Episode 31

1K 107 42
                                    

"Önemli bir kitap mı?" Dedim kaşlarım daha da çatılırken. Uzun zamandır buradaydım ama bu kitabı ilk defa görüyordum. Büyük ihtimal daha okuyamaya vakit bulamadığım yükseklerdeydi.

"Dalga mı geçiyorsun!?" Dedi çıkışarak. "Bu bir efsane, bu bir kurtuluş yolu Amaris! Kurtulacağız kardeşim!" Sevinçle kitabı kucaklayıp bana sarılırken, duyduklarıma tepki verememiştim. Sadece sarılmasına karşılık verirken, içimdeki kaybolmaya yüz tutmuş son ümit kırıntısı bütün vücudumu kapladı.

Ayrıldıktan sonra ikimizde bize en yakın sandalyeye otururken, Darkhold'un ilk sayfası kendiliğinden açıldı. Ama yazıları görünce, Loki'ye bakmadan edemedim.

"Nasıl okuyacağız bunu?" Dediğimde gülümsedi.

"Bütün dilleri ve alfabeleri biliyorum. Bunu halledeceğiz. Ama asıl soru şu, bunu hangimiz yapacak?" bir an olsun düşünmeden omuz silktim.

"Ben tabii ki, soru mu bu?" Kitabı önüme doğru çekecekken, diğer köşesinden sıkıca tutup bunu engelledi. Sorar gözlerle ona baktığımda gerçekten kararsız gözüküyordu.

"Bak..bunu sen yapmamalısın. Çok tehlikeli olduğunu biliyorum."

"Yani?" Dedim umursamazca. Tehlikeliyse tehlikeliydi. Bunca zamana kadar yaptıklarımın yanında bu hiç sorun değildi. En fazla ölürdüm herhalde.

"Amaris, ben ciddiyim. Bu konu hakkında tartışmak istemiyorum. Seni bekleyen, seven bir sürü insan varken sana zarar gelmesine göz yumamam. Belki ben değil, ama sen kurtulmalısın." Şu ana kadar ciddiyken, bir an yüzünü ekşitti. "Her ne kadar baş düşmanlarımın kızı olsan da." Diye eklediğinde gergince gülümsemeden edemedim.

"Haklısın ama bir konuda yanılıyorsun. Ben sensiz hiçbir yere gitmeyeceğim. Eğer sen burda kalmak zorundaysan, bende sonsuza kadar burda kalmaya razıyım. Şimdi yeter bu kadar duygusallık. Hadi bakalım, başlayalım!" İkimiz de bakışlarımızı kitaba yöneltirken Loki'nin gülümsediğini hissedebiliyordum.

"Gözünü kapat ve odaklan artık!" Loki'nin sabırsız ve yavaş yavaş sinirlenmeye yüz tutmuş sesiyle bana tepki gösterirken yerimde kıpırdanmadan edemedim.

Birkaç gündür Darkhold'dan kafamızı kaldıramıyorduk. Baştan sona bitirmiş, birçok şeye hakim olmuştuk. Ve şimdi sıra öğrendiklerimizi faaliyete geçirmekti.

Ben büyük ısrarlar sonucu denemek için Loki'den izin almışken beni dikkatlice izlemekten ve etraftaki mumların sönmemesi için elinden geleni yapmaktan baksa çaresi yoktu.

Bu sırada bedenimin yavaşça ayağa kalktığını fark ederken, Loki'nin sesi kulaklarımı doldurdu.

"Oluyor!" Ancak oluşan sesin etkisiyle etrafımızdan uçuşan kuşlar sayesinde kendimi kaybedip yere düştüm.

Gözlerimi sinirle açarken ağzımdan çıkan kurultaya engel olamadım. Sitemle yerden kalkarken Loki'nin uzattığı eli tuttum.

"Bu günlük bu kadar yeter, hadi biraz uyuyalım. Yarın bunu başaracağız." Dedi cidden umut dolu bir sesle. Kafamı salladım. O bize güveniyorsa, ben de ona güveniyordum. Başaracaktık. Çok az kalmıştı.

O kendi odasına doğru yol alırken ben de tam tersi yönünde yürümeye başladım.

Uzun zamandır kendimi ilk defa bu kadar huzurlu hissediyordum. Ciddi manada kurtulacağımıza dair büyük bir umudum vardı. Yıllardır kısıldığımız bu yerden çıkacak, aileme kavuşacaktım.

luz de la luna || marvelWhere stories live. Discover now