episone 11

2.7K 233 116
                                    

"Hayır, hatırlamıyorum." Ned'in söylediğiyle derin bir nefes aldım.

Dün Wanda'dan bu garip küreyi kayığım gibi yarını iple çekmiştim. Okula geldiğim an bizimkilerin yanına yaklaşıp direkt olayı anlatmaya başladım. Özellikle Ned'e. Ancak hiçbir fikri olmadığını yüz ifadesinden de belliydi.

Elimdeki küreyi alan Peter, gözlerini ona odaklamış sessizce düşünüyordu. Birden durdu, küreyi iyice kendine yaklaştırıp eliyle bulutların sonunu işaret etti.

Sorun şuydu ki, bulutların sonu görülmeyecek kadar sonsuzdu.

"Burada turuncu bir ışık mı var yoksa bana mı öyle geliyor?" Dediğinde kürenin üstüne eğildim. Haklıydı, bu benim dünde fark ettiğim küçük bir detaydı.

"Onu ben de fark ettim, ama göz yanılması sanmıştım." Ned hafifçe yaklaşıp izin ister gibi bana döndü.

"Onu kırabilir miyiz?" Birkaç saniye düşündüm. Bu benimde aklımdan geçmişti ama yanlış bir şey yapmamak için dikkatli olmalıydık.

"Hayır, zorda kaldıkça olmaz." Tam o sırada, bitiş zili çaldı. Bende kimsenin görmemesi için küreyi çantama koyarken gözüm Peter'ın çantasına takıldı. Kaslarım çatılırken izin isteme gereği duymadan çantasındaki kitabı hızlıca çıkarıp bağırdım.

"Dur, bu Harry Potter ve Felsefe Taşı!" Heyecanla konuşurken, Peter sonunda dikkatini çekmişim gibi ayaklandı. O da en az benim kadar heyecanlıydı.

"Evet, oh Tanrım..sonunda fark ettin!"  Dedi heyecanla. "Harry Potter ile ilgili düşündüklerinden sonra okumaya başladım. Dün hastayım diyip Stark Stahına gelmemiştim ya, Felsefe Taşını okuyordum!" Duyduğum şey beni derinden etkilese de, şu an çok absürt geliyordu.

Fazla uzatmak istemezdim ama, küreyi bir kenara koyup tüm gün bunun hakkında konuştuğumuzu söyleyebilirim.

Peter'ın söylediğine hafif kıkırdayarak asansörden çıktık.

Gün boyu her şeyi bir kenara bırakarak güzel bir gün geçirmiş, sonunda üsse geri dönmüştük. Peter sözde staj için babamın yanına giderken bende oturma odasına yöneldim. Aşağıdan çok fazla müzik sesi geliyordu ancak pek umursamadım.

Tam o sırada, Pepper'ın elinde iki kadehle bana seslenmesi bir oldu.

"Aşağıda parti var, benimle inmek ister misin Canım?" Söylediğiyle kaşlarım hafifçe çatıldı. Bana uzattığı kadehi alırken kafamı salladım. Uykum vardı ve yorgundum, üstelik içimde kötü bir his vardı ancak sadece bir parti, bana ne zararı olabilirdi ki?

Babama bile görünmez, arkalarda bir yerde eğer Peter'ı bulursam onunla takılırdım.

"Neden yeni haberim oldu benim?" Hayatımda ilk defa şampanya içerken ilk yudumla yüzümü buruşturdum. Neyse ki Pepper bunu fark etmemişti. Aslında, hayatımda ilk defa alkol kullanıyordum.

"Bilmem, baban işte. Sıkıldı mi parti düzenler. Buna alışmalısın." Hafifçe gülümserken tekrar kafa salladım.

Elimdeki kadehten birkaç yudum daha aldığımda artık alışmış, hatta hoşuma bile gitmeye başlamıştı.

Pepper beni peşinden daha önce hiç görmediğim bir alana sürüklediğinde sessizce peşinden ilerledim. Sesler yükselmeye başlamışken, bir kalinin önünde durduk. Kapı Pepper'ın elini okuması ile açıldı. Tam o an, gelen ışıktan gözlerimi kısmak zorunda kaldım.

luz de la luna || marvelWhere stories live. Discover now