BÖLÜM 31

42K 3.2K 1.5K
                                    





Lütfen okurken bol bol yorum yapmayı unutmayın, keyifli bölümler<3



**


"Anne, hadi ama!" Kapının önünde ayağımı yere vururken bir yandan da annemin gelmesini bekliyordum. Gerçekten gören düğüne gittiğimizi zannederdi. Alt tarafı abimi almaya gidiyorduk. Benim için hiç bu kadar hazırlanmamıştı. Sanırım evin sevilmeyen evladıydım.

"Geldim!" diye bağırdı annem ve hızlı hızlı merdivenleri indi. Babam oturduğu koltuktan kalkıp sonunda diye mırıldanarak yanımıza gelirken kıs kıs güldüm. Annemin geç kalışlarına benden daha çok maruz kalıyordu. Burak da babamın arkasından gelirken hızlandı ve benim yanımda durdu.

"Çınar abi de gelecek mi?" diye sordu yüzündeki muzip ifadeyle. Ters ters ona bakmaya çalıştım ama Çınar'ın ismini duyunca bile kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı.

"Nereden bileyim ben?" diye homurdandım bakışlarımı kaçırırken. "Git kendisine sor."

Burak sesindeki salakça imayla "Bilmem, en iyi sen bilirsin diye düşünmüştüm," dedi. Babam duydu mu diye bakışlarımı ona çevirdim ama kendisi anneme huysuzlanmakla meşguldü.

Bir adım Burak'a yaklaşırken "Ne ima ediyorsun sen?" diye sordum kısık bir sesle. Burak sırıttı ve ellerini pantolonunun cebine koydu.

"Ben bir şey ima etmiyorum," dedi şerefsizce sırıtarak. "Sen ne anladın da sinirlendin?"

"Burak..." diye tehditlerime başlayacakken neyin gelecek olduğunu sezmiş gibi "Tamam, tamam," dedi. Sonra biraz daha yakınlaştı ve "Aranızdaki elektrikten trafolar patlayacak," dedi. Gözlerim kocaman açılırken üzerine yürüdüm ama açık kapıdan dışarıya fırlamıştı. Arkasından koştururken "Terbiyesiz!" diye bağırdım. "O elektriği de trafoyu da..." diye küfürlerime başlayacakken Burak dışarıda gördüğü Çınar'ın yanına koşarak arkasına saklandı. Adımlarım kendiliğinden durdu. Kalbim güm güm atarken Çınar bir arkasına saklanan Burak'a bir bana baktı.

"Ne yaptın da çıldırttın sen yine ablanı?" diye sordu Çınar, Burak'a bakarken. Burak bakışlarımdan kormuş olmalıydı ki "Hiç," dedi. "Sanırım beni çok sevdiği için kendine sinirlenmiş."

Çınar ona gülerken bakışlarını bana çevirdi. Gözlerim kıvrılan dudaklarına, kulaklarım ise hoş kıkırtısını duymaya odaklandığı için şu an ne konuştuklarını anlayamıyordum. Biraz uzakta olduğum için kıkırtısını duyamamıştım ve bu sinir bozucuydu.

"Hayırdır Sakar?" diye seslendi bana doğru. "Gelsene, niye uzaktan bakıyorsun?"

Hafifçe yutkundum ve kendime gelme umuduyla adımlarımı onlara doğru yönelttim. Burak'ı, çenesini kapalı tutması için tehdit edercesine bakıyordum ve bence kesinlikle işe yaramıştı. Ne yapabileceğimi bildiği için yerine sinmişti. Daha doğrusu, Çınar'ın sırtına.

Sen de işini biliyorsun valla Burak. Keşke bende ona böyle yapışabil-

Gözlerim istemsizce kocaman olduğunda başımı sallayarak silkelendim. İçimden ne kadar arsız birisi çıkıyordu böyle. Gerçekten düşüncelerimin gittiği yerden korkuyordum artık. Buna dur demem gerekliydi ama elimde değildi sanki. Onu görünce, parıldayan yeşil gözleri üzerimde sabitlenince düşüncelerim benim kontrolümden çıkıyordu.

"Burak, gel güzel kardeşim," dedim şirin olmasını umduğum ama muhtemelen psikopat bir katile benzediğim gülümsememle. Çınar Burak'ı biraz daha arkasına aldı.

"Gelme üzerime katil," dedi Burak, Çınar'ın arkasından kafasını çıkartırken. Çınar geriye birazcık dönüp kafasına bir tane vurunca Burak geri yerine yerleşti. Çınar ona güldükten sonra bakışlarını bana çevirdi.

CEBİMDEKİ ASKERWhere stories live. Discover now