💞Bölüm 32💞

6 2 0
                                    

Beste   

 

Elveda, Hülya. Sana yakışan yere gideceksin ve o zaman karşına çıkacağım. Bana yaptıklarının hepsinin daha fazlasını yaşatacağım sana. Hem de çok fazlasını. Sinsice gülümseyerek Arda’ya döndüm. Yola odaklanmıştı.

 

“Telefonunu verebilir misin?” direkt elini cebine uzattı ve telefonunu çıkarıp bana verdi. Hemen Abdül’ün numarasını tuşlayarak sıradaki planıma geçmeye başladım. “Abdül, benim Beste. sana bir teklifim var.”

 

“Bu hoşuma gitmeye başladı.”

 

“Ama bu seferki çok farklı, şimdi beni iyi dinle. resimdeki kadını hatırlıyorsun değil mi? bu olaylar patladığında ve onun paraya en muhtaç olduğu anda kar maskesiyle ona bir teklif vermeni istiyorum. ona iki tane mal vereceksin ve satış için boş bir araziye yollayacaksın. O oraya ulaştığında bana haber vermen yeterli olacaktır. Kabul ediyor musun?”

 

“Vay canına! Bu onu hapse tıktırma planı gibi geldi nedense.”

 

Kahkaha attım. “Çocuğa şiddetten girmesi pekiyi değil ama ayakçılık yapmaktan içeri girmesi daha etkileyici. Eee, bana yardım edecek misin?”

 

“Bunu yaparım, bebek. Sadece zamanı gelince bana telefon etmen yeterli.”

 

“Karşılığını alacaksın. Unutma.” Dedim ve telefonu kapatıp Arda’ya uzatırken bana şaşırmış şekilde baktığını gördüm. “İntikam zamanı gelmedi mi? onu hapishanede ziyaret eden ilk kişi olacağım.”

Arda, tek kelime etmeden telefonu cebine atıp kafasını yola çevirdi. Bu onu rahatsız etmiş gibiydi ama kimse bilmiyordu. O kadının bana yaşattıklarını hiç kimse bilmiyordu. Ona daha fazlasını çektirip yalnız başına bırakıp süründüğünü görmek istiyorum.

 

Arda arabayı durdurduğunda onu inceledim. Nihayet yalnızdık. Yani Tolga abilerin evin içinde olmasından dolayı pek yalnız sayılmazdık ama en azından şimdilik yalnızdık. O kapıyı açmak için hareket ederken elini tuttum.

 

“İnme.” Dedim ve ilk elime sonra gözlerime baktı. “Seninle yalnız kalmak istiyorum.” anında dudakları yukarıya kıvrıldı.

 

“Bunu buraya gelmeden önce söyleseydin bir şeyler bulurdum.”

 

Yengeni merak ediyorsundur diye… yani…” kemerimi açıp ona uzandım ve dudaklarını öpmeye başladım. Bunu istiyordum. Ellerimi ensesinde bağlayıp onu kendime daha da çektim. O sırada arabanın camına vuruldu ve hızla birbirimizden uzaklaştık. Tolga abi benim tarafımdaki cama dayanmış sırıtıyordu. Anında suratımı alev aldı. Kızardığımdan da hiç şüphem yoktu. titreyen parmağımla camı açtım.

Bize Güven! (Büyük Sırlar Serisi II)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu