💞Bölüm 1💞

31 3 0
                                    

Arda


Koşarak koridorları geçerken en sonunda yoğum bakım ünitesini bulduk. Camekânlı bir bölüme geldiğimizde ise hepimiz aynı anda yavaşladık. Kafası tamamen sargılarla sarılmıştı. Ağzında solunum cihazı vardı. Kolları ve gövdesi çıplaktı ama üstünü beyaz ince bir örtü ile örtmüşlerdi. Kolunun birinde serum takılıydı. Diğeri ise morluk içindeydi. Olduğum yere çöktüm. Batu'nun ne durumda olduğunu göremeyecek kadar dağılmış durumdaydım. Boğazıma doluşan yumruyla nefesim kesilmeye başlamıştı. Yasin hızla kollarını kollarımın altından geçirip beni kaldırdı.



"Toparla kendini!" dedi kulağıma. "Lütfen, kardeşim. Toparlamalısın. Sen güçlüsün. Batu'ya destek olmalıyız." Kafamı çevirip Batu'ya baktım. Ağlıyordu. İlk defa ağlıyordu. Kafasını duvara yaslamıştı. Kafamı iki yana salladım. Şuanda ona destek olabilecek durumda değildim. "Arda." Dedi Yasin yine. "Adamın tek ailesiydi o kız. Tek varlığıydı. Biliyorum. Ne hissettiğini biliyorum. Lanet olsun ki biliyorum ama sadece güçlü olmanı istiyorum senden. Babası bir boka yaramıyor." Dediğinde ise bakışımı adama çevirdim. Öylece dikilmiş camın arkasındaki kıpırtısız yatan kızına bakıyordu. "Şimdi seni bırakacağım. Dik durabilecek misin?" kollarını itikleyip Batu'nun yanına doğru yürüdüm. Yere çökmüştü. Kafasının arkasını duvara vurup duruyordu. Hızla elimi duvara yasladım ve kafası elime çarpınca gözlerini bana çevirdi.



"Onu hiç yollamamalıydım." Dedi titreyen sesiyle. Onu annesi gittiğinde bile böyle görmemiştim. Gülüp eğleniyordu ama şimdi mahvolmuş durumdaydı. "Ona bana güvenmesini söylemiştim ama bu koca bir yalandı. İkimizde biliyorduk." Gözlerini yumup yaşlarını engellemeye çalıştı. "Bana yazdığı kâğıdı okudun mu?" o kâğıdı Beste'nin yazdığı günü hatırladım. Beste ağlayarak yazmıştı. Boğazımdaki yumru daha da büyüdü ve elimi göğsümün ortasına dayayıp ovdum. "Bana veda etmişti." Dedi en sonunda. "Geri dönemeyeceğini biliyordu. Ama yine de her dediğime güvenmişti. Ben onun hayal kırıklığı oldum. Şimdi orada cansız bir şekilde yatıyor ve bunun en büyük sorumlusu benim. Onu göndermeme izin verdiğimde bana bakışı asla gitmeyecek gözümün önünden. Kendimi asla affetmeyeceğim!"



"Bu senin suçun değildi." dedi Yasin dizlerinin üstüne çökerken. Ben nedense konuşamıyordum. Kendimi tutmak için büyük çaba harcadığım için konuştuğumda boğazımdan kaçacak hıçkırıklarla insanların dikkatini üstüme çekmeyi hiç istemiyordum. Batu, Yasin'in cümlesini duyunca isterik bir kahkaha atıp elinin tersiyle gözlerini sildi.



"Ondan babam sorumlu değildi. Ben sorumluydum!" dedi ve o sırada babası dönüp bize baktı. Batu ona ölümcül bir bakış attı. "Değdi mi?" dedi babasına. "Her şey şimdi daha mı yolunda, baba? Karının sözüyle hareket edip onu buraya yollayarak yaptığın şu şey işe yaradı mı? Adını kurtardın mı?" adam uçarak gelip Batu'yu başka bir tarafa fırlatacak sandım ama adam sadece baktı. Göğüs kafesi deli gibi inip kalkıyordu. Batu kafasını iki yana salladı. "Defol buradan! Ne Beste ne de ben seni bir daha görmek istemiyoruz." İşte şimdi adam ona bağırır diye düşündüm ama yine yanıldım. Adam topuklarının üstünde dönüp koridordan uzaklaşmaya başladı. "Ne oldu?" diye bağırınca Batu adam durup ona omzunun üstünden baktı. "Zora gelince sessizliğe büründün. Bir kızının olduğu aklına ne zaman gelecek?"



"Ona en iyi doktoru tutacağım ve buradan başka hastaneye yollamalarını söyleyeceğim." Dedi ve hızla koridorda uzaklaştı. Camekanlı kapı açıldı ve doktor Almanca bize bir şeyler sormaya başladı. Batu ise direk İngilizce konuşmaya başladı. Uzun uzun konuştuktan sonra Batu Yasin'le beni de beraberinde tutup odaya soktu. Monitörden ve cihazdan çıkan sesi duyunca bacaklarım betona saplanmış gibi dondu. Batu ise yavaşça yanına gitti ve sandalyeyi çekip başına oturdu. Elini tuttu ve iki avucunda hapsetti. Gözüme batan gözyaşlarımı orada sabit tutmak için çaba harcarken Batu kafasını Beste'nin koluna koyup ağlamaya başladı.

Bize Güven! (Büyük Sırlar Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin