63. YEDİ SİGARALIK SÜRE

25 7 1
                                    

"...Ve sonra André'ye dedim ki gel seninle imam nikahı kıyalım. O da dedi ki..."

Daldığım noktada, betonun üzerindeki kan izine bakarken başımla onayladım. "Evet. Doğru," diye mırıldandım.

"Bence de doğru sonuçta o müslüman değil ama tabi ben onun kolunu becermek istediğimde bana deli gömleği giydirmeyi teklif etti de zor kurtuldum elinden."

"İyi yap- bir saniye. Onun kolunu mu becermek istedin sen?" Ona döndüğümde kahkaha attı. "Sabahtan beri konuşuyorum ama tek bir kelimeyi bile duymadın değil mi?"

Doğu, Savaş ve Aiden korumaları kaldırırken, Yonca Serdar'ın yarasına pansuman yaparken konuşmaya başlamıştı Maya. Sözde  buraya gelmesinin birinci sebebini halletmeye çalışıyordu ama zihnim o kadar çok yaptığı şovdan sonra odasına çekilen Ateş'te kalmıştı ki ne dediğini anlamıyordum bile.

Tedirgindim. Yay gibi gerilmiştim. Kaskatıydım.

Ve korkuyordum.

Onun için çok korkuyordum.

Sargı bezine baktım. Onun dediği gibi çekmecemdeki kremi sürmüştüm ama parmak uçlarımdan taşan korku hala oradaydı.

Sanki başının üzerinde, çipin kazanacağı zamana doğru ilerleyen görünmez bir saat vardı. Dakikalar akıp giderken biz gittikçe köşeye sıkışıyorduk. Zaman daralıyordu. Korku boğazıma kadar tırmanmıştı ve aynı korku onun da kalan son irade kırıntısında mevcuttu.

"Hey Arez?" Elini gözümün önünde salladı. "Beni artık dinler misin?"

Başımı iki yana salladım. "Tanrım. Kafam çok dağınık, kusura bakma. Dinleyemiyorum bir türlü."

Maya gözlerimin içine baktı düşünceli biçimde. "Beni buraya getirmenin asıl sebebi korkuyor olman değil mi?"

Sessizce yutkundum ve başımla onayladım. Cebinden çıkardığı sigarayı yakarken bana da uzattı. Bir tane aldım.

"Bunu ona kendin yapmak istemiyorsun ve buradaki herkesin onunla duygusal bir bağı var. Kimse yapmaz."

"Ben...bilmiyorum. Belki de yapmamalıyız. Hem bu şekilde savunmasız olursa her şey daha kötü olabilir."

Omuz silkti. "Yalan yok. Daha önce hiç böyle bir Üst Üye olmamıştı o yüzden sonuçları ne olur bilemeyiz. Dediğim gibi yapıp yapmama kararını sana bırakıyorum ama Arez...bu korumalara olanlar sadece bizim dünyamızın standratlarına göre normal. Üstelik o kadın...gücü bir süreliğine dondurulması gereken bir varlık."

Ateş bizim standratlarımıza uygun biri değildi. Onun ruhu böyle olamazdı.

"Ben onunla konuşursam..."

"Tanrı aşkına kadınla nasıl konuşacaksın? Ayaklı tüfek gibi önüne geleni vurup geçiyor. Sargın bile hala duruyor. Az daha benim karaciğerimi deşecekti!"

Sessiz kaldım. Ben sessiz kalınca o devam etti. "Hem ne diyeceksin ona? Ateş sen çok fazla vahşileştin. Daha fazla başımıza cenaze çıkarma diye seni köleleştireceğim mi? Senin derini yüzer. Ciddiyim."

"Offff! Bıktım, Tanrı belamı versin ki bıktım. Benimki de kafa," diye homurdandım sigaradan derin bir nefes çekerken.

Gözleri kocaman açılmış bir şekilde isyanımı izledi.

"Ne?"

"Az önce yaptığın hareket...sen az önce ofladın mı?" Hala inanamıyor gibiydi.

"Evet. Ne var bunda bu kadar garip olan?"

HYPERİONWhere stories live. Discover now