Episode 36

953 87 31
                                    

"Peter..neler oluyor?" Beni olabildiğince tenha bir yere çekmiş, örümcek adam maskesini kafasına geçirmişti. Hiçbir şey demeden, hızlıca ağlarını fırlatarak okula yaklaştı.

Bense olduğum yerde dikilirken olanları anlamlandırmaya çalışıyordum. Şu an akşam vakitleri olduğu için okulda kimsenin olmadığından emindim neyse ki.

Adımlarım gizlenmeye çalışarak üsse ilerlerken kimseyi orada bulamayacağımı biliyordum. Herkes çoktan neler olduğunu anlamak için olay yerine uçmuşlardı belki de.

Ama ben ne süper güçlere veya zekaya sahip, ne de mükemmel bir dövüşçü veya okçu değildim.

Normal bir insandım. Hiçbir özelliğim yokken kimseye yardımım dokunmazdı.

Arkama baka baka ilerlerken nefes nefese kalmıştım. Artık önüme bakmıyor, nereye gittiğimi bilmeden sadece koşuyordum. Birçok kişiye çarptım, ama herkesin benim kadar telaşlı olduğu aşikardı. Çünkü şu an, başımızın her tarafında birer gök cismi dolaşıyordu.

Tam o sırada, aniden kafamı çevirmen gerektiğini hissettim. Az kalsın bana çarpmak üzere olan araç, kornaya uzunca basıp hemencecik durdu. Başımı çevirdiğimde Happy'nin yüzünü görmekle derin bir nefes aldım.

"Asta Amaris, üsse gitmeliyiz!" Camdan sarkio bütün gücüyle konuşurken kafa salladım. O ise yüzüme 'ciddi mi bu?' dercesine kısaca baktı.

"Baban bizi mahveder Amaris!" Dedi bir kez daha. Omuz silktim. Aniden aklıma gelen kişiyle kocaman gülümsedim.

"Loki'nin yanımda olduğumu bilirse bir şey demez." Dedim gülümseyerek. Gözüm arabanın arkasında aniden beliren Loki'ye kaydı. O ise yüzündeki telaş dolu ifadeyi bana çevirdiğinde derin bir nefes aldı. Onu beklemedim, kollarına doğru koştuğumda havalandığımı hissetmiştim.

"Neler oluyor?" Dedim duymak istediklerimden korkarak.

"Thanos. Savaş kapıya dayandı Amaris. Ayrıca tek sorunumuz Thanos değil," Kafamı kaldırıp masmavi gözlerine kısacık bir an baktım.

Kıyamet bile kopucak olsa, bana gerçekleri söylemekten başka hiçbir şey yapamazdı bana göre.

"Hela." Dedi onun devam etmesini istediğimi fark ettiğinde. Kaşlarımı çattım.

Kim olduğunu bilmiyordum tabii.

"O..kim?" Dedim kaçırdığım bu ayrıntıyı nasıl kurtaracağımı bilemeden. Derin bir nefes alırken, kafamı çevirdim. Üsse gelmiştik. Elini sıkıca tuttum. Oysa konuşmaya devam etti.

"Ablam." Dediği şeyle duraksadım. Ciddi miydi diye yüzüne baktığım sırada bunu bana nasıl söylemediğini kestiremedim. Sakin ol Amaris, kendi de bunu yeni öğrenmiş gibi duruyor.

"Öyle bakma, sadece yarım saat önce öğrendim bunu. Babam ölürken." Az önce durduğum yere çivi çakmaya niyetlenmişim gibi yerleştim. Duyduğum şey beni pek mutlu etmemişti elbette. Ama Loki'yi üzeceğini düşünmedim. Sonuçta babasını sevmiyordu, belki Thor için üzülmeliydik.

Tuttuğu elimi sıktı, o yürümeye başlarken bende onunla birlikte sürüklendim.

"Ben.. üzgünüm." Dedim sadece. Kafa bile sallamadı, yüzüme bile bakmadı. Bakışları çok keskindi, eğer bana bakacak olsa kalbimin en derinlerinde hiç iyileşmeyecek bir kesik atabilirmiş gibiydi. Ama bana zarar vermek istemediği için bakmıyordu.

İçeri girdik, nasıl buraya kadar sorun çıkmadığını anlamasam da bu kargaşada kimsenin Loki'yi umursamayacağını düşünüp kestirip attım.

"Kızım!" Babam, daha onu fark etmeme fırsat vermeden üstüme atlarken bütün Avengers'ın toplanmış olduğunu fark ettim. Steve ve Natasha'nın endişeli yüzü anında gevşemişti. Ayrıldığımda onlara da sarıldım.

luz de la luna || marvelWhere stories live. Discover now