💞 Bölüm 10💞

7 2 0
                                    

                                               Arda

Gece üstümdeki sıcak bir ağırlıkla uyandığımda bir kolun etrafıma dolandığını fark edip korkuyla ayağa fırladım. Ne yani, en son eve gelmiştim. Hiçbir kızla görüştüğümü hatırlamıyordum bile. Üstelik bir yudum bile alkol almadığımdan yüzde yüz emindim. Öyleyse belime dolanan kız eli kime aitti böyle? Beste bunu öğrenirse beni asla affetmezdi. Siktir! Ben nasıl bir şerefsizdim böyle ve ben bunu nasıl yapmıştım?

 

“Arda?” Allah’ım kızın sesi birde Beste’ye çok benziyordu. Arkaya dönüp bakmaya dahi cesaretim yoktu. Kendimden deli gibi tiksiniyordum.

 

“Defol git!” dedim bakmadan. “Yatağıma nasıl girdin bilmiyorum ama bunun için suyuma falan ilaç kattığın bir kesin.” Kız kahkaha atmaya başladı. Bu kahkaha… Yavaşça arkamı döndüm ve Beste yastığa gömülmüş kahkaha atıyordu. “Beste?”

 

Kafasını kaldırıp bana baktığında gözünden akan tek damla yaşı sildi. Eliyle karnını tuttu ve gülmeye devam etti. “Üzgünüm.” Dedi en sonunda. Ona öyle bir bakıyordum ki ne kadar salak göründüğümün farkında bile değildim. “Gece yatağımda yalnız uyanmak beni çok…” dedi ve gülmesini kesti. “Abime sabah okuması için not bıraktım. Naz’ı özlediğimi ve onunla vakit geçirip eve erkenden geleceğimi söyledim. Sonra senin yanına geldim.”

 

Şimdi hapı yutmuştum işte. Hızla odamın kapısına yaklaştım yavaşça açıp kafamı dışarıya uzattım. Evden saat sesleri dışında hiçbir ses gelmiyordu. Kapıyı tekrar yavaşça kapatıp kapıyı kilitledim. Güneşin yeni doğduğunu fark edince biraz daha panikledim.

 

“Odama nasıl girdin?” gülerek pencereyi işaret etti. “Tırmanarak mı girdin?” kafamı hızla iki yana salladım. “Ya düşseydin, Beste! En azından haber verebilirdin. Zaten yeni iyileştin.”

Yatağın içinden çıktı ve koltuğun üstündeki çantasını aldı. “Özür dilerim. Amacım seni rahatsız etmek değildi!” dedi. Onu kırmak istememiştim ki. Sadece panik yapmıştım. Hem ayrıca uyku sersemi yanımda bir kızla uyanıyordum. Başka türlü nasıl tepki verebilirdim ki? Hızla onu kolundan tuttum ve sarıldım.

 

“Saçmalama! Rahatsız falan olduğumdan söylemedim onu. Sadece yeni iyileştin ve düşüp bir yerini kırabilirdin. Üstelik pencerem arka tarafa bakıyor. Kimsede fark etmezdi orada düşüp kaldığını.”

 

“Ağaç dalları bu işimi çok kolaylaştırdı. Emin olabilirsin. Hem telefonum yok unuttun mu? Sana haber vermek için hiçbir iletişim aracım yoktu. Camına taş atabilirdim ama uyandırmaya kıyamadım.”

 

“Bugün cumartesi biliyorsun, değil mi? Yasinlerin ailesi ve baban ile karısı bugün bizim bahçede barbekü partisi yapacaklar.”

 

“Ah!” dedi yutkunarak. “Ne zaman uyanırlar peki?”

 

Sırıttım. Bu kızın bu cesareti beni korkutuyordu bazen. “Neyse, güzelim. Bunun çaresine sonra bakarız. Şimdi anın tadını çıkarsak olmaz mı?” kafasıyla onaylayınca ikimizde yatağın üstünde bağdaş kurup oturduk. Beste biran kızardı ve bakışları göğsüme indi. Bu beni gülümsetti çünkü üstümde uzun pijama altından başka bir şey yoktu. “Hala kızarabiliyor musun gerçekten?” omuz silkip bakışlarını çorabıyla oynadığı parmaklarına indirdi. O kadar masumdu ki o, şimdi kendimden daha da tiksiniyordum. Uzanıp yüzüne dokundum. “Keşke bende senin kadar masum olabilseydim ve…”

 

“Öylesin zaten.” Dedi gözlerini gözlerime çevirerek. “Ne düşündüğünü biliyorum Arda. Ama o düşünce cidden saçma! Bizim devir çok farklı. O dedelerimizin, ninelerimizin anlattığı bir çağda yaşamıyoruz. Kızların hepsi erkeklerin üstüne atlamak için sıraya geçiyor ve böyle bir zamanda hangi erkek kendine sahip çıkar ki?”

