Episode 26

1.2K 106 40
                                    

"Onsuz yaşayamayacağım tek şeyi korumam gerekiyordu, yani seni." Adam kırık bir nefes alıp kızına uzunca bakmayı sürdürdü.

"Ama yapamadım. Üzgünüm kızım, üzgünüm Amaris.." elleriyle herşeyden habersiz derin bie uykuda olan kızın ellerini okşarken, kapı çalınca toplanmaya çalıştı. Ancak yanındaki bira şişesini devirmesiyle dikkatleri tamemen kendine çekti.

"Yine mi?" Steve eğilip yerdeki kırık cam parçalarını toplarken, çoğunlukta olduğu gibi koltukta uyuyan Natasha sıçrayarak uykusundan uyandı.

Yaklaşık bir hafta olmuştu ancak Amaris'in tedavisi kesinlikle işe yaramıyordu. Üstelik birincil doktoru Stephen Strange'in geçirdiği kaza yüzünden aniden değişikliğe yönelmişlerdi ve hiçbir şekilde çözüleceğe benzemiyordu.

Tony burukça gülümserken Steve elindeki kırık parçaları yanındaki çöp kutusuna atıp Natasha'nın yanına oturdu.

"Dünyanın bize ihtiyacı var, Tony." Dediğinde, katılmak istemeseler bile herkes bu gerçek ile karşı karşıyaydı.

"Kızımın da bana ihtiyacı var." Dedi sert bir sesle. Ancak o da biliyordu ki burada olmak, aciz bir şekilde beklemenin hiçbir manası yoktu.

"Herkes kötü durumda, ama toparlanmalıyız. Amaris için, Avengers için." Önce Tony'nin, sonra Natasha'nın kızarmış gözlerine baktı sarışın adam. İkisinin de hayır diyemeyeceğinden emindi.

"Peki öyleyse, haklısın. Amaris böyle isterdi." Dediğinde, Tony kafasını sallayarak onaylamaktan başka hiçbir şey yapamadı.

"Ama kızımı burada tek bırakamam." Kafasını kaldırdığında kararlı olduğu belliydi. Kapıdan içeri giren Sam buna göz devirdi.

"Burası senin evin. Söylesene Tanrı aşkına gidip sokağa mi atacağız? Her dakika başında bekleyen doktorlar varken eminim ki Amaris sonunda bir tepki verecek. Şimdi, hadi Avengers. Acele etmemiz gerek." Falcon kostümü üzerindeyken soluğu kesilmiş gibiydi. Bir sorun olduğu her halükarda belliydi. Odadaki üçlü oyalanmadan odadan çıkarken Tony son bir kez kızına baktı.

"Sana kimin iyi bakacağını biliyorum."

"Hey, Luna.." genç adam kızın baş ucuna nazikçe otururken burukça gülümsedi. "Evet, yine ben. Muthemelen hayatımın sonuna kadar benden kurtulamayacaksın." Çantasını sandalyenin yanına atarken gözünü kızdan ayırmadı.

Sonsuza kadar onu böyle izleyebilirdi.

Elindeki defterin ilk sayfasini açarken elleriyle kucağındaki kaleme sıkıca sarıldı.

"Bay Stark okuldan sonra yanında kalmamı rica etti, zaten onun korkusundan fazla gelemiyordum. Her neyse. Bugün okuldayken aklıma geldi. Seni çizeceğim. Çünkü Luna, sana olan sevgimi ifade edebilecek kelimeler keşfedemedim ama belki bunu bir resimle gösterebilirim. Daha önce hiç denemedim. Uyandıktan sonra sana göstereceğim, ama gülersen kötü olur." Kendi kendine konuşurken, kafasını tekrar kaldırdı.

Ve o an Peter Parker, Amaris Stark'a daha önce gördüğü herşeyi bütünüyle görür gibi oldu. Ne kadar herkesi etkileyen bir yüzü var olsa da, kız bundan daha fazlasıydı.

Güzeldi, ama sadece yüzü değil. Her saniyesi, her dakikası, her nefes alışı Peter için bir terapi gibiydi.

Amaris ona annesini hatırlatıyordu.

luz de la luna || marvelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin