33. Ben Aşık Olmazdım Ama

347 46 62
                                    

Özlem Tekin- Beni Yakan Aşkın

"Ah, uzaktan nazik görünen aşk,
Nasıl da acımasız ve kaba denendiğinde!"

Gece biraz serinlemiş olsa da hava, hala gündüzün sıcaklığını taşıyan asfaltlar sayesinde ılık bir haldeydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gece biraz serinlemiş olsa da hava, hala gündüzün sıcaklığını taşıyan asfaltlar sayesinde ılık bir haldeydi. Yine bölgenin kendine has hanımeli kokularına çocukların burnuna taşıyan hafif meltemi esiyordu.

İlk defa hepsi bir kafede oturmuştu. Bazıları soğuk kahvelerini içerken bazıları limonatasını içiyordu.

Menaf çocukların neden kafelerde değil de genelde ormanın içinde oturduklarını daha iyi anlamıştı. Kafeler insan doluydu. Aynı zamanda içini sıkıyordu, klostrofobik hissettiriyordu. Yine de hepsi, Tibet için bir farklılık olması ve kafasının dağılması için farklı bir şey yapmayı mantıklı bulmuştu.

Gerçi Menaf arada sırada yeşillerini değdirdiği bedenin mutlu olmadığını gayet rahat anlayabiliyordu. Aksine sıkılmış gibiydi. Ormanın kendine has temiz kokusu ve sessizliği yoktu. Yan masalarında oturan gençlerin kahkahaları ve kafedeki diğer insanların uğultusu belli ki çocuğu yoruyordu.

Fakat Tibet asla çaktırmıyor, arkadaşlarının dediklerini gülümsüyor ve onaylamaya devam ediyordu. Menaf artık onun nelere katlandığını, hangi taşlı yollardan yürüdüğünü bildiği için, dışarıdan görünen bu tutumuna şaşırmıyor ama çok takdir ediyordu. Tibet kendini, dünyadan korumayı başarmıştı.

Kendisine baktığında, kendisini ailesinden korumayı başaramamış bir çocuk görüyordu. Hala ara sıra onlarla aynı düşünceleri paylaşmayı isterken buluyordu kendini. Böyle olmamayı dilerken, onların sevgisini daha çok hissedebileceği düşüncesindeydi. Bu yaz yaşananlar, onu tamamen koparmıştı onlardan. Kendisini artık o ailenin bir üyesi gibi hissedemiyordu. İnsan, hiç kabul görmediği bir yerde evinde hissedemezdi.

"Menaf, beğenmedin mi içeceği?" Duru'nun sorusuyla kısa bir bakış attı kıza, Menaf. Böyle şeylere dikkat edenin Tibet olup, onun sormasını bekliyordu. Fakat kendisi de içten içe farkındaydı ki, Tibet böyle şeylerin insanı değildi.

Gülümsedi kıza. "Çok tatlıymış, böyle şekerli şeyleri çok sevmiyorum ben." Kaşlarını imayla kaldırıp, Tibet'e bakınca, Tibet'in yüzündeki yan sırıtışın sebebi olmaktan hoşlanmıştı. "Daha çok acı seviyorum herhalde, koyu."

Duru sorusuna aldığı yanıtla kıkırdadı. İkilinin arasındaki tansiyonu görmemek zordu.

"Değiştirelim ister misin?"

Menaf başını iki yana salladı. "Teşekkür ederim, içmeyeceğim sanırım."

"Menaf, istersen benimkini iç sen." Asaf'ın önerisiyle ona döndü, çocuk americano içiyordu.

Sesini çıkarmasına gerek kalmadan, masanın öbür tarafındaki Tibet, az sütlü, çok buzlu şekersiz kahvesini çocuğun önüne doğru itmişti. Bardak masanın üzerinde kayarak, ayarlanmış gibi tam Menaf'ın önünde durmuştu.

İflah Olmaz TutkularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin