💞 Bölüm 16💞

7 2 0
                                    

Arda


Beste, koşarak merdivenlerden çıkarken hala uydurdukları bu yalana inanmamı ve vicdan azabı çekmemi bekliyordu. Ama ben o aptal Arda değildim artık! olmayacaktım da. kanmayacaktım hiçbir kızın yalanlarına. Özelliklede Beste'ninkine. Yasin kollarını göğsünde kavuşturdu.

"Beste ağlayarak eve girdiğinde benimle konuşmak istedi çünkü sen ondan uzak duruyordun!" dedi sakince. "Hande onu kapıda durdurmuş. Onunla birlikte olduğunu söylemiş. O da bunun doğru olup olmadığını sormak için benimle konuşmak istedi. Bende ona bunu sana sorması gerektiğini söyledim. o da onun telefonlarını meşgule atıp durduğunu ve onu görmezden geldiğini söyledi. Tüm olup biten bu! Sana öfkelenmem bu! Sana yumruk atmamın sebebi bu! Çünkü kızı aldattığını düşündüm. Hala da düşünüyorum. Söylesene dört gündür neden kızla konuşmuyordun?"


NE! Birden sırtımı dolaba yasladım.


"Seni ahmak!" dedi Yasin. "Kıza yaptıklarını gördüm. Bunu nasıl düşünebilirsin? Onunla benim o şekilde yakınlaşacağımızı nasıl olurda düşünürsün? Sen benim kardeşimsin. Bundan da önemlisi başıma gelen bir şeyi sana nasıl yaparım? Bana hiç mi güvenmiyorsun? Bunu mu ifade ediyor sana kardeşlik? Hadi beni geçtim. Ya o kız? Sana deli gibi aşık olan kız? Ona bir sürtük gibi nasıl davranırsın?"


Hayır! hayır! hayır! bunu gerçekten yapmış mıydım?


"Ben seni affediyorum." Dedi gözlerime bakarak. "Cezanı zaten buldun. O yukardaki kız seni asla affetmeyecek. Eh, ben olsam bende affetmezdim." Dedi ve arkasını dönüp evden çıkıp gitti. Evet, Beste beni asla affetmeyecekti. Ona yaptıklarımdan sonra, dediklerimden sonra o affetse de ben kendimi asla affedemezdim. İşte şimdi tam bir şerefsiz olmuştum. Ona yaptıklarım aklıma geldikçe tiksiniyordum kendimden.


Yavaş adımlarla merdivenlerden çıkıp odasına gittim. Kapısı kapalıydı ama içeriden hıçkırıkları geliyordu. Az önceki hıçkırıkları gibi ve ben hepsinin bir oyun olduğunu düşünmüştüm. Canını yakmıştım ve en kötüsü defalarca bana benden nefret ettiğini söylemişti. Etse de ne diyebilirdim ki şuanda ben de kendimden nefret ediyordum.

Derin nefes alıp kapısının kolunu tutup indirdim. Şükürler olsun kilitli değildi. içeri girdiğimde örtüsünün altına girmişti. Bir top gibi toplanmıştı. Dizlerini göğsüne kadar çekmiş cenin pozisyonunda yatıyordu. onu bu hale ben getirmiştim. Hala abisine söylediği laflar kulağımda yankılanıyordu. Durdur diyordu ona. Acıyı durdur. Onun bile numara olduğunu sanmıştım. Ben nasıl olmuştu da bu kadar ruhsuz olmuştum? Nasıl olmuştu da bu kadar saçma şeyler düşünüp yapmıştım?


Yaklaşıp yatağına oturdum. Anında nefesini tuttu. Benim olduğumu biliyordu. Aramızda böyle bir çekim vardı, her zaman. "Özür dilerim." Dedim. "Ben..." ne diyecektim ki? Ona yaptığım şeylerin hiçbir şekilde özrü yoktu. olamazdı da. sırtımı yatağın yumuşak deri başlığına yasladım. "Tam bir şerefsiz gibi davrandım."

Bize Güven! (Büyük Sırlar Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin