💞 Bölüm 14💞

7 2 0
                                    

Arda

Beste’nin neden ağladığını deli gibi merak ediyordum ama şuanda onunla konuşmaya hazır değildim. O gece arabayı öyle aniden durdurup onun canını acıtmıştım. Bu yüzden kendime hala deli gibi kızgındım ve asla kendimi de bu yüzden affetmeyecektim. Ama bunlar bir yana onun Yasin’le bu derece yakınlaşması beni deli gibi kıskandırıyordu. Neden benimle değil de Yasin’le konuşmak istemişti.

Batu’nun konuşmalarını dinliyormuş gibi yapıyordum ama aklım tamamen içeride olan iki kişideydi. Beste normalde her şeyi benimle konuşurdu. Benimle! Şimdi ise konuştuğu kişi Yasin’di. Yoksa onun aramalarına cevap vermiyorum diye vaz mı geçmişti? Vaz geçip Yasin’le mi takılmaya başlamıştı? Kahretsin! Bu neden organlarım canlı canlı sökülüyormuş gibi hissetmeme sebep oluyordu. Oysa benim bunu umursamamam gerekirdi. Çünkü kadınların hepsi yalancıydı. Koca bir yalancı. Annem bile bana yalan söylemişti. Beste söylemiş miydi? Evet, bana bağlanmadığını söylemişti ama bağlanmıştı. Lanet olsun! Bütün insanlara karşı güvenimi yitirmeye başlıyordum. Beste’nin amacı kötü değildi. sadece beni kaybetmekten korktuğu için gizlemişti. Sanırım.

Kapı açıldı ve Yasin bir ruhsuz gibi kapıdan çıktı ama suratında yine de o pis sırıtışı vardı. ama yapmacık olduğu gün gibi ortadaydı.

“Ee, millet. Neden kız avına çıkmıyoruz?” diye sorarken bana baktı. gözleri sanki gözlerimde bir şeyler arıyordu.

“Bugün kız havamda değilim.” Dedi Batu sinirli bir şekilde. “Dökül bakalım. Kardeşimin sorunu neymiş?”

Yasin’in birden gülümsemesi soldu. Bu ciddi bir şeydi eminim ama neydi? “Kız işleri işte. Aldığın hediye onu duygulandırmış olmalı.” Dedi kaçamak bir cevap vererek. Sonra ellerini birbirine sürttü. “Hadi. Kulüp şuanda her türden kızlarla dolmak üzeredir. Bütün gece burada kös kös oturmayacağız herhalde.”

“Otur!” dedi Batu sinirle. “Anlatmadan hiçbir yere gitmiyoruz.”

Yasin birden kasıldı. Neden kasılıyordu ki? Yoksa Beste ile aralarında… Saçmalama! Diyerek iç sesimi bir kenara ittim. Yasin, altın rengindeki sarı saçlarını geriye doğru eliyle tarayarak mavi gözlerini bana dikti. Sanki beni öldürse bile doyamazmış gibi bakıyordu.

“Bunu size söyleyemem.” Dedi Yasin. “Hande diye bir arkadaşı ile ilgiliymiş.” Derken bana bakıyordu. Sanki bana bir şey ima eder gibiydi.

“Hande mi?” diye sordu Batu. “Onun öyle bir arkadaşı olduğunu bilmiyordum.” Evet, bende bilmiyordum. Onun tek kız arkadaşı vardı o da Nazdı. Birde yengem vardı ama o daha çok onun akıl hocalığını yapıyor gibiydi.

“Ya.” Dedi Yasin bana bakarak. Hala bir şey ima etmeye çalışıyordu. “Hande. Adı Hande’ymiş. Bildiğim kadarıyla da kız bir psikologmuş.” Dediğinde birden nefesim kesildi. Tepki verdiğimi görünce Yasin gözlerini kısıp bana baktı. Yanında duran elleri yumruk olmuştu. “Beste’ye bir şeyler söylemişte. Kızın canı sıkılmış.” Dedi Yasin. Gözleri gözlerimden biran olsun çekilmiyordu. Hande Beste’ye ne söylemiş olabilirdi ki? Onu o gece gördükten sonra bir kere bile görmemiştim. Üstelik görsem bile hatırlamazdım. “Ee, gidiyor muyuz artık?” diye sordu Yasin.

“Beste’yi yalnız bırakamam. Bu durumdayken olmaz.” Dedi Batu.

“Arda ona bakıcılık yapmakta çok usta.” Dedi alaycı ses tonuyla. “Kızlara bakmadığına göre de gelmesi gerekmiyor!”

Batu güldü. “Bence artık yaşlandı ha ne dersin?” Yasin Batu’ya gülümsedi ama gözleri bana hala bıçak fırlatıyordu.

“Bence masum kızları ağına düşürüp onları aldatıyordur.” Dedi Yasin. Ona gözlerimi açarak baktım. Bunu gerçekten demiş miydi? Hem de Batu’nun yanında! Şerefsiz piç kurusu! Benim kızdığımı anlayınca devam etti. “Yoksa tahminim tutmadı mı? bu dediğimi yapmıyor musun?”

“Kapa çeneni!” dedim ona dişlerimin arasından. “Bunu sana açıklamak zorunda değilim. Ne bok yiyorsanız yiyin ama bana bulaşmayın.”

“Sakin ol, Çiko!” dedi Yasin daha da öfkelenerek ama Batu’ya çaktırmayarak. “Kuşlar bana sarışın bir masum kızı sıradan paçavra olan bir kızla aldattığını söyledi. Ah…” diye yalandan yere düşünüyormuş gibi yaptı. “…sanırım bu kuşlar yanılıyorlar.”

“Ben kimseyi aldatmadım!” diye bağırdım. “Saçmalamayı bırak.”

“Doğru.” Dedi Yasin yine numaradan gülümseyerek. “Sen aldatmazsın. Aldığını alırsın ve kenara çekilir dalgana bakarsın.”

Tam ağzımı açıyordum Batu ayağa kalktı. “Neler oluyor?”

Yasin gözlerini benden çekip Batu’ya gülümsedi. “Sadece takılıyorum. Sence de Arda’nın bu tür şeylerden birden ayağını kesmesi tuhaf değil mi?” Bu it ne yapmaya çalışıyordu? Yoksa aşık olduğu kız Beste’ydi ve benden intikam mı almaya çalışıyordu?

“Neyse ne!” dedi Batu sinirlenerek. “Arda’nın hiçbir zaman masum bir kızı aldatacağını düşünmüyorum. Her şeyi yapar ama onu yapmaz. O yüzden şu atışmayı bırakın.”

Birden bütün öfke bütün bedenimi kapladı. “Ne yapmaya çalıştığını biliyorum!” dedim Yasin’e. “Ama benim çevremden uzak dur! Sakın sınırı aşma! Duydun mu?”
Yasin’in yapmacık olan gülüşü yok oldu ve birden üstüme atlayıp bana yumruk geçirdi. Bu yumruk öylesine savrulmuş bir yumruk değildi. Sertti hem de çok sert.

“Bunu cidden söylemiş olmazsın!” dedi kükreyerek. Elimi uzatıp dudağıma değdirdim. Acıyla yüzümü buruşturdum. Batu Yasin’i hızla tutup çekti.

“Sizin derdiniz ne be?” diye bağırdı. “Kafayı mı yediniz!?”

“Ben değil.” dedi Yasin bağırarak. “O şerefsiz piç kurusu bu yumruğu hak etti!” derken bahçenin kapısı açıldı ve Betse çıktı. Korkuyla elini ağzına götürdü.

“YASİN!” diye bağırınca Yasin abimin kolundan çıkıp Beste’ye döndü. Ellerini teslim olurmuş gibi kaldırdı.

“Bir şey yok, ufaklık. Biz iyiyiz.”

Gözlerimi sımsıkı yumdum. Beste onu merak mı etmişti? Burada dudağı patlamış yere serilmiş kişi bendim! Onun sevgilisi bendim! Beste’ye baktım ama benden tarafa bakmadı. Gözleri Yasin’in üstündeydi. Ona düşünceli gözlerle bakıyordu. NEDEN? LANET OLSUN! Hızla yerden kalktım. “Seni kardeşim sanmıştın!” dedim bağırarak. Yasin tekrar bana döndü. Acı içimi kavuruyordu. Ya Yasin’i öldürene kadar yumruklayacaktım ya da buradan siktir olup gidecektim. Deli gibi soluyordum. Kaburgalarım hızla inip kalkıyordu. İhaneti iliklerime kadar hissediyordum. Aldatılmıştım! Lanet olsun. Kardeşim dediğim çocuk sevgilime göz koymuştu. Sevgilim sandığım kız… kardeşime…

“Ne haliniz varsa görün!” dedim ve kapıya doğru koşar adım yürüdüm. Beste’ye değmemeye özen göstererek yanından geçip kapıdan çıktım. Dış kapıyı da açıp evden çıktıktan sonra koşar adım arabama bindim ve aklıma gelen ilk yere sürmeye başladım. Kulüp’e.

Bize Güven! (Büyük Sırlar Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin