episode 12

2.4K 224 32
                                    

"Olmuyor Fury, ezik gibi dolaşamam peşinde artık unut bunu." Telefonun diğer ucundan bıkkın bir nefes sesi geldi.

"Aranız iyi olmalı Amaris, hayallerini yıkıp geçiyor musun şu an yoksa?" Dedikleriyle görmeyeceğini bile bile göz devirdim.

Peter gittikten sonra büyük ihtimal sızmış, ancak şeklimi bile bozmadan sanki birkaç dakika önce uyumuşum gibi yeni uyanmıştım. Neyse ki kimsenin görebileceği bir tarafta değildim. Daha fazla rezil olmayı kaldıramazdım çünkü.

Sabah sabah artık son raddeye geldiğinden dayanamayıp Nick'i aramıştım.

"Hayallerim mi? Siktir et hayallerimi, kendim kazanıp da âlâsını yaparım ben o hayallerin." Bahsettiği şey babamın mirasından pay alıp kaldığım yurdu üstüme almak, ve oradaki çocuklara daha iyi bir imkan vermekti çünkü bunu hak ediyorlardı.

"Ne senin paranı istiyorum, ne de Tony denen şu aptal herifin. Kendim yaparım ben. Babam dedim ne olursa olsun göz yumdum ama yeter. Bende insanım. Aa, bak hatta ben şimdi gideyim çünkü kalacak yerim yok seninle vakit kaybetmeden 'KENDİ İMKANLARIMLA' bu sorunu çözmeye gideyim." Hiç bir şey demeden yüzüne kapatın derin bir nefes aldım. Basım fevkalade ağrıyordu, bunu yok saymaya çalışarak yürümeye başladım. Neyse ki dünden kalma üstüm kokmuyor, pis gözükmüyordu. Sadece yüzüm kaymış gibiydi ama olsun, bunu çözebilirdik.

Birkaç adım attıktan sonra en yakınımdaki binanın çatısından hızlıca geçen bir cismin gölgesi üzerime yansıdı. İrkilerek kafamı çevirdim, kimsenin olmadığını görünce yürümeye devam ettim.

Ancak tam o sırada, çığlık atmamak icin ağzımı kapatmak zorunda kalmıştım.

"Aptal mısın sen!?" Dedim karşıma aniden çıkan maskeli yüze.
Ancak bir saniye sonrası aklıma gelenlerle birlikte sustum. Peter'ın onun örümcek adam olduğunu bildiğimden haberi yoktu.

"Ha, şey hayır. Üzgünüm, kötü görünüyordun. Yardım edebileceğim bir şey var mı?" Dedikleriyle kaşlarım hafifçe çatıldı.

"Kötü mü görünüyorum cidden?" Dedim bütün ciddiyetimle. Üstüme kısa bir göz gezdirdim.

"Yok, hayır! Hâlâ çok güzelsin, yani hep güzelsin-" Ne olduğunu anlamaya çalışırken etrafında bir tur attı. "Bunu dememeliydim sanırım." Bakışlarım anlamsızlaştı.

"Anladım, saol."

Dün üstüne ettiğim o kadar laftan sonra ne olursa olsun yanıma gelmesi, cidden beni umursadığını gösteriyor olmalıydı. O bana sözlü hiçbir şeyden bahsetmezken ben ona ağzıma geleni saymıştım. Bu kötü hissetmeme sebep oldu.

"Sana eşlik edebilir miyim? Sabahın bu saatlerinde buralar hiç tekin değil- gerçi yanlış anlama sen başa çıkabilirsin." dediğinde ikimizde birkaç dakikadır birbirimizin üzerinde olan bakışlarımızı çekip yürümeye başladık. Bir cevap almış gibi o da bana katıldı.

"Kötü bir gece yaşamış gibisin. Yardım edebileceğim bir şey olmadığından emin misin?" Dediğinde alayla gülümsedim. Daha fazla dayanamayacak gibiydim.

"Peter, çıkar şu aptal maskeyi." Gülerek. Bilmediğimi zannetmesi komiğime gidiyordu. Durakladı.

"Üste yaşıyordum farkındaysan. Bunu fark etmemek mümkün mü? Ayrıca buraya gelmeden aylar öncesinde biliyordum. Hadi çıkar, çok gülünç duruyorsun." Bir saniye tereddütle yüzüme baktı. Tekrarlamak istemediğim belliydi, bunu bildiği için sıkıla sıkıla çıkardı. Bense tekrar yürümeye devam ettim. Fakat bu birkaç saniye sürdü.

"Biri görür ya, takayım ben." Paranoyaklığına sessizce güldüm.

"Ne yapacaksın şimdi?" Dedi. Kafamda hesapladığım her şeyi düzene koymaya başladım.

luz de la luna || marvelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin