ÖZÜR

11.2K 552 10
                                    

4 GÜN SONRA

Genç kız taksiden indikten sonra gözleriyle çaresiz bir şekilde kendisi ve sevimli evi arasındaki mesafeyi ölçmeye çalıştı. Asla oraya sapasağlam varamayacaktı bunu biliyordu ama yılmayacaktı da. 'Başarabilirim. Ben daha kötülerini atlattım.' Kendini bu şekilde cesaretlendirmeye çalışan genç kız bakışlarını korkarak yanındaki bavuluna çevirdi. Tüm cesareti o an tekrar yerle bir oldu. Annesinin 'Defne ile yersiniz' diyerek çantasına doldurduklarının verdiği ağırlık yetmiyormuş gibi bavulun iki tekerleği birden kopmuştu. Omuzları çaresizlikle tekrar düşerken aklına gelen şahane fikirle cebindeki telefonu çıkarıp Defne'yi aradı. 3.çalışta açılan telefonla rahat bir nefes alan genç kız

-"Defne, ağır bavul operasyonunu gerçekleştirmemiz lazım."

-"Tamam. Hemen geliyorum."

-"Defne, iyi misin sen? İsyan etmen gerekiyordu."

-"Normalde isyan ederdim tabi ki ama elimdeki en iyi adamlardan birini senin için aşağı göndereceğim."

-"Ben yokken eve erkek mi aldın? Defne kurallar..."

-"Hadi ama alt tarafı bir kere kural ihlali yaptım. Annelik taslama yine ve inan bana çok zararsızlar."

-" 'lar' ekimi kullandın sen az önce Defne delirteceksin beni."

-"Sen zaten delisin akıllım. Neyse aşağı iniyor. Bekle biraz." yüzüne kapanan telefonla öfkesi daha da artarken Defne'ye yapacağı işkenceleri düşünüyordu. Ojelerini ya da telefonunun şarj aletini saklamak. Bunlar Defne'nin tırnaklarını yemesi için yeterli olurdu. Fazlasına gerek yoktu. Defne'ye kıyamazdı zaten. Genç kızın bu düşüncesi apartman kapısından çıkan kişiyi görmesiyle anında değişmişti. Defne'yi önce bir sandalyeye bağlayacak. Sonra da saçlarını sıfıra vurdurup, elbiselerini gözünün önünde parçalara ayıracaktı.

Genç kız bu düşüncelerle boğuşurken Dean ise yaptığı hayvanlığı nasıl telafi edecekti onu düşünüyordu. Genç kızın tam karşısında durduğunda ne olacaksa olsun düşüncesiyle birlikte konuşmaya başladı.

-"Selam."

-"...."

-"Yolculuk nasıldı?"

-"..."

-"Konuşmayacak mısın? Yoksa pasta arayışı içine mi girdin?" Genç adam ona öfkeyle bakan genç kızın bakışlarından nefret ettiğini farketti. Daha önce hiç kimse ona bu şekilde bakmamıştı. Yavaşça genç kızın koluna dokunduğunda genç kız hızla kendini geri çekip bavulunu sürükleyerek apartmana doğru ilerlemeye başladı. Genç adam hızla yanına vardığında

-"Bırak ben çıkartayım yukarı."

-"İstemez. Ben kendi işimi kendim halledebilirim. Sende hazır dışarıdayken uzaklaş buradan."

-"Deniz. Bak ben özür dilerim. Aptallık ettim. Hatta eşeklik ettim. Ne olur affet beni dört gündür geri dönmeni bekliyorum." Genç kız duyduklarıyla birlikte az da olsa sakinleştiğini farketti. Ama affedemiyordu. Daha önce hiç o kadar küçük düşmemişti. Hiç öyle bir hakarete maruz kalmamıştı da. Bu düşüncelerle birlikte gözlerine dolan yaşlara lanet etti. Genç adam kızın düşünceli halinden faydalanırmışçasına elindeki bavulu hızla kaptı. Genç kız bavulu geri almak istesede dolan gözlerini görmesin diye apartmana doğru ilerlemeye devam etti. Apartmanın önüne geldiğinde zile basmak için elini kaldırdığında zilin bozuk olduğunu hatırladı ve çantasının içinde anahtar arayışlarına başladı. Bir yandan gözyaşlarıyla savaşıp diğer yandan anahtarı aramak zor olsa da vazgeçmedi genç kız. Onun önünde ağlamayacaktı. Bu konuda kararlıydı ta ki ilk gözyaşı yanaklarından süzülene kadar. Kol çantasını sertçe yere atıp hızla arkasına döndü.

-"Neden geldiğin yere geri dönmüyorsun? Neden sürekli karşıma çıkıyorsun. En önemlisi söylediklerinden sonra evime hangi yüzle girebiliyorsun?"

-"Deniz, üzgünüm." genç kız gözlerini devirip tekrar arkasını döndü ama dönmesiyle birlikte kendini duvar ve Dean arasında buldu.

-"Ne yaptığını zannediyorsun?"

-"Bak sadece konuşacağız"

-"Bir öküzle konuşurum daha iyi. Bırak beni."

-"Bak o günkü sinirim sana değildi. Annemeydi."

-"Banane bundan." Genç kız çırpınsada kurtaramıyordu kendisini. Genç adam ise artık bu durumdan sıkılmış olacak ki

-"DİNLE! Birkaç saniye sakin olmak bu kadar zor mu?" Genç kız korktuğunu hissetti ve bu işkenceden kurtulmak için çırpınmayı kesti. "Ben öyle biri değilim. Ne sana karşı ne de başka bir kadına karşı... Sadece o gün moralim bozuktu. Eğer sen benimle dalga geçeceğine direk olarak Alex'in yerini söyleseydin. Bunların hiçbiri olmazdı. Bak eğer affetmek için yüzüne bir kaç tane daha pasta yapıştıracağım dersen en yakın pastaneye gidelim. Ne zaman sıkılırsan o zaman affettim dersin."

Genç kız Dean'in gözlerinin içine bakarken annesinin söylediği bir sözü hatırladı. 'Dil yalan söyler ama gözler asla." Dean'in gözlerindeki bakıştan samimi olduğunu anladı genç kız ve o sırada birşeyin daha farkına vardı. Daha önce hiç bu kadar güzel gözler görmemişti. Bu düşünceyle hızla gözlerini kaçırdı genç kız.

-"Tamam. Bırak artık beni."

-"Yani sorun yok."

-"Hayır."

-"Bir gülümse de emin olayım."

-"Saçmalama Dean."

-"Hadi ama alt tarafı gülümseyeceksin ben de emin olacağım."

-"Dik dik bakarsan gülemem." dedikten sonra hızla Dean ile duvar arasından kurtulan genç kız kol çantasındaki anahtarı arama işlemine geri döndü.

-"Utanıyorsun" genç kız bulduğu anahtarla kapıyı açıp ittiğinde genç adamın geçebilmesi kenara kaydı.

-"Daha önce utanan kız görmedin mi?"

-"Senin gibisini hayır."dedikten sonra hızla yukarı çıkmaya başlayan genç adamın arkasından bakarken istemsizce fısıldadı genç kız.

-"Bende senin gibi hissettirenini görmedim."

XxxxxX

UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. BEĞENİLERİNİZİN VE ÖZELLİKLE YORUMLARINIZIN BENİM İÇİN ÖNEMİ ÇOK FAZLA. O YÜZDEN İYİ VEYA KÖTÜ YORUMLARINIZI BEKLİYORUM...

Yabancı Damat - TAMAMLANDIKde žijí příběhy. Začni objevovat