BÖLÜM 47

18.6K 1.4K 362
                                    

Hayır hayır kitabı unutmadınız, Çınar'ı unutmanız mümkün mü sizce? Tabi ki değil değil mi... Biz aslında hiç ara vermedik, her şey sizin hayal ürününüz araştırmanızı öneririm.

SELAMLAR EFENDİM BİZ GELDİKKKKKKKKK


*

"Sakar kalksana artık!" Bir yerlerden dürtüklendiğimi hissediyordum ama yine de uykuma ara vermedim ve hafif mırıltılar çıkardıktan sonra başımı diğer tarafa döndürüp uyumaya devam ettim. Bunun üzerini beni dürten el sarsmaya başladı ve kulağımda "Kalk dedim mi kalkacaksın!" sesi yankılanmaya başladı. Huysuzlanırken gözlerimi hafifçe araladım.

"Bir şey diyeceğim olmayacak şimdi," dedi Çınar görünümlü kişi yatağımdan uzaklaşırken. Kıkırdadım.

"Rüyalarımda sevgilimi görüyorum. Var mıdır daha kaliteli uyku?"

"Rüya değilim ben bebeğim, aç gözlerini ve bana bak tamam mı? Gerçeğim. Tamamen gerçeğim."

Ofladım ve başımın altındaki yastığı kaldırarak kafamın üzerine bıraktım. Algılarım açılmaya başladığı için yavaş yavaş neler olduğunu anlamaya başlamıştım ama anlamamayı tercih ederdim. Bugünün ne kadar yoğun geçeceğini düşündükçe yataktan kalkma isteğim bir o kadar sönüyordu.

"Gitmeyelim bir yere," dedim yastıktan dolayı boğuk çıkan sesimle. "Nolur."

Çınar'ın usulca yatağın kenarına oturduğunu hissettim. "Gitmemiz gerekiyor. Hadi güzelim."

"Of." Oflayıp yattığım yerden doğrulurken önüme gelen saçlarımı bir sinirle geriye attım ve Çınar'a baktım. Bana bakıp güldüğünü fark edince "Ne?" dedim ters ters. Gülmesini durdurdu ve öne eğilip gözlerimin önüne gelen saçlarımı geriye itekledi.

"Hiç," dedi usulca. Ses tonu yüzünden hemen yumuşarken dudaklarımda salakça bir sırıtış oluştu. "Sadece cadaloza benziyorsun."

Dudaklarımdaki tüm gülümseme yerle bir olurken yanımdaki yastığı aldım ve kafasına doğru fırlattım. Gülerek yataktan kaçarken kapının yanına gitti. Elimin altındaki diğer yastığı da ona fırlattığımda kahkaha attı ve odanın kapısını hızlıca açarak dışarı çıktı. Ardından ise kapıyı arkasından kapattı.

Onun kahkahasına karşılık benim de dudaklarımda bir tebessüm oluşurken bacaklarımı yan çevirdim ve ayaklarımı yere bastım. Bu sırada kapının hafifçe açıldığını duydum. Önüme gelen saçlarımı tekrar elimin tersiyle iteklerken bakışlarımı kapıya çevirdim. Kumral bir beyefendinin sadece kafası kapıda belirdi ve "Cadalozken de çok güzelsin," dedikten sonra kapıyı tekrar arkasından kapattı. Gülümsememe engel olamazken bileğimdeki tokayla saçlarımı bağladım ve ayağa kalktım.

Yoğun bir gün olacaktı ama başarabilirdik bunu. Çınar'laydım ve mutluydum. Her şey kolaylıkla hallolacaktı.

Çocukken de böyle olurdu. Birlikte bir yaramazlık yapardık ancak yanımda o olduğu için annemlerin bize kızmasından korkmazdım. Çünkü yalnız değildim. Yanında benimle aynı azarı işitecek biri daha vardı. Bu çoğu şeyden korkmamı engellerdi. Annemlerimiz bize kızardı ama sonra birbirimizle sataşmaya devam eder, aynı şeyleri yapmayı sürdürürdük. Biz hiçbir yaşımızda akıllı olmamıştık.

Yatağı toparladıktan sonra cam açıp odanın havalanmasını sağladım ve ardından odadan çıktım. Çınar salonda eşyalarımızı toparlıyordu. Bu kadar acele ettiğine göre sahiden de geç kalmıştık galiba.

"Kahvaltı yapmayacak mıyız?" diye sordum omzumu kapıya yaslarken. Çınar gözlerini saniyelik bana çevirdikten sonra benim çantamı eline aldı ve ardından yanıma doğru ilerledi.

CEBİMDEKİ ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin