» dinner at the Burrow

1.3K 196 99
                                    

24 Haziran 2001
Bakanlık, Seherbazlık Bürosu

       YETİŞKİN olmak berbat bir şeydi.

Harry çocukken ve ergenlik yıllarındayken büyükler tarafından ciddiye alınmadığı ve umursanmadığı için sinirlenir, yetişkin olmak isterdi.

Yetişkin olduğunda ise Hogwarts'a dönüp ergenliğini tekrar yaşamak istemeye başlamıştı.

Ne olursa olsun işe gitmek zorunda olmak, kafasına göre izin alamamak, sürekli sorumluluklarının olması ve devamlı bir şeyler için çabalamak zorunda olmak berbattı.

Hogwarts'ta olayı ve tek derdinin Quidditch olmasını tercih ederdi.

Üstelik çalışmak zorunda olması ruh haline göre de değişmiyordu. Henüz dün terk edilmiş olmasına rağmen ertesi sabah işe gelmişti mesela.

Görmeyen gözlerle önündeki kahveye bakıyor ve kendisini izlediğini bildiği Ron'la göz göze gelmemeye çalışıyordu.

Çünkü biliyordu ki en yakın arkadaşı neden suratının beş karış olduğunu soracaktı.

Harry ise Eris'le ayrılığını dile getirmek istemiyordu, kesinlikle unutmak istiyordu.

Eris yalnızca düğünü iptal etmek istemişti ancak Harry için bu bir ayrılıktı, Eris ondan ayrılmıştı.

Üstelik bir bakıma haklı olduğunu da kabul etmesi gerekiyordu. Eris'e söyledikleri ve düşündükleri hoş değildi, hata yapmıştı.

Bu hatasını telafi etmek istemişti ancak Eris'in bu konudaki planları başka çıkmıştı.

Harry kendini affettirmesi ve Eris'e kendini kanıtlaması gerektiğini biliyordu. Onun güvenini tekrar kazanmalı ve aşkına şüpheye yer bırakmayacak şekilde ikna etmeliydi.

Fakat her şey bu kadar tazeyken yeni atılımlarda bulunmanın iyi olmayacağına dair bir his vardı içinde.

"Bugün sakin olacak sanırım." diyen Ron'u duyunca gözlerini kırpıştırdı ve arkadaşına döndü. "Kingsley ile konuşacak mısın?"

Bir de tamamen aklından çıkan Sahipler mevzusu vardı. Harry oflayıp arkasına yaslandı. "Ondan önce sizinle konuşmalıyım. Bir de sizin fikrinizi almak istiyorum."

"Dostum, bir an hiç anlatmayacaksın sanmıştım." dedi Ron sırıtarak.

Harry hafifçe gülümsedi. Her şey öyle ani gelişmişti ki en yakın arkadaşlarıyla konuşmaya vakti bile olmamıştı Harry'nin.

"Hermione müsaitse çağıralım ve konuşalım."

"Değil." Ron çayından bir yudum aldı. "Tüm gün şu Ev Cini Yasası için toplantıları var, dün gece söylüyordu."

Harry dudaklarını birine bastırdığında Ron sözlerine devam etti. "Ama akşam Kovuk'ta toplanabiliriz. Annem büyük bir yemek düzenleyecek, Sirius'la anneni de davet etti. Yemekten sonra yukarıda konuşuruz."

"Eski günlerdeki gibi ha?" dedi Harry yüzünde özlem dolu bir ifadeyle.

Hogwarts yıllarında yazları özel şeyleri Ron'un odasına kapanarak konuşurlardı ve Harry olan biten her şeye rağmen o anlara bir özlem duyuyordu.

Ron güldü. "Sayılır. Ne dersin?"

"Olur." dedi. "Dua edelim de Bayan Weasley, Remus'la Tonks'u davet etmemiş olsun."

"Aslında etmiş." dedi Ron ve Harry'nin yüzünde gergin bir ifade belirdi. Sirius'la Remus'u aynı ortama sokmak kesinlikle iyi bir fikir olmazdı. "Ama Remus gelemeyeceklerini söylemiş."

𝐌𝐎𝐑𝐒 𝐕𝐈𝐍𝐂𝐈𝐓「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Donde viven las historias. Descúbrelo ahora