BÖLÜM 39

27.5K 2.4K 1.1K
                                    


Dün birkaç değişiklik yaptığım için bölümlerin ismi değişti. Dün gönderdiğim 39.Bölüm, şu an 38. Bölüm olarak yayında. Bu ise tamamen yeni bölüm.

Yani ben dün 37 ve 38. Bölümleri gönderdim. Okumadıysanız önce onları okuyun.

Bu arada sık sık bölüm atmamı istiyorsunuz ama sık atınca da aktiflik inanılmaz düşük oluyor. Yorumları biraz canlandıralım lütfen.

Bu bölümde 1.5k yorumu çok rahat bir şekilde geçebiliriz 💗

Keyifli bölümler <3


Medyadaki fotoğraf bana aşırı
Mavi ve Sakar vibeı verdi🥹




"Başak!" diyen bir sesle gözlerimi açarken huysuzca mırıldandım ve gözlerimi kapatıp diğer tarafıma döndüm. Uykum şu an inanılmaz tatlıydı. Rüyamda çocukluk halimizi görüyordum. Üstelik yatak çok rahattı ve her tarafta Çınar'ın kokusu vardı. Hayal gördüğümü düşündüm. Sonuçta odamın buram buram Çınar kokması pek olası değildi.

Fakat uykum yeniden bölünmüştü. Çünkü Çınar "Güzelim, uyan," diyerek omuzumu hafifçe sarsmıştı.

"Birazcık daha," diye mırıldandığımda yatağın diğer tarafının boşaldığını hissettim. Rahat bir nefes bırakarak başımı yastıkta daha rahat bir pozisyona getirirken bir yandan da Çınar'ın sesini duyuyordum.

"Birazcık daha da yakalanınca uyuyamayacağız hiç. Kalk o yüzden."

"Ne yakalanması ya?" diye mırıldandım kısık bir sesle. "Hem senin benim odamda ne işin var?"

Koltuk altlarımdan tutulup kaldırıldığımı hissettiğimde birden kendimi oturur durumda bulmuştum. Beynim neler olduğunu algılayamadığı için gözlerimi açıp etrafa alık alık baktım.

"Sen benim odamdasın, kalk artık şu yataktan."

"Çınar işe gitti," diyen bir ses duyduğumda gözlerim fal taşı gibi açıldı ve hızlıca ayağa kalktım birden. Ani hareket ettiğimden olsa gerek gözlerimin önü karardığında kapıya yaklaşan adım sesleri duyuyordum ama jetonum köşeli olduğu için her şey yeni dank etmişti.

Ben hani sadece güneş doğana kadar burada duracaktım? HANİ UYANACAKTIK? Güneş utanmasa batmak üzereydi VE BEN YENİ Mİ UYANMIŞTIM?

"Abim işte mi? Tüh, görmek istiyordum hemen," diyen ince bir ses duyduğumda Çınar ağzının içinde bir küfür yuvarladı ve beni kucağına alarak hızlıca odasının içindeki banyoya yöneltti. Telaştan ne yapacağımı bilememiştim. Benim şu an burada olmamam gerekiyordu. Maksimum üç saat burada kalıp eve dönecektim ancak uyuyakalmıştık! Biz nasıl uyuyakalmıştık? Hani Çınar alarm kurmuştu? Bu sırada kapının önünden aynı ses gelmişti.
"Gel o zaman gidelim anne. Kahve içelim."

"Odasına bırakacağım kıyafetler var," dedi Selin teyze. Kalbim telaştan güm güm atmaya başladı. "Sen git geliyorum ben." Hayır sen de git Selin'im. Vallahi git. Lütfen git.

Gelme üzerimize katil.

"Anne sonra bırakırsın ya, gel hadi. Sana anlatacaklarım var." Bu konuşan kişi Selin teyzeye anne dediğine göre Beyza'dan başkası olamazdı. Şu an onun burada ne aradığını hiç sorgulayacak durumda değildim.

"Çınar ne oluyor?" diye mırıldandım telaşla. Çınar odasındaki banyoya kucağında ben varken girdi. "Uyuyakalmışız," dedi kısık bir sesle. "Alarmı kapatıp tekrar uyumuşum."

CEBİMDEKİ ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin