episode 18

2K 188 40
                                    

Gözlerimi açtığımda, ilk işim bugün gücümle nefes almak olmuştu.

Çünkü her kâbusum beni öldürmek istercesine boğuyordu ve yine o kâbuslardan birindeydim.

Gözlerimi açtığım an karşımda gözleri büyük ihtimalle ağlamaktan kızarmış Peter'ı uyurken görünce her şeyi hatırladım.

"Tony!" Var gücümle doğrulup önlemek için dudaklarımı dişlerken yan taraftaki koltukta oturan Peter'a seslendim.

"Peter, kalk! Babam..Peter!" Titreyen sesimle ona bağırırken boğazım dolmuş, sesim bulanık çıkıyordu.

Peter ona seslendiğim an yerinden fırladı. Hızlıca yanıma geldiğinde elimdeki serumu çıkarmaya çalıştım.

Ama çıkarmaya çalışırken elime saplanmış iğne içinde hareket ediyordu ve bu olan ağrıyı on kat daha da arttırıyordu.

"Luna, iyi misin?" Peter, sağ elimi tutup serumu çıkarmamı engellediğinde endişeyle kafa salladım.

"Ben iyiyim, ama babam...Babam nasıl?" Yavaşça sinirlenmeye başlamış, iyi bir cevap almak için dikkatlice yüzüne bakıyordum.

Ama onun sol gözünden dökülen bir damla yaş, benim yanağını yaktığında bu mümkün değildi.

Kesinlikle birşey olmuştu.

"Bay Stark iyi..en azından, senden daha iyi." Eli ile hızlıca gözünü ıslatan yaşı sildiğinde içim hız olmadigi kadar rahata erdi.

Ama sonra, ne dediğini tekrar fark ettim.

Benden iyiydi.

Ben mi kötüydüm, yoksa o mu çok iyiydi?

"Benim..neyim var?" Dedim sessizce. Alacağım cevaptan korkuyordum.

Eğer 7-8 ay önce bir Hastanesi'nde böyle gözümü açsam, bana olacaklar umurumda olmazdı. Ama şimdi Steve, Natasha, Peter, Diğer Yenilmezler, May, hatta ne kadar kızsam da baba bile..

Yıllar sonra cidden sevildiğimi hissetmişken, onları kaybedemezdim.

Beynindeki tümör öylece gitmişken, ben kaybedemezdim.

"Yüksek gradeli tümör. Dördüncü evre Amaris." Arkadan gelen sesle, Peter'ın omzundan hafifçe geriye baktım.

Stephen geriden öylece elindeki dosyayla bana bakıyordu. Açıkçası, yıkılmış gözüküyordu.

"Yıllardır bunun olmaması için gayret gösteriyordum, üzgünüm evlat.." duyduğum şeyin verdiği şokla öylece bakakaldım.

4. Evre beyin tümörü..

Ve benim bu andan sonra, 15 yıllık hayatıma iki yıl eklemem bile mucize olacaktı.

Aileme daha yeni kavuşmuşken, beraber sonumu mu sayacaktık gerçekten?

Ama şu an, düşündüğüm şey kendim olmadı.

"Tony nasıl?" Dedim kendimi umursamazca. Dediğim gibi, yıllardır bununla yaşıyordum, iki dakika erteleyebilirdim.

"Ameliyattan daha yeni çıktı. Durumu stabil. Neyse ki patlama olduğu zaman kafasında kask varmış. Beyninde herhangi bir hasar yok. Birkaç keskin alet akciğerine kadar inen derin kesimlere sebep olmuş. Ayrıca iç kanama, kanamayı tamemiyle durdurduk." Duyduğum şeye sevinsem mi üzülsem mi bilemeyip duygu karmaşası yaşadığım sırada, Peter'a kolumdaki serumu çıkarmasını ima ettim. İtiraz etmedi, hızlıca çektiğinde, acıyı o kadar fazla hissetmedim. Ona tutunarak kalktığım sırada Stephen önümüze geçti.

"Farkında mısın bilmiyorum ama Amaris, beynindeki aniden yok olan tümör birkaç saatte yerini, senin ancak iki yıl yaşamama izin verecek kadar tehlikeli bir tümöre bıraktı. Böyle birşeyin olması imkansız ve mantıksız! Üstünde yapmamız gereken onlarca test var." Cümlesini bitirene kadar yüzüne boş boş bakıp, bitirdiğinde hiçbir şey demeden Peter'ın koluna tutunarak yürümeye başladım. Odadan çıkarken arkamızdan kapı kapanmadan tek bir şey söyledim.

luz de la luna || marvelWhere stories live. Discover now