42. HİÇ EVREN

56 19 31
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda yanımda Arez yoktu.

Tıpkı olmaması gerektiği gibi.

Kendimi korkunç hissediyordum. Yataktan çıkmak yerine iyice sarındım ve gözlerimi tavana diktim. Dün gece gitmemem gereken bir yerdeydim. Arez beni defalarca oraya gelmemem gerektiği konusunda uyarmıştı. Bunun ilk sebebi yaptığı kurban verme olayını görmemi istememiş olmasıydı. İkinci sebebi ise tüm o Üst Düzey İblisler'le tanışmamamı sağlamaktı.

Fakat ben hepsiyle tanışmıştım. Xander bir şekilde gözleriyle insanı etkisi altına alabiliyordu. André ise en tepedeki olduğunu belli edecek güçte ve görünüşteydi. Oktay ise aralarında en çok insanı andıran kişiydi fakat buna rağmen bile çok tedirgin ediciydi. Diğerlerinde de ruhsuzluk hat safhadaydı. Elis denen o asalağa gelirsek, o da kırmızı gözleriyle alev saçıyordu etrafa. Nadia buz gibi bir nefretle insanlara bakıyordu ayrıca gözleri benimkiyle aynıydı.

Benimkiyle aynı...

Benimkiyle aynı!

"Siktir!" diye fısıldadım dehşetle. Bende bir Üst Düzey Üye olabilirdim. Bunu farketmiş olmak tüm duyularımı açmıştı. Bu yüzden Oktay ısrarla göz rengimi istiyordu. Beni Nadia'nın koltuğuna oturtmak için birini kurban vermeyi seçmişlerdi. İyi de Arez bildiği halde göz rengimi söylemiş miydi onlara?

Arez'de mi bu işin içindeydi? Bu yüzden mi benim etrafımdaydı? Belki de Arez kendi savaşı için göz rengimi gizli tutuyordu? Dün gece kollarımın arasında ağlayan adamı hatırlayınca başımı iki yana salladım. Ne olursa olsun Arez birinin yanında ağlamazdı. Arez ağlamazdı.

O beni korumaya çalışıyordu bir şekilde.

Emin misin Meva?

...Bilmiyordum.

Yatakta oturur pozisyona geçtiğimde komodinin üzerinde bir kağıt parçası ve üzerine bırakılmış yüzüğümü buldum. Gözlerim dolarken dişlerimi sıktım. Benim yüzüğümdü ama artık parmağıma takamazdım.

Altındaki not kağıdına uzandım ve üzerindekini okudum.

Başka bir evrenden çalınmış son bir akşam yemeği?
Akşam eve geldiğimde seni eşim olarak bana kapıyı açarken bulmak istiyorum...
Sana her şeyi en saf haliyle anlatmak istiyorum. Arınmak istiyorum.
Son kez.
O yüzük şimdi sana ait. Anneme değil.

Yumruk yaptığım avucumda buruştu not kağıdı.

Başımı başlığa dayadım ve gözlerimden akan yaşlara izin verdim.

Son kez...

Son.

Bitiyordu.

Rüya bitiyordu.

Büyük bir şey olacak demiştim. Bunu hissetmiştim ve olmuştu işte.

Merdivenlerden gelen sesle gözyaşlarımı silip o tarafa baktım. Dolunay endişeli bir şekilde bana doğru geldi.
"Ne oldu? Ev berbat halde. İyi misin?" dedi yanıma oturup elimi tutarken. Başımı iki yana salladığımda Dolunay gözyaşlarımı sildi.

"Tamam. Ne olduğunu anlatmak ister misin?" dedi elimi tutarken. "Biz...yani ben bitirdim. Arez'le."

"İyi de neden? Siz çok iyiydiniz. Birlikte gezmelere bile gittiniz. Sen...sen yüzük bile taktın!" dedi hayretle.

Histerik bir gülüş sergiledim. "Sana sadece şu kadarını söyleyebilirim Dolunay. Bitmesi gerek. Bu hepimiz için en iyisi ama...ama bu kadar can yaktığını bilmiyordum," diye fısıldadım. Bana sarıldığında daha fazla ağladım. "Şş. Geçecek. Söz veriyorum geçecek."

HYPERİONWhere stories live. Discover now