BÖLÜM 38

24.2K 2.3K 1.3K
                                    


Bu bölümde 1.5k yorumu geçelim mi:')  son iki bölümdür yorumlar çok düştü. üzülüyorum🥹



Soner Avcu - Yeniden

Yatağımın üzerinde telefonumun ekranına bakıyordum.

Daha doğrusu Çınar'ın sohbetindeydim. Saat gece biri geçmişti. Bir saat önce evlerine geçmişlerdi ve Çınar'la konuşma fırsatı bir türlü bulamamıştım.

Bakışlarım profil fotoğrafına kaydığında, fotoğrafı yakınlaştırdım. Fotoğrafı açar açmaz dudaklarımda bir tebessüm oluşmuştu. Bir duvarın önünde fotoğraf çekinmişti. Kameraya değil, yan tarafa bakıyordu. Güneş yüzüne vurmuştu ve çok yakışıklıydı. Her zamanki gibi...

Hafifçe iç çektikten sonra tekrar sohbet kısmımıza girdim. Artık onunla konuşmamız lazımdı. Bu saçmalık çok uzamıştı çünkü. Sadece bir saattir aramızın kötü olması önemli değildi. O bir saat benim için bir yıl gibi geçmişti.

Klavyeyi açtıktan sonra bir şeyler yazmak için harflerde gezdirdim. Şu an tam olarak ne yazmam gerekiyordu?

Çevrimdışıydı ancak uyumadığını hissediyordum nedensizce. Bu yüzden artık yazmam gerektiğini fark ederek ona mesaj attım.

Başak : İyi geceler

Tahmin ettiğim gibi, mesajı anında görmüştü.

Zaten bir saattir ona mesaj atmamı bekliyordu değil mi...

Çınar çevrimiçi.

Çınar yazıyor...

Çınar : İyi geceler

Başak : Seni görmek istiyorum

Başak : Konuşmamız gerek

Başak : Aramız böyleyken uyumak istemiyorum

Çınar : Dışarı çıkıyorum, gel

Yatağımdan kalkarken hızlıca kalktım. Bir an ne yapacağımı bilememiştim ancak derin nefesler alıp vererek kendimi sakinleştirdim. Sonra ise hiç beklemeden hızlıca ama dikkatlice odamdan çıktım ve ses çıkartmamaya özen göstererek merdivenlerden indim.

Evdeki herkesin odası üst kattaydı, bu yüzden alt kattan gürültü gelse bile üst katta pek duyulmuyordu. Yine de işimi riske atmamak için bahçeye açılan diğer kapıyı açarak dışarı çıktım. Artık biraz daha rahatlayabilirdim. Bu saatte evdeki herkes uyuyor olurdu. Bu yüzden yakalanma riskim azdı.

Hemen koşar adımlarla dış kapının önüne geçtim ve ardından hiç beklemeden karşıya geçerek onların evinin önüne gittim. Çınar'la  göz göze geldiğimizde iyice karşısına yaklaşmıştım. İçime derin bir nefes alırken onun bakışları yanan elime kaydı. Hemen kendini dışarı atmış gibi görünüyordu.

"Çınar," dedim. Sesim öyle içli çıkmıştı ki bir an ben bile kendime şaşırmıştım. "Özür dilerim," dedim hızlıca. Biraz daha konuşmamın kesilmesini istemiyordum. "Çok özür dilerim. Sen beni yanlış anladın. Seni kırdıysam özür dilerim." Aramızdaki boşluğu kapattığında başımı kaldırdım ve gözlerine baktım fakat o yanmış elimi iki elinin arasına almış, parmaklarıyla hafifçe okşarken elime bakıyordu.

"Hatırlıyor musun," diye sordum. Hızlı hızlı konuşmak istiyordum. Daha fazla ertelenirse gerçekten delirecektim. "Bana hayal kurmayı sen öğretmiştin."

"Birlikte büyümeyi hayal etmiştin," dedi kısık bir sesle. Hatırlaması dudaklarımda bir tebessüm oluştururken "Evet," dedim. "Ve siz o hayalden birkaç hafta sonra taşındınız."

CEBİMDEKİ ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin