaşık simsiyah saçlarından alnına dökülen birkaç tutam...

Yuvarlak gözlükleri hafifçe aşağı kaymış, burnunun ortasında duruyordu. Üzerindeki mavi tişört o hareket ettikçe hareketleniyordu.

Harry mükemmeldi Eris için, ondan daha iyisi ve daha üstü yoktu, olamazdı da. Mükemmelliğin üst sınırı Harry Potter'dı.

"Çok eşya almıyorum." dedi Harry ve onun dikkatini çekti. Uzun uzun süzüldüğünden bir haber şekilde kendisine sırt çantası hazırlamakla uğraşıyordu. "Fazla yüke gerek yok."

"Evet, bence de." dedi Eris ona hak vererek. Oturduğu yataktan Harry'nin çantayı bir kez daha kontrol etmesini izledi.

Harry çantayı bir tatil için hazırlamıyordu maalesef, babasının verdiği adrese yapacakları yolculuk için hazırlıyordu kendini.

Eris sabahtan hazırlamıştı eşyalarını ve küçük bir sırt çantası getirmişti yanında. Harry de hazır olduğunda çıkabilirlerdi.

"Bence Kingsley'e söylemeliydin." dedi kızıl kız. "Bilmesi lazım Harry, başımız belaya girerse Bakanlık en azından nerede olduğumuzu bilmeli."

Harry çantanın arka fermuarını gürültüyle kapattıktan sonra ön göze Seherbaz kimliğini ve Görünmezlik Pelerinini sıkıştırdı.

"Baban söylemediyse bir nedeni vardır diye düşünüyorum." dedi. "Belki de gizli kalması gerekiyordur sahiden."

Eris'in içi yine de rahat değildi. "Bari arkadaşlarına söyleseydin! Ya da Sirius'a falan."

Harry çantayı bırakıp yatağında oturan sevgilisine döndü. "Sirius veya annem bilirse gitmemize engel olmaya çalışırlar." dedi. "Ron ve Hermione zaten biliyor gideceğimizi, onlarla konuştum. Beni birkaç gün idare edecekler."

Harry onlara olan bitenleri anlatmıştı geçen gün ve Eris ile yapacakları yolculuktan da bahsetmişti.

Tabii ki arkadaşları da peşlerinden gelmek istemiş olsa da Harry onların burada kalmasının daha doğru olacağını söylemişti, dikkat çekmemek açısından en mantıklısı buydu.

Ne olup bittiğini öğrendikten sonra Kingsley ile konuşmak istiyordu Harry ve onun keskin gözlerinden kaçınması gerekiyordu bir süreliğine.

Bu yüzden Bakanlık'tan yaklaşan düğünüyle ilgilenmek (!) için birkaç günlük izin almıştı.

Çantasını tamamen kapatıp kenara koydu Harry ve sevgilisine yaklaşıp vücudunu iki bacağının arasına kıstırdı.

"Sorun olmayacak, ne biçim Gryffindor'sun sen? Hani maceraperestliğin?"

Eris gözlerini abartılı bir şekilde devirdi. "Tek başıma olsam sorun değil, yanımda sen olduğun için endişeleniyorum."

Harry tek kaşını kaldırarak Eris'e doğru eğildi, ellerini onun iki yanına koymuştu ve yüzleri dip dibe gelmişti. "Hayatım, benim için endişelenme, ben hallederim."

"Umarım edersin." diye mırıldandı Eris, Harry'nin yüzü bu kadar yakınında olduğu için dikkatini toplayamıyordu.

"Hazır mısın maceramıza?" diye sordu Harry ve dudaklarını onun dudaklarına küçük bir anlığına bastırdıktan sonra geri çekildi.

𝐌𝐎𝐑𝐒 𝐕𝐈𝐍𝐂𝐈𝐓「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Where stories live. Discover now