11. CANSIZ GÖLGE

122 34 32
                                    

Gözlerimin hala nasıl yuvalarından fırlamadığına hayret ediyordum. Oysa Arez sanki benim evimin dinlenmesi çok normal ve basit bir sohbet konusuymuş gibi rahatça gülümsüyordu ama biliyordum. Gözlerinde su yüzüne çıkmak için çırpınan koca bir öfke deniz gibi birikiyordu.

Onuncu kez çaktırmadan etrafta gezindi bakışları.

Kendimi kontrol altına almam gerekiyordu.
"İyi de ne...Nasıl? Yani neden böyle bir şey yapsınlar ki? Hemde benim gibi sıradan biri için böyle bir oyun oynamak saçma de-" Aklıma dank edince bir anda durdum. "Şimdi anlıyorum. Bunun benimle değil, seninle bir ilgisi var değil mi? Seninleyim diye evim dinleniyor?" dedim kendimi tam bir ahmak gibi hissederek.

Hatta bir an o eziyet ettiklerimden birinin bile buna cesaret gösterebileceğini düşünmüştüm. Ya da polise şikayet ettiğim ve beni yakalamak isteyen kişinin. Ama gözlerindeki suçluluğu gördüğüm an bunun benimle bir ilgisi olmadığını anlamıştım.

Benim hayatımda başrol ne zamandan beri Arez'e verilmişti? Ne ara yan rol bana kalmıştı da yaşanan şeylerin onunla ilgisi vardı? İçimde öfke dolanıyordu. Durulmuş ruhumun yine elleri kaşınıyordu.

Bu saat evime ne zaman girmişti? Kaç zamandır dinleniyordum? Her ne kadar pek kayda değer bir şeyler konuştuğumu hatırlamasam da orası benim evimdi.

Arez derin bir nefes aldı. "Sen sıradan biri değilsin. Sıradan biri bir barda olay çıkarmaz öyle değil mi? Hem de benim ismimi vererek?" dedi gözlerini kısarak her şeyden haberim var der gibi.

Gözlerimi kıstım. "Sana, senin gizemini çözmeden durmayacağımı söylemiştim ayrıca bunun evimdeki saatle ne işi var?"

"Benle olmadan önce de sıradan değildin benle olduğun için de ama malesef ki benleyken dikkat çekiyorsun. Seni böyle şeylere bulaştırmamak için özen göstersem de oldu. Rahat durmadın. Bu yüzden bu gece o evde kalmıyorsun!"

Kaşlarımı çattım. "Ne demek o evde kalmıyorsun?! O ev dediğin benim evim! Benim ev-"

"Senin evin güvenli değil!" Sesini çok az yükseltince bir kaç bakışı üzerimizde topladık. Sakinleşmek için derin derin soluklandı.

Sinirle güldüm. "Sen misin güvenli? Bunların senin yüzünden başıma geldiğini az önce söylediğini ne çabuk unuttun?"

Masadakileri bir yere fırlatmamak için kendimi çok zor tutuyordum. Bir şeyleri kırıp döküp can yakmazsam kendime gelemezdim. Ayaklarım gergince ritim tutuyordu.

Arez bacağıma dokundu. "Yapma. Dikkat çekiyorsun. Kendine hakim ol," dedi yumuşak bir sesle. Bacağımı hareket ettirmeyi bıraktım.

Evime biri girmişti! Resmen dinleme cihazı konmuştu evime ve Doğu bulmasaydı belkide uzun zaman boyunca, eğer kameralara bakmazsam, bulamayacaktım o siktiğim saati!

Haklıydı bir daha orada kalamazdım temiz olduğundan emin olmadan ama zaten bunların sebep olduğu kişi karşımdaki Şeytan'dı. Bana doğru eğildi. Suratında hiçbir şey olmamış gibi rahat bir ifade vardı.

Bunu nasıl beceriyordu?

Bunun için çok fazla eğitim almış olması gerekiyordu. Aynı benim bardaki role uyum sağlamam gibi, gözleri ve bedeni bile bu role uyum sağlıyordu. Mimiklerini ve duygularını bu kadar kolay kontrol edebilmesi beni daha çok geriyordu.

"Sana seçenek hakkı sunmadım Meva. O evin güvenli olduğundan emin olmadan oraya dönmeyeceksin," dedi kısık ama itiraz kabul etmeyen bir sesle.

"Doğu'da kalırım o zaman." Kollarımı göğsümde kavuşturduğumda o da gözlerini yumup burnundan soludu. Kendini zar zor zaptediyor gibiydi ve ben ona hiç yardımcı olmuyordum.

HYPERİONWhere stories live. Discover now