BÖLÜM 15

99.5K 4.8K 1.1K
                                    



Lütfen bol bol yorum yapmayı unutmayınnn💌

Keyifli bölümlerrrrr 💚



Çınar, yazıhaneye girmiş ve kapıyı da kapatmıştı
arkasından. Ağrıyan başını ellerinin arasına alıp masaj yaparken çoktan masasına kurulmuş Barış'a çevirdi bakışlarını.

Aynı yazıhanede çalışıyor olmaları iyi mi olmuştu kötü mü olmuştu bilmiyordu.

"Başım çatlıyor," diyerek kendini sandalyeye bırakan Çınar'a gözünün ucuyla baktı Barış ve tekrar önüne döndü.

"Ne yapayım, götünü mü pış pışlayayım bir şeyin yok diye?" Çınar gözlerini devirirken kollarını birbirine doladı. Odanın içerisine sakladığı telefonu düşündü bir an. Sesini kapatmıştı, hatta uçak moduna almıştı. Ekşına gerek yoktu.

"Sen şu Yaren'le..." Çınar elinde olmadan gülerken eliyle dudaklarını kapattı. "Neden ayrıldın?"

Barış'ın kaşları havalanırken usulca Çınar'a çevirdi bakışlarını. "Sen nereden biliyorsun lan Yaren'i?"

Çınar oldukça sakin bir şekilde omuz silkti. "Bir ara köşe bucak saklanıp konuşuyordun kızla. Bu aralar konuşmuyorsunuz. Ayrıldınız demek ki." Yalan. Kardeşin beni sen zannederek tüm aile sırlarınızı döküyor diye geçirdi içinden.

Tabii ki öyle bir şeye izin vermezdi. Kimsenin aile sırrını öğrenmeye gerek yoktu. Özellikle onu abisi zannederek konuşan birisiyken.

Barış yüzünü buruştururken sandalyede arkasına yaslandı ve başını da sandalyeye yasladı.

"Oğlum o kız çok takıntılı," diye dert yanmaya başladı. "Kafasında manyak manyak şeyler kuruyor. Deli psikopat. Ayrıldım ben de."

Çınar başını sallayarak anladığını belirtti. Başa bela olduğunu Başak'tan da çok net bir şekilde anlamıştı.

Çınar sandalyesini masaya doğru çevirdi ve işine dönmüş gibi yaptı. Bakışlarını telefonun olduğu yere çevirdi ve dudaklarında bir tebessüm oluşmasına engel olamadı.

Barış, Kıbrıs'a geldiğinde Çınar çoktan burada bir ayını geçirmişti bile. Türkiye telefon numarasıyla ailelerle iletişim kurulamazdı. Hoş, Barış'ta kendi telefonunu da getirmemişti zaten.

Çınar da ona yardım etmişti. Çünkü önceden tanıyordu.

Çok önceden hem de.

Aynı koğuşta olmalarına şaşırmamıştı çünkü birkaç tanıdıkla daha aynı koğuştaydı. Acemi birlikleri aynı yere çıktığı için usta birliklerinin de aynı yere çıkması gayet olasıydı.

Çınar iç çekerken bakışlarını önüne indirdi.

Barış, Çınar'ın ayarladığı telefonu ve hattı Çınar'a geri vermişti çünkü komutanlar bu ara kontrolü baya arttırmıştı. Sonlara yaklaştıkça ceza yemekten korkmuş ve telefondan vazgeçmişti. Hâlâ ailesiyle konuşabiliyordu ama telefon tamamen Barış'ta değildi artık. Konuşacağı zaman Çınar veriyor, sonra geri alıyordu.

Ve Başak... Abisinin numarası zannederek mesaj atıyordu ama mesajların hepsini Çınar'ın okuduğundan bir haberdi.

Çınar bunun bir kader olduğunu düşündü.

Çocukken sürekli kavga ettiği kız ona kendi ayaklarıyla gelmişti. Onunla konuştukça çocukluğu geliyordu gözlerinin önüne. Onu abisi zannetmesi umurunda değildi. Ailevi hiçbir meselesini dinlemeyecekti. Anlatmasına engel olacaktı. Çınar sadece onun muhabbetini sevmişti.

Bu askeriyede akşam olmasını sabırsızlıkla bekliyordu artık. Çünkü akşam olduğunda o geliyordu. Gülüyordu, güldürüyordu. Eğleniyordu, eğlendiriyordu.

Çınar sekiz yaşındayken hiçbir şey bilmiyordu. Dokuz oldu, on oldu, on bir oldu, on iki oldu...

Başka bir yere taşındıklarında fark etmişti Çınar.  Onlar taşındıklarında Çınar on bir yaşındaydı. Büyüdükçe iyice anlaşamamaya başlamışlardı. Artık ikisi de birbirleriyle oyun oymaya bile yaklaşmıyordu. Zaten Başak çoktan yeni arkadaşlar edinmişti. Çınar geri planda kalmıştı.

Yine de her ne kadar sürekli kavga etseler de, birbirlerini ağlatsalar da sonunda ikisi de barışırdı. Samimi olmazlardı ama birbirlerine küsmezlerdi de. Başak Çınar'ı hatırlamazdı, yaşı küçüktü ama Çınar, Başak'ın varlığını başka kimsede bulamamıştı.



***

Buraya kadar okuduğunuz tüm bölümler hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

💚

CEBİMDEKİ ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin