BÖLÜM 27

45.3K 3.3K 1.5K
                                    


Selaamlarrrr<3

Lütfen okurken bol bol yorum yapmayı unutmayınnn! 1.5k yorumu geçelim mi?

Keyifli bölümleeerrrrrr ❤️

*



Kollarımı Çınar'dan ayırdıktan sonra birkaç adım geriye gittim. Bu kadar korkmuş olmamı sorgulamadı, yadırgamadı çünkü beni unutmamıştı. Hâlâ nelerden korktuğumu biliyordu.

Kalbimde ufak bir çarpıntı hissettim. Bu kadar düşünceli olması, beni merak ettiği için buraya gelmesi...

"İyi misin?" diye sordu beynimde dönüp dolaşan düşüncelerden habersiz. Gözleri endişeli bakıyordu. Yeşil gözlerine bakmanın beni biraz daha sakinleştirdiğini hissettim.

"İyiyim," dedim ve gözümün önüne düşen saçlarımı geriye doğru itekledim. "İyiyim. Sadece korktum."

"Karanlık korkun hâlâ aynı şekilde duruyor yani..." dedi. Gülümsedi. "Hatırlıyor musun, çocukken seninle bir oyun oynardık."

Kaşlarımı hafifçe çatıp söylediği oyunu hatırlamaya çalıştım fakat zihnimde herhangi bir şey canlanmamıştı. Bunu fark etmiş gibi gülümsemesini derinleştirdi.

"Sorun değil. Küçüktün, hatırlamaman normal." Başımı sallayarak onu onayladım. Kendimi unuttuğum için suçlayamazdım.

"Işıkları kapatır battaniyenin altına saklanırdık. Canavar gelirse o bizi korkutamadan biz onu korkutalım diye."

Gülüşüme engel olamadım. "Tam olarak bizim oynayacağımız bir oyunmuş gerçekten. Zekaya bak, zehir."

Gülümsemesi resmen sırıtmaya döndü. "Sonra seni canavar geldi diye korkturdum. Sende ağlamaya başlardın."

Aradan onca zaman geçmesine rağmen hatırlamakla bile aldığı zevki görünce hayretle ona baktım.

"Şerefsiz." Elini uzatıp saçlarımı karıştırdığında ters ters ona baktım. "Yapmasana şunu!"

Omuz silkti. Sonra bakışlarını etrafa çevirdi. "Mahallede yok elektrik. Gelir biraz sonra," dedi. "Sen git uyu. Bende eve geçeyim."

Hareketlendiğinde telaşla koluna tutundum. "Gitme."

Hareketleri dururken bakışlarını bana çevirdi. "Ne?" diye sordu hafifçe.

"Gitme," dedim tekrar. "Elektrikler gelene karar gitmesen olmaz mı?"

Dudaklarında anında bir tebessüm oluşurken "Ama acıktım," dedi. Gözlerimi devirdim.

"Biz mağarada yaşıyoruz çünkü değil mi Çınar? Yemek falan pişmez bizim evde."

Şimdi tüm dikkati üzerimdeydi.

"Bana yemek mi hazırlayacaksın?"

Bakışlarımı kaçırdım. "Gitmezsen neden olmasın. Gitme diye sana tüm marifetlerimi sergileyerek yemek hazırlayabilirim."

Bedenini bakışlarımın olduğu yere getirdi  ve başını da eğerek benimle yeniden göz göze geldi. Yeşil gözlerinin rengi karanlıkta belli değildi ama yine de güzellerdi. "Senin gitme demen benim için yeterli. Kalmam için bir şeyler yapmak zorunda değilsin."

Gözlerimi kırpıştırdım.

Bu neden bu kadar romantikti lan?

"İyi, git kendine yemek yap o zaman," deyip yanından uzaklaşmak üzereyken hafifçe kıkırdadı ve kolumu nazikçe tuttu.

"İşten geldim, yorgunum. Kıyacak mısın bana?"

Bakışlarımı ona çevirdim. "Evet?" Benden başka bir cevap bekliyor muydu cidden?

CEBİMDEKİ ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin