BÖLÜM 28

46K 3.4K 1.4K
                                    


Öyle bir içimden geldi, sizde içinizden gelerek bol bol yorum yaparsanız çok mutlu olurum <3

**



Çınar bana ciddi misin dercesine baktıktan sonra "Ne basılması Başak?" diye sordu. "Ne yapıyorduk da basıldık? Yemek yiyecektik alt tarafı."

Gözlerimi bayarak ona baktım. "Gecenin on bir buçuğunda?"

"Neden olmasın? Herkes yemeği belli bir saatte mi yemek zorunda?"

Onun rahatlığı karşısında ben de sakinleştim. Birden kendimi Türk dizilerinde gibi hissedip aksiyon oluşturasım gelmişti. Entrika insanıydım resmen.

Kapı açıldı ve içeriye usulca  ailem girdi. Çınar hiç umurunda değilmiş gibi ocaktaki menemeni karıştırdı.

Mutfaktan gelen ışıkla birlikte annem, babam ve Burak bakışlarını buraya çevirdi. "Kız sen napıyorsun orada?" diye sordu annem.

Ben anneme cevap veremeden mutfaktan içeriye girdi ve ocağın başında yemek yapan Çınar'ı gördü. Birkaç saniye duraksadı ve muhtemelen neler olduğuna anlam vermeye çalıştı. "Çınar?" dedi şaşkın şaşkın.

Çınar arkasını dönerken "Suzan teyzem," dedi. "Siz annemlerle kalmayacak mıydınız?"

"Senin bu saf Osman amcan evin anahtarını unutmuş. Kapıda kalınca geri döndük." Babam mutfağa girdi ve hiç umurunda değilmiş gibi Çınar'a baktı. "Tabii telefon çekmediğinden çilingir falan da çağıramadık. Döndük öylece."

"Oğlum sen bakma Suzan'a. Anahtarı al demiştim, almamış. Benim suçum ne?"

Çınar'la birbirimize baktık ve aynı anda güldük. "Haklısın Osman amcam. Sen de haklısın Suzan teyze."

Annem ellerini beline koydu ve gözlerini kısarak bize baktı. "Siz?"

"Elektrikler gidince Başak'ın yanına geldim, tek korkmasın diye."

Babam memnun bir ifadeyle Çınar'a baktı. "Aferin. Destek olun böyle birbirinize." Sonra babam resmen havayı kokladı. "Mis gibi bir koku var şu an. Acıktım."

Annem babama döndü ve onu mutfağın dışına doğru itekledi. "Yok bu saatte yemek yemek falan, haydi içeri."

Babam huysuzlana huysuzlana içeri giderken annem tekrar mutfağa girdi. "Siz oturun, ben bakayım ona. Niye bu saatte menemen yaptınız?"

Annemin cevabını bildiği soruları sorması beni hasta edecekti günün birinde. Geldiğimi görür, geldin mi diye sorar, mutfakta olduğumu görür, mutfakta mıydın diye sorar, yemek yaptığımı görür, neden yemek yaptın diye sorar... Yemek yapmanın tek bir sebebi olabilir, o da aç olmamız. Ah canım annem...

"Çınar acıkmış," dedim umursamaz bir ifadeyle ve annemin yanına gittim. Kesik olan parmağımı annemin gözüne doğru yakınlaştırdığımda annem irkilerek geriye doğru adım attı.

"Kız napıyorsun, manyak?"

"Anne parmağımı kestim," dedim ve ona tekrar yaklaştım. "Üzüldün mü parmağımı kestim diye?"

Annem bana ters ters baktı. "Çok üzüldüm, çok. Şimdi kendimi yerlere atacağım üzüntüden."

Çınar arkamdan gülerken ben gayet ciddi bir ifadeyle anneme baktım. "Anne sen beni artık sevmiyorsun değil mi?"

Annem hiç umursamadan beni kenara itekledi ve tavanın kapağını açtı. Menemeni karıştırırken "Çakmağın yerini karanlıkta iyi bulmuşsun," dedi.

CEBİMDEKİ ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin