Ay bütün çıplaklığıyla gökyüzünde süzülürken şevhetine kapılan bulutlar peşisıra ilerliyordu. Sık sık karanlığa bürünen yeryüzü artık aydınlık için savaşmıyordu.
O gece kendini diğer bütün gecelerden ayıran bir özelliğe sahipti.
"Efendim, şu an tam zamanı." Uzun yüzünün yanlarındaki iki boynuzla ortaya çıkarken babasının karşısında eğildi. Dev adam memnunca gülümsedi.
"Ama efendim, Odin hâlâ hayatta. Sürgünde olsa bile. Onun yakında gerçekleşecek ölümünü beklemek daha doğru olmaz mıydı?" Diğer tarafından gelen sesle, adamın susması için elini kaldırdı. Elbette ki bunu düşünmüştü, hem de yıllarca.
"Bana karşı mı geliyorsun Corvus?" Sert sesiyle tehtitkâr bir şekilde kükrerken arkasındaki susup geri çekilmekte başka bir şey yapamadı.
Bu gecenin sonunda, Thanos kazanmaya bir adım daha yaklaşacaktı.
"Küre." Koca elini uzatıp bir süre istediğini vermelerini bekledi. Sonunda elinde hissettiği ağır yükle, usulca gülümsedi.
"Almak zor olmadı efendim. Kız başucunda tutuyordu, yazık. Böyle değerli bir şeyi bu kadar kötü muhafaza etmek amatörlükten başka bir şey değil." Arkadan gelen sesle, gülümsemesi daha da büyüdü.
Haftalar önce bu küreyi Amaris Stark'a gönderen oydu.
Fatum küreleri, kader küreleri olarak bilinirlerdi. Canlının yaşamaya başladığı andan itibaren ölünceye kadar olan zamanda kişiyi temsil etme görevini üstlenirdi.
Ve eğer küre kırılırsa canlı sonsuz karanlığa, ölüme mahkûm edilirdi. Elde edilmesi imkansız olan bu küre birkaç ay öncesine kadar Thanosda değildi. Dev adam neler olacağını fark etmeksizin aniden karşısına çıkan bu küreyle, amacı için daha kısa bir yol seçme şansına sahip olmuştu.
Öte yandan onu uyaran adamı haklıydı. Odin daha ölmemişti. Kendisi de biliyordu ki onunla karşı karşıya gelmeye gücü asla yetmezdi.
Ama şimdi dünyaya, planının küçük bir aşamasını gerçekleştirmek için gelmişti. Zafer bugün değildi ama o yoldaki en büyük adımı, biraz sonra küreyi kırınca gerçekleşecekti.
Amaris Stark ölünce.
Elindeki karanlığın içinde bile parlayan bembeyaz küreyi bir süre inceledi, evirip çevirdi. Bir süre sonra derinliklerinden geldiğini hissettiği mor ışıkla kaşları çatıldı.
Ne olduğunu bilmiyordu. Ancak hayatı boyunca bildiği birkaç Fatum efsanesinden birinin, onun tek renkte olduğuydu.
Hem yıllardır beklediği Tony Stark'tan intikam almak için, hem de hedefine ulaşmak için gözünü kin bürümüş dev adam bunu umursamadı.
İlk önce küreyi, dudaklarına doğru kaldırdı.
"Ey Fatum, sahibini bizlerle buluştur." Diye fısıldadığında cevap olarak gürleyen gökle kafasını gökyüzüne kaldırdı. Şu an olduğu küçük adanın etrafında süzülen bulutlar, Amaris Stark'ın buraya geliyor oluşunun habercisiydi.
☾
Gecenin en mayhoş saatlerinin az sonra kâbusa döneceğini fark etmeden derin uykusunda olan kızın bütün günü hayal gibi geçmişti.
Amaris Luna Stark, artık tam anlamıyla ailesine kavuşmuştu. Mutluydu, ama uzun sürmeyecekti.
Mutluluğuna kavuşmasının üzerinden sadece bir hafta geçerken, ona doğru esen rüzgar bunu bozmaya gelmişti.
YOU ARE READING
luz de la luna || marvel
Fanfictiondaughter of stark başlangıç 12/06/2022 bitiş 10/02/2022 ❝ 𝘕𝘰 𝘥𝘦𝘫𝘦𝘴 𝘲𝘶𝘦 𝘦𝘭 𝘴𝘰𝘭 𝘯𝘰𝘴 𝘢𝘭𝘶𝘮𝘣𝘳𝘢, 𝘯𝘶𝘯𝘤𝘢 𝘵𝘦 𝘱𝘪𝘦𝘳𝘥𝘦𝘴, 𝘭𝘶𝘻 𝘥𝘦 𝘭𝘢 𝘭𝘶𝘯𝘢. ❞ Geçenin çöküşü kötü şans mıydı? Annesinin verdiği son nefesini solurke...