» dinner

1.9K 253 346
                                    

9 Mayıs, 16.19
Bakewell, Mornshineların evi

       ERİS, Harry'nin söylediklerini düşünmeden edemiyordu. Aklı sürekli onun babası hakkında dediklerindeydi ve haklı olup olmadığını ister istemez merak eder olmuştu.

Babasının bir şeyler gizlemediğine ve yalan söylemediğine inancı tamdı, öyle bir adam değildi babası. Ama Harry inandığı şeyde oldukça ısrarcı durduğundan bir yanı da onu düşünüyordu. Düşünceleri iki yana savrulup duruyordu kısacası.

En nihayetinde Harry'ye söylediği gibi babasının küçük çalışma odasına girmeye karar vermişti.

Babası öldükten sonra annesi darmadağın olmuştu ve onun eşyalarına değil dokunmaya görmeye bile tahammül edemez hale gelmişti. Eris de henüz küçük olduğu için babasının çalışma odasıyla hiç işi olmamıştı.

O günden beri orası kapısı kapalı bir şekilde duruyordu, temizlik için bile girmiyordu kimse. 

Annesi babasıyla birlikte bahçede otururken Eris moda gecesi için çizim yapması gerektiğini bahane ederek içeri girmişti ve üst kattaki küçük odanın kapısında dikilmişti.

İçeride sağda camın önünde büyük kahverengi bir çalışma masası ve siyah bir çalışma koltuğu vardı. Karşı duvarda ise boydan boya bir kitaplık vardı ve kitaplık da siyahtı. Başka hiçbir şey yoktu odada.

Eris kapıyı arkasından kapatıp içeriye adımladığında ne aradığını bilmiyordu bile. Belki masanın çekmecelerini kontrol etmekle başlayabilirdi.

Çekmeceleri açıp içlerine bakarken bir sürü kağıt yığını ve kalemler gördü. Kağıtları çekmecenin içinden çıkarmadan kısaca göz atsa da hiçbir şey bulamayıp çekmeceyi kapattı. 

Soldaki çekmeceyi açtığında içinin tamamen boş olduğunu görüp kapattı ve dudaklarını büzerek kalçasını masaya yasladı, düşünmeye başladı.

Ne aradığını bilmeden orayı burayı kurcalıyordu yalnızca, bu şekilde bir sonuca ulaşamazdı.

Kitaplıktaki kitapları göz ucuyla inceledi. Çoğu uzay, zaman, sevgi ve büyücülük tarihiyle alakalıydı. Esrar Dairesi'nde çalışan birinin okuyacağı tarzda kitaplardı kısacası. O yüzden orada da dikkatini çeken bir şey olmamıştı.

Kaşlarını çatarak yaslandığı yerden doğruldu ve az önce boş gördüğü çekmeceyi tekrar açtı. Bu kadar boş bir çekmecenin her yeri tozluyken ortadaki bir yerinin hiçbir tozu olmaması dikkatini yeni çekmişti.

Aklında iki seçenek belirmişti. Ya burada gizlenen bir şey yerinden alınmıştı ya da hala oradaydı ama Eris'in göremeyeceği bir şekilde tılsımlanmıştı.

Asasını çıkarıp çekmeceye doğrulttu Eris ve "Specialis revelio." dedi. 

Hiç toz olmayan yerde beliren şeye hayretle baktı kızıl kız. Altı köşeli bir yıldız yontusuydu, Davut yıldızına benziyordu şekli ama ondan farklı olarak ortasında bir sembol vardı. 

Sembole yakından bakabilmek için yontuyu eline aldığında parmak uçlarına yayılan sızıyla dişlerini sıkarak yontuyu aldığı yere atarcasına bıraktı.

Elini havaya sallayıp acısını dindirmeye çalışırken parmaklarına baktı ve kızardıklarını gördü. Yontu onu eline aldığı anda yakmıştı, Eris parmak uçlarının sızısıyla çekmeceye attığı yontuya baktı tuhafça.

𝐌𝐎𝐑𝐒 𝐕𝐈𝐍𝐂𝐈𝐓「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Where stories live. Discover now