 

“Çıkan çıkıyor.” Dedim ona. İradesiziz diye üstümüze atlayan kızları suçlamak haksızlık olurdu. Birden ayaklarını belime dolayıp boynuma sarıldı. Kafasını boynuma gömdü. “İyi misin?”

 

“Hı hı.”

 

Beline sarıldım. İyi değildi hissediyordum. Bir şeyler ters gidiyordu. “Bu doğru değil. Söyle bana, Beste. Neyin var?” kucağımda kaskatı kesildi. Sonra sıcak nefesi boynuma çarptı ve adeta boynumu yaktı. Anında gözlerimi yumdum. Sakin ol, Arda! Sadece sakin ol! Derin derin nefes al! Onu sıcak bir rüzgâr gibi hisset. O Beste’ye ait değil. Sıradan bir rüzgâr! Şükürler olsun geriye çekilip bana uzun uzun baktı. Bu nefes olayını bilerek yapmadığını sanıyordum ama gözlerindeki hüznü görünce bundan emin oldum.

 

“O gece…” dedi kekeleyerek ona gözlerimi kısarak baktım. “…seni aradığımda…” yerinde kıpırdandı. “…yani sana şey dediğimde. Hani…”

 

“Beste, şunu düzgün bir şekilde söyler misin?” dedim merakla onu süzerken.

 

“Onunla aranızda ne geçti?” diye sordu öfkeyle aniden. Kimden bahsettiğini anlamıyordum.

 

“Kiminle?”

 

“Almanya’dayken seni aradığımda telefonda konuşurken sesini duyduğum kızla aranızda…” sonra gözlerini yumdu. “Ya da boşver. Duymak istemiyorum.” dedi ve örtünün altına girip uzandı. Sırtını bana döndü. Ama derin aldığı nefesten bunu deli gibi merak ettiğini hissedebiliyordum. Birden gülümsedim. Beni aşırı kıskanıyordu. Bu beni rahatsız etmesi gerekirken beni mutlu ediyordu. Eğildim ve çıplak omzunu öptüm.

 

“Sen telefonunu kapattığında kafayı yemek üzereydim.” Dedim. “Seni geri aradım ve telefonun kapalıydı. Sonra üç viski sipariş ettiğimi hatırladım. O anda da ihtiyaç duyduğum tek şey oydu. Ama içeri girdiğimde kızın hala orada oturduğunu ve birasını yudumladığını gördüm. içmeye başladım ama kız soru sormayı bir türlü kesmiyordu. Lanet kız!” nefes aldım. Şimdi o kız karşıma çıksa hatırlamazdım bile suratını. “Sonra seni sordu. Alışverişte ikimizi görmüş.” Dediğimde Beste hızla bana döndü. Gözlerinde korku vardı. “Bende ona ne istediğini sordum. Biran önce susmasını ve çekip gitmesini istiyordum. Paramın peşinde olduğundan emindim. Öyle olmadığını söyledi ama tek kelimesine bile inanmadım. Sonra beni öptü.” dediğimde Beste gözlerini yumup arkasına geri döndü. “Ona tepki vermedim. Şaşırdı. Etkilenmediğim için neredeyse şaşkınlıktan dilini yutacaktı. Öyle işte…” devamını anlatamazdım. Çünkü kız Beste’ye âşık olduğum kanısına varmıştı. “Aramızda hiçbir şey olmadı. Yani birlikte olmadık.”

 

Biraz sessiz kaldıktan sonra arkasına döndü. Gözleri sulanmıştı. “Etkilenmediğini nereden anladı?”

 

“Onun elleri üstümde gezerken ona sadece bakıyordum.” Omuz silktim. “Gerçekten etkilenmedim. Hiçbir şey hissetmedim.”

 

“Bu çok berbat bir durum, yani kız için.” Dedi.

 

Derin nefes aldım. “Beste, sarhoş olmadığım sürece hiçbir kız bu zamana kadar beni etkileyemedi zaten. Senin dışında.”

Bize Güven! (Büyük Sırlar Serisi II)Where stories live. Discover now